"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.
Karara davalı vekili itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine yapılan istinaf incelemesi sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Anılan kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı vekilinin başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Çanakkale ilinde 24.05.2014 tarihinde meydana gelen 6,5 şiddetindeki deprem nedeniyle müvekkilinin taşınmazının hasar görerek kullanılamaz ... geldiğini, muhtelif bilirkişi raporlarında,can güvenliğinin tehlikede olduğu ve acilen tahliye edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, Çanakkale Valiliği İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü bildirisine göre tüm binaların ağır hasarlı olarak sınıflandırıldığını ve can güvenliği açısından tedbiren ivedilikle boşaltılması gerektiğinin tebliğ edildiğini, bu hasarların DASK kapsamında karşılanması gereken zararlar kapsamında olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 41.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, 26/10/2016 tarihli dilekçesi ile talebini 67.650,00 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;ekspertiz raporuna göre, deprem nedeniyle söz konusu taşınmazda 3.750,00 TL hasar meydana geldiğinin belirlendiği, yıkım kararının binanın yapısal kusuruna dayanılarak verildiğini, hasar miktarından muafiyet düşülerek 2.350,00 TL'nin sigortalıya ödendiğini beyanla başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kısmi hasara ilişkin olarak tanzim edilen ekspertiz raporunun aksine bina hakkında yetkili mercilerce yıkım kararı verildiği dikkate alınarak başvuru öncesi sigortalıya 21.08.2015 tarihinde ödenen 2.350,00 TL'nin tenzili suretiyle davacının bakiye tazminat talebinin (70.000,00-2.350,00 TL)=67.650,00 TL olması gerektiği gerekçesiyle, başvuru sahibinin HMK 107/2. maddesine istinaden artırılan talebinin kabulü ile 67.650,00 TL DASK Poliçesi tazminatının 21.08.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte Doğal Afet Sigortaları Kurumundan alınarak davacı başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.
V. İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARI
İtiraz Hakem Heyetince 08.05.2017 tarih ve 2017/İHK-1543 sayılı kararı ile itirazın reddine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından; İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/2541 D.iş esas, 2017/2542 D.iş karar ve 01.06.2017 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 08.05.2017 tarih ve 2017/İHK -1543 karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kapatılan 17 Hukuk Dairesi temyiz isteminin incelenmesi ile; "..Dosya kapsamına göre somut olayda, başvuru sahibine ait mesken olarak kullanılan bağımsız bölümün deprem sonucu ağır hasara uğraması neticesinde kullanılamaz ... geldiği ve yetkili makamlarca verilen yıkım kararı gereği yıkımının yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya davalı DASK tarafından sunulan 24/09/2014 tarihli İTÜ raporunda; Yapı taşıyıcı sistemin hafif hasarlı olduğu, kiriş ve bölme duvarlarının uygun yöntemlerle onarımı sonrasında yapının sahip olacağı güvenlik düzeyi İle deprem öncesinde sahip olduğu güvenlik düzeyi arasında kayda değer bir fark olmayacağı belirtilmiştir.Davacı tarafından alınan Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/23 D.İş ve davacı talebi üzerine düzenlenen 2015/5 D.İş sayılı dosyasında düzenlenen 22.12.2014 tarihli tespit bilirkişi raporlarında ise; tespit edilen tüm deformasyonlar ile yapısal ve fiziki hasarların 24/05/2014 tarihinde vuku bulan depremde oluştuğu, hasarın ciddi ve boyutlarının oldukça önemli olduğu, tüm yapısal unsurların da ciddi hasar görüp, deformasyona maruz kaldığı binalarda Çanakkale’nin 1.derece deprem kuşağında yer alması da göz önünde bulundurulduğunda esaslı bakım ve onarım yapılarak kullanılmasının mümkün olmayacağı içinde barınılması halinde can ve mal emniyeti bakımından sakıncalı olacağı belirtilmiş, Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, konutun ağır hasarlı olduğunu belirlemiştir.Bu haliyle İTÜ'den alınan bilirkişi raporu ile tespit dosyasında inşaat mühendisinden alınan bilirkişi raporları arasında açık bir çelişki bulunmaktadır... Tahkim Heyetince, davacının gerçek zararı ile ilgili olarak konusunda uzman bilirkişi raporu alınmaksızın,sadece sigorta hukukçusu tarafından düzenlenen 24.10.2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda poliçe teminatı olan 70.000,00 TL’den başvuru öncesi sigortalıya 21.08.2015 tarihinde ödenen 2.350,00 TL'nin tenzili ile bakiye poliçe limitine hükmedilmiştir. Bu durumda, Hakem Heyetince alanında uzman içinde İnşaat Mühendisi, Jeoloji Mühendisi bilirkişilerin yer aldığı bir bilirkişi heyetinden; daha önce alınan bilirkişi raporları ve itirazlar da değerlendirilmek suretiyle ve dava konusu taşınmazda meydana gelen zararın dava konusu yapının yapım eksikliğinden mi yoksa deprem nedeniyle mi meydana geldiğinin tespit edildiği, hasar ve zarar miktarlarını gösterir ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi’nce bu hususa yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi’nin davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
VI. BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
İtiraz Hakem Heyetince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay bozma ilamı gereği alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, başvuru sahibi vekilinin talebinin kısmen kabulü ile 55.750,00 TL DASK poliçesi tazminatının 21.08.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte Doğal Afet Sigortaları Kurumu'ndan alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiştir.
VII. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, gerçek zararın tespitinin gerektiğini, sigorta sözleşmelerine konu olan taşınmazların mesken niteliğinde bulunması nedeniyle temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.
C. Gerekçe:
Uyuşmazlık, davacıya ait davalıya zorunlu deprem sigortası ile sigortalı konutta deprem nedeniyle oluşan hasar bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1401 vd. maddeleri, Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VIII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan hükmün ONANMASINA,587 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince davalı ... (DASK) harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.