Logo

4. Hukuk Dairesi2024/7525 E. 2024/9723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Borçlunun şirket hisselerini yakınlarına devretmesi nedeniyle alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, devrin İİK m. 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptal edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, borçlunun kötü niyetli olduğunu bilebilecek yakınları olmaları ve hisse devir bedellerinin ödendiğine dair delil sunulamaması nedeniyle, yapılan devirlerin alacaklıya zarar verme kastıyla yapıldığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1334 E., 2022/2411 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/ Kısmen Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/197 E., 2021/574 K.

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak, davalı ... hakkındaki davanın feragat nedeni ile reddine diğer davalılar hakkındaki davanın kabulü şeklinde yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalılar ... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle; temyiz aşamasında davacı vekili davalı ... hakkındaki davadan feragat etmiş, davalılar ..., ..., ... Hububat Ltd. Şti. ve ... vekilleri ise temyiz istemlerinden feragat ettiğinden, Dairenin 05.03.20204 tarihli 2023/1394 Esas, 2024/2441 Karar sayılı ilamı ile feragatlar hususunda karar verilmek üzere, dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi 15.05.2024 tarihli 2022/1334 Esas, 2022/2411 Karar sayılı ek kararı ile davalılar ... ve ... hakkındaki davanın feragat nedeni ile reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne, davalılar ..., ..., ... Hububat Ltd. Şti. ve ...'nin temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmiştir. Geçerliliğini koruyan davalı ... ve ...'nin temyizi yönünden kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 5.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen gün ve saatte davacı ile davalı ... ve ... adlarına gelen olmadı, davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Davalı ... vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra 15.10.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlular davalı ... ve .... San ve Tic. Ltd. Şti. hakkında yapılan takibin semeresiz kaldığını, davalılardan ...'nin, ortağı olduğu ... Sanayi Ticaret A.Ş ve ... San. Ltd. Şti.'ndeki hisselerini ablası ...'ye, ortağı olduğu ... Ticaret ve Mümessillik A.Ş'deki hisselerini amcasının oğlu ...'ye devrettiğini belirterek, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmişlerdir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava koşullarının olmadığını, davanın haksız açıldığını belirterek reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...'nin dava konusu hisseleri kardeşi davalı ...'ye ve yeğeni davalı ...'ye satış suretiyle devretmesi İİK 278/3-1 gereği bağışlama iradesi ile davacıya zarar vermek kastıyla hareket ettiği kanaatine varıldığı gerekçesi ile bu davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde, müvekkili yönünden hisse devir tarihinin borcun doğum tarihinden önceki bir tarih olduğunu, müvekkilinin hiçbir şekilde borçluların alacaklılarından mal kaçırma amacına hizmet eden bir tasarrufu söz konusu olmadığını, müvekkilinin borçluların bankaya borçluluklarını bilebilecek durumda olmadığını esasen madur olan bir kimse olduğunu, ... ve amcasının oğulları ... ve ... tarafından şirket yönetildiğini, ailenin kız çocuğu olan müvekkilinin hiçbir zaman şirket yönetimine dahil edilmediğini, şirketin yönetiminde hiç bir zaman yer almayan müvekkilinin işleyiş ile bilgi sahibi olmasının da beklenmesinin mümkün olmadığını, müvekkiline yapılan hisse devirlerinin karşılıksız devirler olmadığını, yukarıda arz ettikleri üzere müvekkilinin şirkette hissedar olmasına rağmen babasının ve amcasının ölümünden sonra işlerden dışlanmış, ortaklıktan kaynaklanan hak ve alacaklarının da yıllarca ödenmediğini, müvekkilinin ısrarla bu hak ve alacaklarını istediğinde müvekkilinin kardeşi ..., davaya konu edilen şirket hisselerini hak ve alacaklarına mahsuben müvekkiline devrettiğini, dosyaya sunulan 14.10.2015 tarihli mali müşavir ... tarafından hazırlanan raporda isabetli bir şekilde devirlerin alacaklıdan mal kaçırma kasdı taşımadığının tespit edildiğini, dosyaya sunulu diğer bilirkişi raporunun işbu rapor ile çeliştiğini ancak mahkemece işbu çelişkinin giderilmeden hüküm kurulduğunu, mahkemece dosyaların tefriki yönünde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, aynı zamanda delillerin yanlış değerlendirilmesine de sebebiyet verdiğini, huzurdaki dosyada müvekkili ...’nin şirket yönetiminde görev alıp almadığı yönünde, kendisine adı geçen şirketlerdeki hissesi nedeniyle herhangi bir hak ve alacak ödemesi yapılıp yapılmadığı vb davanın esasına müteallik incelemenin yapılmadan karar verildiğini, mahkemece yargılama giderinin ve vekalet ücretlerinin belirlenmesinde de hataya düşüldüğünü, kararın bu yönüyle de tetkikini ve ortadan kaldırılmasını gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tasarruf işleminin İlk Derece Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, ancak işbu hissenin gerçek değerinin tespit edilmediğini, yerleşik Yargıtay kararları gereğince reel değeri ile gerçek satış değeri arasında bir kattan fazla fark bulunup bulunmadığının, devir işleminin gerçek işlem olup olmadığının tespiti açısından bankadan hesap hareketlerinin talep edilmediğini ve yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin açısından yalnızca müvekkilinin iptal edilen tasarrufu üzerinden değil de tüm iptal edilen tasarrufların tutarları üzerinden sorumlu tutulmuş olmasının hatalı olduğunu, mahkeme tarafından devredilen hisselerin devir tarihindeki piyasa değerinin tespit edilmediği için Yargıtay'ca kabul edilen 1 katı aşan fark bulunup bulunmadığının ortaya konmaksızın bilirkişiler bu yönde hiç bir inceleme yapmadan rapor düzenlendiğini, işbu gerçek satışa ilişkin banka dekontları dosyaya kazandırılmadığını, davacı tarafından tasarrufun muvazaalı yapıldığının tespit edilemediğini, bilirkişinin somut belgelere göre değil, yargıcın görev alanına girerek kendi kanaatine soyut bir tespit yaptığını ve mahkeme de bu bilirkişi raporuyla hüküm kurulduğunu, öncelikle işbu eksik hususların giderilmeden karar kurulan davanın reddi gerektiğini, müvekkili ...'ye yapılan tasarrufun gerçek bir işleme dayandığını, işbu işleme ilişkin tüm ödemelerin banka aracılığıyla gerçekleştirildiğini, ancak İlk Derece Mahkemesinin hiçbir bilgi ve belgeyi dosyaya talep etmediğini, diğer davalı ... tarafından müvekkiline yapılan tasarrufun çok düşük değeri olduğundan ve gerçek değerinden devir yapıldığında alacaklılara zarar verme kastı ile yapılmadığına ilişkin fiili karinenin varlığı karşısında ispat yükü davacılara geçtiğini, davacılar ise aksini ispat edemediklerini, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olduğu için kaç tane dava arkadaşı varsa o kadar davanın olduğunu, bu durumda her bir davalı için dava değeri göz önüne alınarak yargılama gideri ve vekalet ücretine ayrı ayrı hükmedilmesi gerektiğini, müvekkiline yapılan tasarrufun değeri diğerlerine göre çok düşük olduğunu, verilen kararda yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tamamından sorumlu tutulmasının da hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,"..Davacı tarafından davalı borçlu ...'nin ... Besi Yem A.Ş'de bulunan borçluya ait 100/600 hissenin davalı ...'a 12.11.2014 gününde devrine ilişkin işlemin ve yine ... Tic. San. Ltd. Şti'nde borçluya ait bulunan 38/300 hissenin borçlu ... tarafından davalı ...'a 12.11.2014 tarihinde devrine ilişkin işlemlerin iptali talep edilmiş, mahkemesince söz konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. Davalı ... ile borçlu ...'in dosya arasında bulunan nüfus kayıtlarına göre abi-kardeş oldukları, davalı ...'un borçlu kardeşi olan ...'in ekonomik sosyal durumunu, alacaklılardan mal kaçırma kastı olduğunu bilebilecek durumda olduğu, buna göre davalı ... ile davalı borçlu arasında yapılan tasarruf işleminin İİK 280/2-1 maddesi uyarınca iptale tabi olduğu anlaşıldığından mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu yönü ile davalı ... vekilinin ve davalı ... ve ..... San. ve Tic. Ltd. Şti vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.

Davalı ... her ne kadar söz konusu hisse bedelinin davalı borçluya ödendiğini iddia etmiş ise de, dosya içerisinde söz konusu bedelin ödendiğine ilişkin davalı tarafından sunulan herhangi bir ödeme makbuzu, banka havalesi vs. belge bulunmamaktadır. Davalı tarafından söz konusu bedelin ödendiğine ilişkin ispat şartı gerçekleştirilememiştir. Bu yönü ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.

Davalı ... vekilli tarafından sunulan istinaf dilekçesinde yargılama gideri ve vekalet ücreti belirlenmesinde de hataya düşüldüğü belirtilmiş olmakla; Tasarrufun iptali davalarında yargılama gideri tasarrufa konu mal varlığı değeri ile alacak miktarının kıyaslanması sureti ile hangisinin değeri daha düşük ise bu miktarın dava değeri olduğu kabul edilmektedir. Dosyamızda davacı tarafından başlatılan icra takip dosyasında takip çıkış miktarının 1.629.958,89 TL olduğu görülmektedir. Davalı ... ile davalı borçlu arasında gerçekleştirilen şirket hissesine ilişkin devirler konusunda her ne kadar mahkemesince şirketin gerçek değeri dolayısıyla hisse değeri tam olarak tespit edilememiş ise de, bu hususta ilk derece mahkemesinde taraflar arasında bir uyuşmazlık ileri sürülmemiş olduğundan tarafların kabulünde olduğu gibi söz konusu hisse değerinin 1.500.000,00TL ve 893.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Bu yönü ile bu davalı bakımından her iki tasarruf işlemi birlikte dikkate alındığında dava değerinin az olan değer olan 1.629.958,89 TL olarak kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden bu miktara göre sorumlu tutulması davalı lehine olacağı, bu yönde davacı vekilinin bir istinaf başvurusunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda her bir davalı bakımından tasarrufa konu mal varlığı değeri dikkate alınarak her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilecek olması durumunda vekalet ücretinin davacı lehine olacak şekilde artacağı anlaşılmakla hükmolunan vekalet ücreti miktarının davalının lehine olduğu anlaşıldığından bu istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir" .. gerekçesi ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine "..davalı ... ile borçlu ...'nin dosya arasında bulunan nüfus kayıtlarına göre amca - yeğen oldukları, davalı ...'in davalı borçlunun ekonomik sosyal durumunu, alacaklılardan mal kaçırma kastı olduğunu bilebilecek durumda olduğu, buna göre davalı ... ile davalı borçlu arasında yapılan tasarruf işleminin İİK 280/2-1 maddesi uyarınca iptale tabi olduğu anlaşıldığından mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu yönü ile davalı ... vekilinin ve davalı ... ile .... San. ve Tic. Ltd. Şti vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.

Davalı ... her ne kadar söz konusu hisse bedelinin davalı borçluya ödendiğini iddia etmiş ise de, dosya içerisinde söz konusu bedelin ödendiğine ilişkin davalı tarafından sunulan herhangi bir ödeme makbuzu, banka havalesi vs. belge bulunmamaktadır. Bu yönü ile de davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.

Davalı ... vekilli tarafından sunulan istinaf dilekçesinde yargılama gideri ve vekalet ücreti belirlenmesinde de hataya düşüldüğü belirtilmiş olmakla; Tasarrufun iptali davalarında yargılama gideri tasarrufa konu mal varlığı değeri ile alacak miktarının kıyaslanması sureti ile hangisinin değeri daha düşük ise bu miktarın dava değeri olduğu kabul edilmektedir. Dosyamızda davacı tarafından başlatılan icra takip dosyasında takip çıkış miktarının 1.629.958,89 TL olduğu görülmektedir. Davalı ... ile davalı borçlu arasında gerçekleştirilen şirket hissesine ilişkin devirler konusunda her ne kadar mahkemesince şirketin gerçek değeri dolayısıyla hisse değeri tam olarak tespit edilememiş ise de, bu hususta ilk derece mahkemesinde taraflar arasında bir uyuşmazlık ileri sürülmemiş olduğundan tarafların kabulünde olduğu gibi söz konusu hisse değerinin 110.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Bu yönü ile bu davalı bakımından tasarruf işlemi dikkate alındığında dava değerinin az olan değer olan 110.000,00 TL olarak kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden bu miktara göre sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmaktadır. Şu durumda bu davalıya ilişkin tasarruf işlemi yönünden davacı lehine hükmolunan vekalet ücreti miktarının hatalı olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.." gerekçesi ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yargılama giderleri ile ilgili olarak hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar ... ve ... vekilleri temyiz dilekçelerinde, istinaf dilekçesinde belirttikleri nedenlerle, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 277 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar ... ve ... vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.10.2024 tarihinde birliğiyle karar verildi.