Logo

4. Hukuk Dairesi2024/11104 E. 2024/12277 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazası sonucu yaralanan davacının, kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü ile uzlaşmış olması nedeniyle açtığı tazminat davasının reddine ilişkin itirazın incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/19. maddesinde yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı gereğince, uzlaşma halinde dahi, uzlaşma anında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlar için tazminat davası açılabileceği gözetilerek, İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/260 Değişik İş, 2023/268 Karar

İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olan aracın 19.08.2017 tarihinde yaptığı tek taraflı kaza sonucunda araçta yolcu olan müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını belirterek maluliyet tazminatı olarak şimdilik kaydı ile 20.000,00 TL talep etmiş, yargılama sırasında talebini 312.426,63 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi gerektiğini, davacı ile zarar veren arasında edimsiz uzlaşma bulunduğu ve bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun kalktığını, maluliyet raporunu kabul etmediklerini, hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz oranı kullanılması gerektiğini, kusur raporu alınması ve müterafik kusur durumunun araştırılması gerektiğini, hatır taşıması bulunduğunu, vekalet ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III.UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; maluliyet raporunun usulüne uygun olmadığı, bu nedenle dava şartının sağlanmamış olduğu gerekçesiyle başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ

A. İtiraz Yoluna Başvuranlar

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince; itirazın kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 312.426,63 TL'nin 12.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairenin 31.01.2022 tarihli ve 2021/8973 Esas, 2022/1193 Karar sayılı ilamıyla; uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı ve açılan davanın reddine karar verileceğinden uzlaşma belgelerinin celbedilerek değerlendirilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İtiraz Hakem Heyetince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;ara kararın düzenlendiği 20.12.2022 tarihinden bu yana geçen uzun süre değerlendirilmek suretiyle davacı vekilinin dosyadaki işlemi tamamlayamadığı ve Savcılık kararında uzlaştırma raporundan bahsedilmiş olması değerlendirilerek takipsizlik kararı verilmiş olmakla, Yargıtay bozma kararının aradığı koşulun gerçekleştiği sonucuna ulaşılmakla taraflar arasında uzlaşma olduğu ve talebin reddi gerektiği" gerekçesiyle Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, uzlaştırma raporu düzenlenmiş olmasının savcılık dosyasında kabul edilmiş olmasına bağlı olarak başvuranın tazminat talep hakkını ortadan kaldırmış olduğuna, bu nedenle tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dosyada temyiz süresi dolmadan 06.02.2023 tarihinden deprem yaşandığını, ofislerinin Adana'da olması nedeniyle etkilendiklerini, deprem sonrasında 11.02.2023 tarihli 32101 sayılı Resmî Gazete’nin 1 no’lu mükerrer basımında Cumhurbaşkanı Kararı ile yalnızca olağanüstü hal ilan edilen illerde geçerli olmak üzere bir kısım yargısal sürelerin 06 Şubat 2023 tarihinden (bu tarih dahil), 06 Nisan 2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) durdurulmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlandığını, bu nedenle temyiz dilekçelerinin süresi içerisinde olduğunu, somut olayda müvekkiline imzalatılan uzlaşma teklif formunun matbu şekilde hazırlandığını, kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan hukuki sorumlulukları bulunan sigorta şirketine de tazminat davası açılamayacağının açıklanmamış olduğunu, müvekkilinin uzlaşma kapsamında sadece şüpheliyi cezai sorumluluktan kurtaracak şekilde bir uzlaşma düşüncesiyle hareket ettiğini belirtmiştir.

B. Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı 19.08.2017 tarihli trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun sürekli iş göremezlik tazminatı taleplerinde, CMK'nın 253/19 uncu maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır.

Davacı vekili, davalıya sigortalı araç sürücüsünün 19.08.2017 tarihinde yaptığı kaza neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralanıp malul kaldığını beyanla sürekli iş göremezlik tazminatı isteminde bulunmuştur. Uyuşmazlık Hakem Heyeti talebi reddetmiş, davacının itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararını kaldırarak davanın kabulüne karar vermiş, İtiraz Hakem Heyeti kararının Dairece bozulması sonrasında ise; dava konusu eylem nedeniyle yürütülen ceza soruşturmasında tarafların uzlaştığından bahisle davacının başvurusunun reddine karar verilmiştir.

CMK'nın 253/19 uncu maddesi uyarınca uzlaşmanın sağlanması hâlinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağına dair kural, Anayasa Mahkemesi'nin 26.07.2023 tarihli ve 2023/43-141 E-K. sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Kararın gerekçesinde Mahkeme şu tespitlere yer vermiştir: "Suç teşkil eden fiil nedeniyle uğranılan zararın uzlaşma süreci içinde bilinmesinin her durumda mümkün olmayacağı, özellikle maluliyet oranı gibi teknik bazı verilere ihtiyaç duyulan hâllerde uzlaşma süreci içinde zararın sağlıklı şekilde belirlenebilmesinin güçleşeceği açıktır. Başka bir ifadeyle taraflara uzlaşmanın sağlanmasının sonuçları hakkında bilgi verilmesi öngörülmüş ise de teknik birtakım verilerle ve ayrıntılı hesaplamalarla ortaya konulabilecek zararın uzlaşma görüşmeleri esnasında belirlenmesi mümkün olmayabilir. Buna göre ilgililerin uzlaşmanın sağlanması durumunda edimi aşan ve tazminat davasına konu edilemeyecek zarara ilişkin her durumda eksiksiz ve doğru bilgiye sahip olabilecekleri söylenemez.".

Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı üzerine 14.11.2024 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7531 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesiyle CMK'nın 253 üncü maddesinin 19 uncu fıkrasının beşinci cümlesinin başına “Uzlaşmanın sağlanması halinde, uzlaşma anında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlar hariç, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;" ibaresi eklenmiştir.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile anılan yasal düzenleme birlikte değerlendirildiğinde bahse konu hukuki süreç sonrasında uzlaşma hâlinde tazminat davası açılamayacağına ilişkin Dairemizin yerleşik uygulamasından dönülmesi zorunluluğu doğmuştur.

Gerek Anayasa Mahkemesi^'nin iptal kararının gerekçesi, gerekse yeni yasal düzenleme ile getirilen istisna hükmü uyarınca somut olaydaki gibi bedensel zararlar söz konusu olduğunda maluliyet raporu ve aktüer hesabı incelemesi gibi teknik bazı verilere ihtiyaç duyulacağından, dava konusu eylemle ilgili olayın hemen akabinde ve soruşturmanın başında işletilen uzlaşma süreci içinde zararın sağlıklı şekilde belirlenebilmesi her zaman mümkün olamayacaktır. Bu aşamada, teknik birtakım verilerle ve ayrıntılı hesaplamalarla ortaya konulabilecek zararın uzlaşma anında tespit edilmesi mümkün olmadığından bu konuda araştırma yapılarak bir sonuca varılması gerekmektedir.

Bu itibarla İtiraz Hakem Heyetince;

a) Uzlaşma sürecinde zararın kesin olarak belirlenip belirlenmediği veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan bir zarar olup olmadığı belirlenmeli,

b) Zararın kesin olarak belirlenmesinden sonra uzlaşma yapılmış veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan bir zarar yoksa CMK'nın 253/19 uncu maddesi gereğince davanın reddine karar verilmeli,

c) Zararın kesin olarak belirlenmesi mümkün değil veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan bir zarar söz konusu ise davanın esası incelenmeli,

d) Davanın esasının incelenmesi durumunda uzlaşmanın edimli olup olmadığının belirlenerek uzlaşma sürecinde ödenen edimin hangi zarar kalemine ilişkin olduğu da belirlenerek o zarar kalemine ilişkin hesaplanacak tazminattan güncellenerek mahsup edilerek bir karar verilmelidir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar arasında uzlaşma sağlandığı gerekçesi ile davanın reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Yukarıda açıklanan sebeplerle ,

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın İtiraz Hakem Heyetine iletilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine,05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.