"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Kayseri ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2384 ada 23 parsel (yeni 3470 ada 17 parsel) sayılı taşınmazına asfalt yol, kaldırım ve park yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar planında yol ve yeşil alanda kaldığını, ana arter niteliğindeki yollar ile 30.000 m²den büyük parkların Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda olduğunu, davacının tazminat ve faize ilişkin taleplerini kabul etmediklerini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2981 sayılı Kanun uygulaması yapılan taşınmazlarda yol payı olarak herhangi bir kesinti yapılmış ise yeniden düzenleme ortaklık payı kesilemeyeceğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin çok yüksek olduğunu, emsalin farklı konum ve özellikte olduğunu, davalı tarafça sunulan emsallerin değerlendirilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, yakın parsellere ilişkin davalarda Mart 2017 yılı itibarıyla verilen ve denetimden geçerek kesinleşen 2.900,00 TL/m² değerlerle uyumlu olarak belirlenen bedelin faizi ile birlikte davacı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davacıya ait tapusunun iptali ile davalı idare lehine yol olarak terkinine ve tesciline, taşınmazda 3194 sayılı İmar Kanunu’nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesi gereğince imar uygulaması yapıldığına ilişkin davalı beyanı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden ve Tapu Kadastro Müdürlüğünden getirtilen belgelere ve Belediye Encümen kararına göre davaya konu taşınmazın aktif tapu kaydının değişmediği, fen bilirkişisinden aldırılan raporda da taşınmazda 3194 sayılı Kanun’un 18 inci madde uygulaması işleminin bulunmadığı belirtildiğinden, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda taşınmazın tamamı yönünden 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca imar uygulaması yapıldığını, uygulamanın tapuda tescil aşamasında olduğunu, imar uygulamasının sonuçlanarak tapuya tescil edilmesinin beklenilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir; “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibariyle, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmişahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 6100 sayılı Kanun’un 165 inci maddesi.
5. 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
4. Davalı idare vekili tarafından temyiz başvuru dilekçesinde, dava konusu taşınmazlarda 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca imar uygulaması yapıldığının bildirildiği ve Dairemizin geri çevrilme ilamı sonrası Tapu Müdürlüğünün 27.07.2022 tarihli yazısı ile dava konusu 2384 ada 23 parsel sayılı taşınmazın 16.04.2021 tarihli ve 21060 yevmiye numaralı işlemle imar nedeniyle tapu kaydının kapatıldığı, 3470 ada 17 parsel sayılı 506,48 m² yüzölçümlü taşınmazın 6947/50648 payının davacı adına tescil edildiği anlaşıldığından, en son imar uygulamasına ait şuyulandırma cetvelleri ilgili Belediyeden istendikten, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi parsellere gittiğini gösterir tüm gitti kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtildikten, imar uygulaması sonucu yeni oluşan parsellerin imar planındaki özgülenme amacı ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan ve şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtilip, mahallinde yeniden keşif yapılarak, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin tapu kaydı zemine uygulanıp, yeni oluşan parsellere davalı idare tarafından fiilen el atılıp atılmadığı, fiilen el atılmasa bile, dava konusu taşınmazın imar planındaki konumu, kamuya tahsisli alan olarak ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp, kamuya özgülenme durumunun devam ettiği anlaşıldığı takdirde, fiili el atmanın gerçekleştiği kabul edilerek esas hakkında, aksi hâlde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı idareye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.