"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/265 E., 2018/448 K.
KARAR : Direnme, davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar asıl davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiş, direnme kararı asıl davada davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca direnme kararı uygun bulunarak dosyanın Dairemize gönderilmesi üzerine Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı işverene ait şantiye alanında iş makinesi operatörü olarak çalışan davacının meydana gelen iş kazası nedeniyle yaralanan bir işçiyi almak üzere şantiye alanına gelen davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olan ambulansın davacıya çarpması neticesinde malul kalacak şekilde yaralandığını açıklayıp davacının iş göremezlik zararına ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 17.02.2011 tarihli celsede davalı ... yönünden açılan davayı takip etmediklerini bildirmiştir.
Birleştirilen davada davacı vekili, kazaya karışan ambulansın davalı şirkete trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, davanın, sürücü, işleten ve sigorta şirketi olduğu düşünülen şirkete karşı açılmış olan dava ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini ileri sürerek ıslah dilekçesi ile 15.579,89 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.09.2013 tarihli ve 2008/50 Esas, 2013/384 Karar sayılı kararı ile; davalı Fiba Sigorta AŞ yönünden davanın takipsiz bırakıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalıların kusur oranı toplamının % 80 olduğu, davacıya karşı sürücü, işleten ve birleştirilen dosyanın davalısının kusurları oranında birlikte sorumlu oldukları, talep edilen maddi tazminat miktarının sigorta poliçesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle davalı Fiba Sigorta AŞ yönünden dava atiye bırakıldığından davanın açılmamış sayılmasına, asıl dava ile birleştirilen dava yönünden maddi tazminat taleplerinin kabulüyle 15.579,89 TL'nin davalılar ..., ...'dan 18.03.2006 tarihinden ve birleştirilen dosyanın davalısı Anadolu Sigorta AŞ'den 05.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, asıl davadaki manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın 18.03.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 13.05.2015 tarihli ve 2013/20036 Esas, 2015/7367 Karar sayılı kararı ile; "... mahkemece, davacının trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, davacının maluliyet oranı ve davalıların sorumluluğunun niteliği göz önünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen miktarda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, zenginleşme sonucunu doğuracak şekilde ve çok yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi... Davacı vekili, dava dilekçesinde, özellikle davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu ileri sürerek davayı kazaya karışan aracın sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısına karşı açmıştır. Her ne kadar mahkemece tarafların kusur durumuna ilişkin olarak bilirkişi heyetinden alınan rapora göre, kazanın oluşumunda dava dışı işverenin (davaya konu inşaat şantiyesi yetkilisinin) %50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş ise de; davacı tarafın işverene karşı davası bulunmamaktadır. Bu nedenle davalıların, dava dışı işverenin kusurundan sorumlu tutulması mümkün değildir. O halde mahkemece, kazada davalı araç sürücüsünün %30 oranında kusurlu olduğu göz önünde bulundurularak önceki aktüerya raporunu düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davalıların sorumlu olduğu tazminat miktarının yeniden hesaplanması ile ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davalıların, dava dışı işverenin kusurundan da sorumlu tutularak yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı” olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Karar
İlk Derece Mahkemesinin 13.12.2018 tarih, 2018/265-2018/448 sayılı kararı ile direnme kararı verilmiştir.
C. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin, yukarıda belirtilen direnme kararı asıl davada davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
D. Daire Kararı
Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
E. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 31.01.2024 tarih ve 2023/(17)4-1059 Esas, 2024/32 Karar sayılı ilamı ile davalı ...'nün direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının hukuki yarar yokluğundan reddiyle, davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulüyle "... davacının dava dilekçesinde, müvekkilinin kusursuz olduğunu ileri sürerek zararın tamamını davalılardan müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre talep etmiştir. Kazada davacının % 20, dava dışı işverenin (davaya konu inşaat şantiye yetkilisinin) % 50, davalı araç sürücüsünün ise % 30 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Dava müteselsil sorumluluk esasına göre açıldığından, davalıların zararın tümünden sorumlu olduğu ve davada teselsül kuralına dayanıldığı, davalıların, zararın % 80'ine isabet eden miktardan müteselsilen sorumlu olduğundan gerçekleşen zararın istek doğrultusunda tahsiline karar verilmesi gerektiği yönünde verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yerindedir. Ne var ki, uyuşmazlık kapsamı dışında kalan ve uyulan kısımlar yönünden diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir. ... " gerekçesi ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
F. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; mahkemenin ilk hükmünde karar verilen tazminatın icra takibine konulması üzerine icra takip dosyasına ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin tazminattan indirilmesi gerektiğini, manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; kusur durumunu kabul etmediklerini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
G. Gerekçe
Uyuşmazlık, trafik kazası nedeniyle bedensel zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Bozma sonrası İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda dökümü yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'dan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.