Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11791 E. 2023/2458 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ve imar planı değişikliğinin bedel tespitine etkisine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazlara yapılan kıyaslamalar ve Yargıtay'ın önceki kararları gözetilerek belirlenen bedelin uygun olduğu, imar planı değişikliğinin ise kamulaştırma işleminin kendisini etkilemediği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

KARAR : Esatan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Eskişehir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 12769 ada 25 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kamulaştırma kararı alınmadan dört ay öncesine kadar 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında ticaret alanında kaldığını, kamulaştırma kararından dört ay öncesinde davalı idarenin hiçbir kamu yararı ve ihtiyacı olmadığı halde dava konusu taşınmazı park alanı olarak yeniden düzenlediğini, hemen ardında kamulaştırma kararı alındığını, bu durumun davacı idarenin dava konusu taşınmazın bedelini çok daha düşük değerde kamulaştırma amacını taşıdığını gösterdiğini, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelin taşınmazın gerçek değerinin oldukça altında olduğunu, dava konusu taşınmazın kıymetini etkileyen bütün nitelik ve unsurların ayrı ayrı değerlendirilerek taşınmazın hakkaniyete uygun gerçek karşılığının tespit edilerek, kamulaştırma bedeli olarak hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmaz bedelinin yüksek tespit edildiğini, bedele faiz uygulanmaması gerektiğini, davacı lehine de vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmaz bedelinin az belirlendiğini, emsal incelemesinin doğru olmadığını, dava konusu taşınmazda yapılan imar planı değişikliğinin iptali için idare mahkemesinde açılan dava sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin doğru olduğunu, aynı kamulaştırma projesi kapsamında kamulaştırılan civar taşınmazlar için açılan davalar sonunda tespit edilen bedellerin denetimden geçtiğini, bu bedellerin dava konusu taşınmaz için belirlenen bedel ile uyumlu olduğunu bu itibarla; davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararından sonra yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesiyle 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesi, 27.11.2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu bakımdan kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve üçer aylık vadeli hesaba bloke edilen ve karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedelinin işlemiş nemalarıyla birlikte davalıya ödenmesine ilişkin düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, yargılamanın uzun sürmesinin idarenin kusurundan kaynaklanmadığını, bu nedenle tespit edilen kamulaştırma bedeline dava tarihinin dört ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz yürütülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz ve aynı mahallede bulunan 17 parsel için üçüncü kişiye karşı dava açıldığını, 25 parselin kendisine ait olduğunun farkedilmesi üzerine dosyanın tefrik edildiğini ve usule aykırı şekilde davaya dahil edildiğini, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ticaret alanında kalmakta iken, değiştirilen uygulama imar planında park alanına isabet etmesi nedeniyle kamulaştırıldığını, imar planında ticaret alanında kalan dava konusu taşınmazın idare tarafından kamulaştırma bedelini düşük belirlemek amacıyla önce park alanına ayrıldığını ve sonra kamulaştırıldığını, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar planı değişikliğinin iptali amacıyla Eskişehir 2. İdare Mahkemesinin 2019/687 Esas sayılı dosyasında iptal davası açtıklarını, mahkemece son yapılan park ve yeşil alana alınma işleminin iptal edildiğini, ancak kararın henüz kesinleşmediğini, dava sonucunun beklenmesi gerektiği halde sonuç beklenmeyerek karar verildiğini, bedelin düşük olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki Eskişehir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 12769 ada 25 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi uygundur.

3. Dava konusu taşınmazın imar planındaki özgülenme amacı, değerinin tespit edilmesinde bir ölçüt olamayacağından, İdare Mahkemesinde dava konusu taşınmazın ticaret alanı fonksiyonunun park alanına dönüştürülmesine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiş olması eldeki davayı etkilemeyecektir, zira kamulaştırma işlemine ilişkin idari işlem halen ayaktadır.

4. Dava konusu taşınmaz için tespit edilen bedel; aynı kamulaştırma kapsamında dava konusu taşınmaz ile aynı konumda bulunan taşınmazlar için belirlenen ve Dairemiz denetiminden geçen bedeller ile uyumlu (Dairemizin 2021/2691 Esas, 2021/8961 Karar ve 2021/3468 Esas, 2021/11602 Karar, 2022/1824 Esas, 2022/13298 Karar sayılı ilâmları) olup davalılar vekilinin bu husustaki temyiz itirazları yerinde değildir.

5. Üçer aylık vadeli hesaba bloke edilen mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli ile idare tarafından takdir edilen bedel arasındaki fark bedelin derhal ödenmesi ve bu bedele Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi yerindedir.

6. Avrupa İnsan Haklari Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi uygundur.

7. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.