"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki ... Köyü 2432 parsel (ifrazen 4354 parsel) sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1- Dava konusu ... Köyü 2432 parsel (ifrazen 4354 parsel) sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 20.04.2016 tarihli krokili raporunda kırmızı boyalı alanın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiş ise de; dosyada 20.04.2016 tarihli fen raporu bulunmadığı gibi, 13.04.2016 tarihli fen bilirkişi raporunun havale tarihi 21.04.2016 olup, kamulaştırılan ve kırmızı ile gösterildiği belirtilen 7.272,84 m2'lik alan ile arta kalan 3.127,16 m2'lik alanın bozma öncesi düzenlenen 30.06.2014 tarihli fen bilirkişi raporu ile de çelişkili olacak şekilde kroki üzerinde işaretlendiği anlaşıldığından, fen bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi,
2- Tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedele 20.04.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 20.11.2014 tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde infazda tereddüt yaratacak şekilde karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
3- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin .../17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi gerektiğinden,
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.