Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10308 E. 2023/2788 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle oluşan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin tapu kaydının iptaline dair davada kusursuz sorumluluğu bulunduğu ve gerçek zararın tazmin edilmesi gerektiği gözetilerek, davacı lehine hükmedilen tazminat miktarında usule ilişkin bir hata bulunmadığı, ancak davalı Hazine'nin harçtan muaf olduğu gözetilerek, mahkeme kararının yargılama giderleri yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı Hazine yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı ... haricindeki davacılar yönünden hüküm altına alınan bedeller Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, ... haricindeki davacılar yönünden davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı Hazine vekilinin davacı ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin, kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili 17.12.2015 havale tarihli dava dava dilekçesinde; Kocaeli İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 3699 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına 1997 tarihinde orman şerhi verildiğini, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirterek uğradığı zararın tazminini talep etmiştir .

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, husumetin idarelerine yöneltilemeyeceğini, davacıların zararının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, davalı Hazine yönünden kabulüne, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle: hak düşürücü, süre, zamanaşımı ve husumet itirazlarının dikkate alınmadığını, davacıların zararının bulunmadığını, tapu, nüfus kayıtları ve tazminat miktarının piyasa rayicinin üzerinde olduğunu, taşınmazın arsa vasfında bulunmadığını, düzenleme ortaklık payı kesintisinin en az yüzde 40 alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilmiş olduğuna göre davacıların davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davanın adli yargının görev alanına girdiğini, tapu sicilinin tutulmasından devlet sorumlu olup Hazineye husumet yöneltilmesinin doğru olduğunu, davanın tabi olduğu 10 yıllık zamanaşımı süresi zararın doğması yani tapunun iptali ile başlayacağından zamanaşımının söz konusu olmadığını, davacıların mirasçı oldukları dosyada mevcut mirasçılık belgeleri ile kanıtlandığını, değerlendirme tarihinde arsa niteliğinde olduğu anlaşılan taşınmazın bedelinin emsal karşılaştırma yöntemine göre belirlenmesinin doğru olduğunu, düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldıktan sonra 2016 yılı için belirlenen 290,00 TL m² birim fiyatı da bölge rayiçlerine uygun bulunduğundan, İlk Derece Mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci alt bendi gereğince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu arsa vasıflı taşınmazın kök parseli 1818 sayılı taşınmazın davacı ... murisi ... adına 23.03.1965 tarihinde tapulamadan paylı olarak tesçil edildiği, her ne kadar davacılar vekili 17.12.2015 havale tarihli dava dilekcesinde taşınmaza 1997 tarihinde orman şerhi düşüldüğünden bahisle uğranılan zararın tazminini talep etmiş ise de; Orman Genel Müdürlüğünce malik-mirascılar aleyhine 16.10.2015 tarihinde açılan tapu iptal ve tesçil davasında, dava konusu taşınmazın Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/548 Esas, 2016/197 Karar sayılı dosyasında, kesinleşen orman tahdidine göre orman sınırları içerisinde kaldığından tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş olup, kararın temyiz edilmeksizin 15.12.2016 tarihinde kesinleştiği ve bu itibarla eldeki davanın tescil kararının kesinleşmesinden önce açılmış olması nedeniyle dava zamanaşımının söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğinde olduğu ve İlk Derece Mahkemesince emsal karşılaştırması yapılarak değerlendirme tarihindeki değerinin belirlenmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Davalı Hazine harçtan muaf olduğu halde, davacı tarafından yatırılan harçların yargılama giderine dahil edilerek davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Hazine Vekilinin ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyiz Yönünden

Davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı Hazine Vekilinin ...'ye İlişkin Temyizi Yönünden

1. Davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının (4) numaralı bendinin tamamen çıkartılmasına, yerine “Davacılar tarafından yatırılan peşin ve ıslah harçlarının istem halinde davacılara iadesine, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.141,25 TL yargılama giderinin davalı Hazineden tahsili ile davacılara verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.