"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/33 E., 2024/311 K.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı ...'ın 1918 sayılı Yasa'ya muhalefet ettiği iddiasıyla Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2001/66 esas sayılı dosyası kapsamında yargılandığını, sanık hakkında yapılan yargılama neticesinde düşme ve beraat kararı verildiğini, soruşturma evresinde davacılara ait 5670 kg kuru çayın işyerinde yakalandığı ve kaçakçılık yapıldığı gerekçesiyle söz konusu çaylara el konulduğunu, ayrıca şirkete ait 34 TS 5800 plaka sayılı araca da kaçakçılığa tahsis edildiği gerekçesiyle el konulduğunu, araç için 6.000,00 TL teminat ve davacı ...'ın kendi tahliyesi için de 3.000,00 TL kefalet bedeli yatırdığını beyanla, çaylarının ve aracının haksız olarak muhafaza altında kaldığı günler için uğranılan kazanç kaybı, çayların ucuza tasfiye edilmesi nedeni ile uğranılan zarar, yatırdıkları teminat ve kefalet bedellerinin getirisinden yoksun kalınması nedeni ile uğramış oldukları zararlara karşılık fazlaya dair hakları saklı tutarak 10.000,00 TL tazminatın işleyecek faizi ile birlikte davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yapılan işlemlerin mevzuat gereği olduğunu, olayda davacının da kusuru bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.01.2012 tarih ve 2007/205 Esas, 2012/19 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 09.05.2016 tarih ve 2016/4091 Esas, 2016/6345Karar sayılı ilamıyla, "... Davaya konu olayda; davacılara ait çay ve araca kaçak olduğu iddiasıyla el konulmuşsa da; Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/66 Esas ve 2006/219 Karar sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda el konulan çayların Trabzon Tas-İş'in ihale ile tasfiyeye tabi tutulan çayları olduğu, buna dair faturaların da ceza dosyasına ibraz edildiğinin belirtildiği, sanıklar hakkında üzerlerine atılı suçların bir kısmından beraat, bir kısmından da zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve iade kararı verildiği, kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 18.12.2008 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacının denetim sırasında ve sonrasında el konulan çayların kaçak olmadığını gösterir fatura ve belgeleri ibraz edememesinin davacı kusurları ile birlikte değerlendirildiğinde zararın artmasında müterafik (bölüşük) kusuru bulunduğu söylenebilirse de bu durum mahkemenin istemin tümden reddine karar vermesini gerektirmeyeceği gibi ancak hükmedilecek tazminat miktarından BK. 42 ve 43. (TBK.52) maddeleri gereğince indirim sebebi olabilir.
Şu halde mahkemece, tazminattan indirim sebebi olabilecek gerekçelerle istemin tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.... " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davalı vekilinin karar düzeltme istemi de Dairenin 01.06.2017 tarih ve 2016/12297 Esas, 2017/3590 Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 04.12.2019 tarih ve 2017/287 Esas, 2019/328 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulü ile hesap edilen 68.576,52 TL tazminattan %20 müterafik kusur indirimi yapılarak tespit edilen 54.861,21 TL tazminatın dava tarihi olan 18.10.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
C. Dairenin İkinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 13.06.2022 tarih ve 2021/710 Esas, 2022/8591 karar sayılı ilamıyla, "... 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesine göre; hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Kural olarak, mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Mahkemece hükmedilecek tazminatın belirlenmesinde dava edilen sonuç istemin aşılıp aşılmadığının incelenmesi zorunludur.
Somut olaya gelince; davacılara ait çay ve araca kaçak olduğu iddiasıyla el konulmuşsa da Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/66 Esas ve 2006/219 Karar sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda el konulan çayların Trabzon Tas-İş'in ihale ile tasfiyeye tabi tutulan çayları olduğu, buna dair faturaların da ceza dosyasına ibraz edildiğinin belirtildiği, sanıklar hakkında üzerlerine atılı suçların bir kısmından beraat, bir kısmından da zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve iade kararı verildiği, kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 18.12.2008 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacılar vekilince, el konulan çay bedellerine ilişkin talep açıklanırken çayların ucuza tasfiye edilmesi, olması gerekenden daha düşük fiyatla satılması nedeniyle aradaki fark kadar oluşan zararın el koyma tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili isteminde bulunulmuştur. Mahkemece hükme esas alınan 22.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise önce tasfiye tarihinde olması gereken çay bedeli tespit edilmiş, bu bedele 01.05.2001 tarihinden itibaren faiz işletilmiştir. Dava tarihi olan 18.10.2007 tarihi itibariyle ana para ve faiz miktarı toplanmış, sonuç rakama da ödeme tarihi olan 18.12.2008 gününe kadar tekrar faiz işletilerek bulunan bedelden tasfiye bedeli olan 17.400,00 TL düşülmüş ve sonuç 68.576,52 TL’den %20 oranında müterafik (bölüşük) kusur indirimi yapılarak hesaplanan 54.861,21 TL’nin davacıların zararı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Şu durumda, mahkemece el konulan çayların tasfiye tarihi itibariyle gerçekte satılması gereken toplam bedeli olan 23.986,77 TL ile tasfiye bedeli arasındaki fark belirlenerek bu miktarın el koyma tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir...." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davalı vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 06.04.2023 tarih ve 2023/1185 Esas, 2023/5027 Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda yazılı kararıyla, davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak 6.586,77 TL maddi tazminatın 27.04.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; bozma ilamında mahkemenin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu gerekçesiyle bozma yaptığını, ancak dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde mahkemenin verdiği kararların taleplerinden uzak kaldığını, dolaysıyla talep edilen maddi kayıpların dikkate alınarak karar oluşturulması gerektiğini, talepleri dikkate alınmadan karar verildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davaya konu çayın 17.400,00 Türk Lirasına satıldığını ve söz konusu miktarın emanet hesabına alındığını bu durumda gelir kaybından söz edilemeyeceğini, gerekçeli kararda davacının denetim sırasında ve sonrasında el konulan çayların kaçak olmadığını gösterir fatura ve belgeleri ibraz edemediğinden davacının kusuru bulunduğunu, tazminattan indirim yapılması gerektiğini, yasal faize hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Gerekçe
Uyuşmazlık, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususların yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre, taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda dökümü yazılı temyiz peşin harcının onama harcına mahsubuna,
492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 13/J maddesi uyarınca davalıdan harç alınmamasına,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.