Logo

4. Hukuk Dairesi2024/10732 E. 2025/2768 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı sigorta şirketi ile davacılar arasında yapılan sulh sözleşmesinin Bölge Adliye Mahkemesince dikkate alınmaması ve davacının kusurlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında yapılan sulh sözleşmesinin HMK 315. maddesi uyarınca kesin hüküm etkisi doğurduğu ve mahkemenin buna göre karar vermesi gerektiği, ayrıca davacının yaşı ve kazanın oluş şekli gözetilerek davacıya müterafık kusur indirimi uygulanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1107 Esas, 2024/598 Karar

HÜKÜM/KARAR : Davanın kısmen kabulü- Davacıların istinaf talebinin kısmen kabulü, davalı Belediyenin istinaf taleplerinin esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi

TARİH : 02.06.2022

SAYISI : 2019/733 Esas - 2022/400 Karar

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı ... Büşükşehir Belediye Başkanlığı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeni hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı vekilinin 29.05.2024 tarihli dilekçesi ile davalı ... ile sulh olmaları nedeni ile davanın davalı ... açısından konusuz kaldığına dair talebi ve sigorta şirketinin 30.05.2024 tarihli davanın kendileri açısından konusuz kaldığına ilişkin karar verilmesi gerektiğine ilişkin talebi Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2024 tarihli ek kararı ile sulh göre karar verilmesi halinde alacak kalemlerinde ve ferilerinde değişiklik yapılması gerektiği bunun da infazda tereddüt oluşturacağı gerekçesi ile reddedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2024 tarihli ek kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Temyiz istemi, davalı ... vekilinin 30.05.2024 tarihli davacı ile aralarında yapılan sulhe ilişkin karar verilmesi talebinin reddine yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2024 tarihli ek kararınına ilişkindir.

Dosya içinde mevcut davacı vekilinin 29.05.2024 tarihli dilekçesinde davalı ... ile sulh olduklarını buna dair sözleşme yapıldığını bildirmiş, davalı ... şirketinin 30.05.2024 tarihli dilekçesi ile de davacı ile sulh olduklarından kendileri açısından davanın konusuz kaldığına ilişkin karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince tarafların sulh sözleşmesi dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken kararda esaslı değişiklik oluşacağı ve bunun da infazda tereddüt yaratacağı gerekçesi ile talebin reddedilmesi hatalı olup Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2024 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... AŞ vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesi ile; davacı ...'nin yolcu olarak bulunduğu araç ile davalı ...'in sürücü, davalı Belediyenin işleten ve davalıya trafik sigortalı araç sürücüsü arasında 04.05.2012 tarihinde meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığı, alınan rapor ile %98 oranında malul kaldığı, davalı ... şirketinin sürekli iş göremezlik tazminatı bakımından 03.10.2014 tarihinde 98.890,00 TL ödediği, bakiye için tahkim başvurusu sonrasında 101.110,00 TL miktara hükmedildiği, %25 kusur oranı üzerinden de yolcu olarak bulunduğu aracın sigorta şirketinden ödeme alındığı ancak yapılan ödemelerin yeterli olmadığı, davacının ömür boyu bakıcı ihtiyacının da olduğu, araç işleteninin davalı ... olduğu beyanıyla belirsiz alacak davası olarak ikame edilen davada şimdilik 10.000,00 TL sürekli bakıcı giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ... açısından teminat miktarı ile sınırlı olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının ise davalı sürücü ve davalı işleten Belediyeden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken tahsilini, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 100.000,00 TL, davacı ... için 300.000,00 TL olmak üzere toplam 500.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü ve davalı işletenden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 21.12.2021 tarihli dilekçe ile sürekli iş göremezlik tazminatını 1.470,721,67 TL olarak artırarak davalı ... ve davalı sürücü ...'den müştereken ve müteselsilen tahsilini, sürekli bakıcı giderini 2.386,533,15 TL olarak artırarak sigorta şirketi açısından sağlık gideri teminatı kapsamında kalmak kaydı ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetkiye itiraz ettiklerini, zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılmadığını, kazada kusurları olmadığını, davacı ...'ın araçta anneannesinin kucağında olduğunu, emniyet kemerinin takılı olmadığını, davacıların tazminat taleplerinin karşılandığını, manevi tazminatı tutarının kabulünün mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacılara 101.110,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını tüm zararın karşılandığını, ayrıca kazaya ilişkin 02.10.2014 tarihinde 98.890,00 TL ödeme yapıldığını, teminat limitinin 225.000,00 TL olduğunu ve davacılara 200.000,00 TL ödeme yapıldığını, bakıcı gideri talebinin ise teminat kapsamında olmadığını, usule uygun maluliyet raporu tanzimi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetkiye itiraz ettiklerini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, meydana gelen kazada fiili ve hukuki bağlantıları olmadığını, davacı ...'ın kaza sırasında ön koltukta anneannesinin kucağında olması nedeni ile davacıların kusurlu olduklarını kusurları ve nedeni ile manevi tazminat isteyemeyeceklerini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alınan maluliyet raporu ile davacı ...'nin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %100 malul kaldığı ve ömür boyu bakıma ihtiyacı olduğu tespitinin yapıldığı, aktüer rapor ile TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre %75 kusur oranı ve %20 müterafık kusur indirimi dikkate alınarak yapılan hesaplamanın usul ve yasaya uygun olduğu, zamanaşımı def'inde bulunulmuş ise de kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Türk Ceza Kanunu uyarınca uzamış ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu ve davanın zamanaşımına uğramadığı, davalı ... tarafından husumet itirazında bulunulmuş ise de kazaya sebebiyet veren aracın Bursa İl Özel İdaresinden 12.06.2014 tarihinde davalı ... başkanlığına devredildiği, davacı ...'ın kaza sırasında ön koltukta kucakta taşındığı ebeveynlerin müterafık kusuru bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, sürekli iş göremezlik tazminatı olan 992.451,10 TL'nin 04.05.2012 kaza tarihinden tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar Bursa Belediye Başkanlığı ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı ...'ye verilmesine, bakıcı gideri zararı olarak 1.750.124,31 TL'nin (davalı ... 225.000,00 TL'den sorumlu olmak kaydıyla) ... ve davalı ... Belediyesinden kaza tarihi olan 04.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, sigorta şirketi açısından 06.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile ...'ye verilmesine, 150.000,00 TL manevi tazminatın ...'ye, 50.000,00 TL manevi tazminatın ...'ye, 50.000,00 TL manevi tazminatın ...'ye kaza tarihi olan 04.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... ve ...'den tahsil edilerek ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacılar aleyhine müterafık kusur indirimi yapıldığı ancak kaza anında 1 yaşından küçük olan ...'ın zararın artmasına etken davranışı olmadığından maddi tazminat talebinden %20 oranında indirim yapılmasının doğru olmadığı, bu nedenle davacılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile davalı ... vekilinin istinaf talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile İlk Derece mahkemesinin kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile sürekli iş göremezlik tazminatı olan 1.470.720,67 TL'nin 04.05.2012 kaza tarihinden tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar davalı ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı ...'ye verilmesine, bakıcı gideri zararı olarak 2.386.533,15 TL'nin (davalı ... 225.000,00 TL'den sorumlu olmak kaydıyla) ... ve davalı ... Belediyesinden kaza tarihi olan 04.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, sigorta şirketi açısından 06.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile ...'ye verilmesine, manevi tazminat açısından 250.000,00 TL manevi tazminatın ...'ye, 50.000,00 TL manevi tazminatın ...'ye, 50.000,00 TL manevi tazminatın ...'ye kaza tarihi olan 04.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... ve ...'den tahsil edilerek ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve davalı ... ... tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davacılar ile sulh oldukları kendileri açısından davanın konusuz kaldığı ve bu şekilde karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; kazada hukuki ve fiili bağlantıları olmadığı, taleplerin zamanaşımına uğradığı, davacıların kazada kusurlu olduklarını, davacı ...'ın kaza esnasında ön koltukta kucakta olduğu, kusurlu olan davacıların manevi tazminat istemlerinin reddi gerektiği, avans faizine hükmedilmesinin haksız olduğu gerekçeleri ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ... tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın, davacının yolcu olduğu araca 04.05.2012 tarihinde çarpıp davacının yaralanması sonucu uğradığı zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı, sürekli bakıcı gideri ve manevi tazminat talebine ilişkindir.

2. Değerlendirme ve Gerekçe

1. Davalı ... şirketinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Davacılar ve davalı ... arasında sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde sulh sözleşmesi imzalandığına dair davacı vekilinin 29.05.2024 tarihli dilekçe ve ekinde sulh sözleşmesi ibraz edilmiş, davalı ... tarafından da 30.05.2024 tarihli dilekçe ile davacı ile aralarında sulh sözleşmesi imzalandığı ve kendileri hakkında davanın konusuz kaldığına dair karar verilmesi talebini içeren dilekçe ibraz ettikleri görülmüştür.

Davacılar vekili ve davalı ... arasında düzenlenen bila tarihli sözleşme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313. maddesinde düzenlenen sulh sözleşmesidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 315. maddesinde sulhün davayı sona erdireceği, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı düzenlenmiş olup, yine aynı maddede “Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü yer almaktadır.

Ne var ki, mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 315. maddesi uyarınca işlem yapılmamıştır.

Hal böyle olunca, taraflardan sulhe göre karar verilmesini isteyip istemediklerinin sorulması ve bildirecekleri irade beyanına göre bir karar verilmesi gerekirken, madde hükmüne aykırı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, kazaya neden olan 16 KH 208 plakalı kamyonun 25.03.2014 tarihli Devir Tasfiye Komisyon kararı gereği davalıya devredilmiş olmasına, kaza tarihi itibari ile 8 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresinin dolmamış olmasına, ceza yargılaması neticesinde davalı sürücünün kazada %75 oranında kusurlu olduğunun belirlenmiş olmasına, avans faizine hükmedilmesine usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 51 inci maddesinde, hâkimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; aynı Kanun'un 52 nci maddesinde ise zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.

Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma mecburiyeti başlıklı 150 nci maddesinde “M1, M1G, N1, N1G, N2 ve N3 sınıfı araçlarda 150 cm’den kısa ve 36 kg’ın altındaki çocukların taşınması sırasında çocukların ağırlığına uygun bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan çocuk bağlama sistemlerinin kullanılması zorunludur. Ancak, 135 cm’den uzun çocuklar çocuk bağlama sistemleri yerine ön koltukta oturmamak şartıyla diğer koltuklardaki emniyet kemerlerini kullanabilirler.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.

Dosya içerisindeki belge ve bilgiler dikkate alındığında, davacının kaza tarihinde altı aylık olduğu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 150 nci maddesi gereğince davacının yaşı dikkate alındığında arka koltukta özel donanımlı tertibatla taşınması gerektiği anlaşılmaktadır. Ceza yargılaması sırasında ... ...'in verdiği beyanda " ben eşimin kullandığı araç içerisindeydim, ön koltukta oturuyordum, yaralanan çocukta benim kucağımdaydı", şeklinde ifade verdiği anlaşılmaktadır. Davacı ...'ın kaza sırasında ön koltukta kucakta olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla ; davacının koruyucu tertibat olmaksızın seyahat etmesi ve bu durumun zararı artırıcı neden olması gerekçesiyle davalı aleyhine hükmedilen tazminat miktarından %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gerekirken bu hususun gözetilmemesi isabetli görülmemiştir.

V. KARAR

1 . Bölge Adliye Mahkemesince verilen 14.06.2024 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA,

2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

3. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin; (3) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılar Türkiye Sigorta A.Ş ve ...'na iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.02.2025 tarihinde oybirliği ile karar verildi.