"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/284 Esas - 2022/458
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve dahili davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yurt dışında ikamet ettiğini, davalıların müvekkilinin nüfus cüzdanı ile sahte bir vekaletname düzenleyerek müvekkiline ait taşınmazları davalı ...'na anlaşmalı olarak devrettiklerini, davalıların Hatay Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandıklarını ve cezalandırılmalarına karar verildiğini, yine müvekkilinin davalı ... aleyhine Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali ve tescil davası açtığını ve davalının kabulü edildiğini ve taşınmazların müvekkili adına tescil edildiğini, davalıların bu eylemleri nedeniyle müvekkilinin zor durumda kaldığını, müvekkilinin maddi ve manevi bir çöküntü yaşadığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 30.000,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının taleplerinin net ve somut olmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin vekaletnamenin sahte olduğunu bilmeden tamamen iyi niyetle hareket ettiğini, davacının taleplerinin hayatın olağan akışına aykırı ve kötü niyetli olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
3. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.11.2015 tarihli, 2013/465 Esas ve 2015/1093 Karar sayılı ilamıyla; maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile bilet bedeli olan 461,79 Euro'nun, Türk Lirası karşılığı olan 1.246,80 TL'nin ödeme tarihi olan 15.07.2006 tarihinden, 900,00 TL avukatlık ücretinin ödeme tarihi olan 21.12.2006 tarihinden, 11.500,00 TL'lik avukatlık ücreti yönünden ise ödeme tarihi olan 16.03.2007 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte toplam 13.646,80 TL'nin davalılardan müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 21.06.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 28.06.2018 tarihli, 2016/6542 Esas ve 2018/5159 Karar sayılı ilamıyla; "Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri, bilinçsizleri ve acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (TBK 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (TBK 58). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile TBK’nın 58. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında TBK’nın 58. maddesi uygulanır. TMK’nın 24. ve TBK’nın 58. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Dosya kapsamından; davaya konu edilen olaylar davacının sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturmadığı, iç huzurunu bozacak nitelikte olgulardan olmadığı anlaşıldığından manevi tazminat isteminin yasal koşulları somut olayda gerçekleşmemiştir. Şu durumda, manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekmektedir. Mahkemece, yanılgılı gerekçeyle manevi tazminat istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 09.07.2020 tarihli, 2020/69 Esas ve 2020/117 Karar sayılı ilamıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile bilet bedeli olan 461,79 Euro'nun, Türk Lirası karşılığı olan 1.246,80 TL'nin ödeme tarihi olan 15.07.2006 tarihinden, 900,00 TL avukatlık ücretinin ödeme tarihi olan 21.12.2006 tarihinden, 11.500,00 TL'lik avukatlık ücreti yönünden ise ödeme tarihi olan 16.03.2007 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte toplam 13.646,80 TL'nin davalılardan müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
4. Dairenin 30.05.2022 tarihli, 2021/22804 Esas ve 2022/7926 Karar sayılı ilamıyla; "Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka, usulü kazanılmış hak denilir. Bu nedenle mahkeme kararının, Yargıtay ilgili hukuk dairesi tarafından bozulmasından ve yerel mahkemece bozmaya uyulmasından sonra mahkemece, hükmün Yargıtay bozma kararı dışında kalarak kesinleşmiş olan kısımları hakkında yeni bir karar verilemez.
Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilmiş ise de, bozma ilamına aykırı davranılmıştır. Şöyle ki; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 28.06.2018 tarihli 2016/6542 esas ve 2018/5159 karar sayılı ilamı ile dava konusu olayda manevi tazminat şartları oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddinin gerektiği gerekçesiyle temyiz eden davalı ... yararına bozulmuştur. Diğer davalılar ..., ... ve ... tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş ve davacı yararına da usulü kazanılmış hak oluşmuştur.
Şu durumda; mahkemece davalılar ..., ... ve ... hakkında, davacı lehine oluşan usulü kazanılmış hak gözetilmeksizin anılan davalılar yönünden de manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. " gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile bilet bedeli olan 461,79 Euro'nun, Türk Lirası karşılığı olan 1.246,80 TL'nin ödeme tarihi olan 15.07.2006 tarihinden, 900,00 TL avukatlık ücretinin ödeme tarihi olan 21.12.2006 tarihinden, 11.500,00 TL'lik avukatlık ücreti yönünden ise ödeme tarihi olan 16.03.2007 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte toplam 13.646,80 TL'nin davalılardan müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 21.06.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ... ve ...'tan müteselsilen tahsiline, davalı ... aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve dahili davalılar ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, müvekkilinin Hollanda'da çalışmakta iken davalıların haksız eylemi nedeni ile defalarca Türkiye'ye gelmek zorunda kaldığını, müvekkilinin defalarca iş yerinden izin alması sebebi ile işten çıkarılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını ve taşınmazını geri alamama, zarara uğrama korkusu ve stresi ile yaşadığını, erken emekliye ayrılmak zorunda kaldığını, müvekkilinin yaşamış olduğu sağlık sorunları, stres ve kaygı neticesinde manevi zararının olmadığı hususu ile bu zarar karşılığının 5.000,00 TL olarak kabulü hayatın olağan akışına aykırı ve yaşanılan gerçeklerle bağdaşmadığını, hüküm altına alınan tazminatların oldukça az olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Dahili davalılar ... ve ... temyiz dilekçesinde; Hatay 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/157 Esas ve 2023/350 Karar sayılı ilamı ile ...'ın mirasını kayıtsız ve şartsız olarak reddettiklerini, bu nedenle davada taraf sıfatları olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı adına düzenlenen sahte vekaletname ile adına kayıtlı olan taşınmazların satılması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6217 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla halen uygulanmakta olan1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 vd maddeleri, olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 41 ve 49 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dahili davalı ... ve ...'ın temyizi yönünden;
Dosya kapsamından, gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin dahili davalı ...'a 25.03.2024 tarihinde, dahili davalı ...'a ise 01.02.2023 tarihinde tebliğ edildiği, dahili davalı ... tarafından temyiz dilekçesinin 06.09.2023 tarihinde, dahili davalı ... tarafından ise 27.08.2024 tarihinde verildiği anlaşılmıştır. 1086 sayılı Kanun'un 432/1 inci maddesi uyarınca temyiz süresi onbeş gün ve 427/4 ile 433/2. maddeleri gereğince de katılma yoluyla temyiz süresi on gün olup dahili davalı ... ve ... tarafından anılan süreler geçirildikten sonra karar temyiz edilmiştir.
Bu duruma göre yasal temyiz süresinin geçtiği anlaşıldığından dahili davalı ... ve ...'ın temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle dahili davalı ... ve ...'ın temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,
2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde dahili davalılar ... ve ...'a iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.