Logo

5. Hukuk Dairesi2021/2860 E. 2021/15564 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına idarece takdir edilen karşılığın düşük olduğu iddiasıyla açılan dava.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endeksleri ile tespiti gerekirken, hükümde bu yönteme uyulmadan, değerlendirme tarihinden sonraki emsal satışlar ile dava konusu taşınmaz kıyaslanarak değer biçilmesi, ayrıca endeks oranlarında yanılgıya düşülerek toptan eşya fiyat endeksi oranları kullanılması ve maktu harca hükmedilmemesi doğru görülmeyerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına idarece takdir edilen karşılığın arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına idarece takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir.

Mahkemece uyulan bozma ilamı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak karar verilmiş hüküm; davacı vekilince temyiz edilmiştir

Arsa niteliğindeki ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 2149 ada 7 (yeni 8416 ada 3) parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;

1-Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.

Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bu yönteme uyulmadan, değerlendirme tarihi olan imar uygulamasının tescil tarihi 07.02.1989 tarihinden önceki satışlar kullanılmak suretiyle taşınmaza değer belirlenmesi gerekirken, bu tarihten sonraki emsal satışlar ile dava konusu taşınmaz kıyaslanmak suretiyle taşınmaza değer biçildiğinden ve tespit edilen bedelin, ... İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi gerekirken, endeks oranlarında yanılgıya düşülerek, toptan eşya fiyat enkdes oranları kullanılmak suretiyle bedel biçilmesi doğru olmadığı gibi, bozma ilamı öncesi taşınmazın 30.05.2012 dava tarihi itibariyle m2'sine 1.700,00 TL değer takdir edildiği hususu da gözetildiğinde, taşınmazın m2'sine 07.02.1989 tarihi itibariyle 0.0224 TL bedel belirleyen rapor hüküm kurmaya elverişli ve inandırıcı değildir.

Bu durumda; uygulamanın tescil tarihinden önce satışı yapılan emsalleri bildirmeleri için taraflara süre verilmesi, gerektiğinde re'sen tapudan emsal celp edilerek taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re'sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

2-20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 gün 29824 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçiçi 12. maddesi uyarınca maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.