"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 7572 ada 7 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde boru hattı geçirilmek suretiyle el atıldığını, davacılar murisinin öldüğü tarihten sonra 1989 yılında yapılan kamulaştırma işlemlerinin geçersiz olduğunu, taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırılmadığını, ... Havaalanı Projesinin yapımına karar verilmesi üzerine 1998 yılında Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından havaalanı için kamulaştırıldığını, dava konusu taşınmazın ifraz öncesi ... Mahallesi 770 parsel iken 1987 yılında BOTAŞ tarafından inşa edilen Doğalgaz Ana İletim Hattı güzergahında bulunduğundan ifrazen oluşan 1421 ve 1423 parsel sayılı taşınmazlar için belirlenen kamulaştırma bedellerinin bankaya bloke edildiğini, davacılar murisi Ömer Gürer’in adresi tespit edilemediğinden kamulaştırma evraklarının noter kanalıyla tebliğ edilemediğini ve gazete ile ilanen tebligat yapıldığını, yapılan tebligatın ve kamulaştırmanın geçerli olduğunu, davacıların dava ehliyetlerinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın ... Havaalanı kapsamında kalması nedeniyle husumetin Devlet Hava Meydanları İşletmesine yöneltilmesi gerektiğini, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmazın tamamında davacı payına düşen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun davacıların payı oranında iptali ve davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ... Havaalanı kullanım sahası içerisinde kalması nedeniyle Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü davaya dahil edilerek davalı idare yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın ... Havaalanı Projesinin yapımına karar verilmesi üzerine 1998 yılında Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığını, süresi içinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 1987 yılında Doğalgaz Ana İletim Hattı güzergahında bulunduğundan 1421 parselden 2583 m² ve 1423 parselden 2200 m²lik kısmının davalı idare tarafından usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, aynı taşınmaz için açılan İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/9 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda taşınmazın ... Havaalanı kullanım sınırlarında kaldığı belirtildiğinden husumetin Devlet Hava Meydanları işletmesine yöneltilmesi gerektiğine karar verildiğini, dava konusu taşınmazda irtifak bedeli hesaplanması gerekirken mülkiyet bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğunu, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, yapılan emsal incelemesinin usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin, taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında BOTAŞ Boru Hattında kaldığından, tamamı kamu hizmetine tahsis edilen taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı gözetilerek bedelinin davalı idareden tahsil edilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı idare vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin hangi idareden tahsil edileceğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun ( 2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi:
“Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”
5. 26.11.2020 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 7421 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi ile Ek Madde-1 inci maddesinin 1 inci fıkrasına eklenen cümle:
"Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. tarafından inşa edilmekte olan Doğal Gaz Boru Hattı güzergahında bulunan ... Köyü kök 770 parselde (ifrazen 1423 parsel) kayıtlı taşınmazın 2200 m²lik kısmının ve kök 698 parselde (ifrazen 1421 parsel) kayıtlı taşınmazın 2583 m²lik kısmının Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün 25.07.1986 tarihli ve 232 sayılı kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiği, kamulaştırma evraklarının 1965 yılında vefat eden davacılar murisi Ömer Gürer mirasçılarının adreslerinin tespit edilemediğinden bahisle 12.11.1989 tarihli gazete ile ölü Ömer Gürer için ilanen tebligat yapıldığı, yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, kamulaştırma bedellerinin Ziraat Bankası ... Şubesine depo edildiği; ancak ödemeye dair bir belge bulunmadığı anlaşılmakla dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırılmadığı kanaatine varılmıştır.
4. Kök 698 ve 770 parsel sayılı taşınmazlardan ifrazen oluşan 1421 ve 1423 parsel sayılı taşınmazların Havaalanı İmar Uygulaması kapsamında kalarak dava konusu 7572 ada 7 parsel olarak 14.07.2006 tarih ve 7613 yevmiye numarası ile davacılar murisi adına tapuya tescil edildiği, dava konusu taşınmazın tapu kaydına aynı tarih ve yevmiye numarası ile 187.648,00 m² BOTAŞ lehine irtifak hakkı tesis edildiğinin şerh edildiği, ... Belediye Başkanlığı’nın 20.10.2020 tarihli yazısında ise dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında BOTAŞ boru hattında kaldığı ve 14.07.2006 tarihli ve 7613 yevmiye ile tescil edilen Havalimanı İmar Uygulaması kapsamında muhtelif parsellerden herhangi bir düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadan tahsis edilerek oluşturulduğu belirtilmiş olup hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın fiilen ... Havalimanı olarak kullanıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
6. Buna karşın hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda fiilen ... Havalimanı olarak kullanıldığı belirtilen dava konusu taşınmazın kök tapusu ile tedavüllü tüm tapu kayıtları getirtildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak davalı BOTAŞ tarafından kamulaştırmasız el atılarak fiilen boru hattı geçirilip geçirilmediği, boru hattı geçiyor ise bu hat nedeniyle tesis edilmesi gereken irtifak alanı da belirlenerek, tapu kaydına 14.07.2006 tarihli ve 7613 yevmiye numarası ile şerh edilen 187.648,00 m² ik irtifak hakkı ile aynı hat olup olmadığı, aynı hat değil ise çakışıp çakışmadığının tespitine ilişkin ek rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve gerekçesi açıklanmadan davalı idareye husumet yöneltilmesi ve dava konusu taşınmazın tamamının mülkiyet bedelinin davacıların payı oranında ödenmesine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
1.Davalı idare vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.