Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12138 E. 2023/105 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, davacıların arsasına kamulaştırmasız el atması nedeniyle oluşan bedel tespiti ve tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal karşılaştırması yöntemiyle arsa bedelinin tespitinde ve fiilen yol olarak kullanılan kısmın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECEMAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının davalı idare yönünden kısmen, davacılar yönünden ise tam kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacılar ... ve ... dışındaki davacılar için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; davacılar ... ve ... dışındaki davacılar için davalı idare vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idarenin davacılar ... ve ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçelerinde; dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3438 ada 1343 ve 1344 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını, fiilen el atılan taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız açıldığını, davacı talebi üzerine İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisinin kararı uyarınca dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu imar adasının 2 kat yapılaşmaya müsait iken davacı tarafın talebi doğrultusunda taşınmazına 7 kat yapılaşma izni getirildiğini 1344 parselin otopark olarak düzenlenmesi ve imar hakkının 1343 parsele aktarılması ile dava konusu taşınmazın 7 kat inşaat yapılabilir hale geldiğini, bu yönde davacının talebi ile yapılan plan değişikliği mevcut iken davacı tarafın asılsız ve gerçeğe aykırı iddialarla iş bu davayı açtıklarını, davacıların taraf ehliyetine de itiraz ettiklerini, istenilen tazminatın da fahiş olduğunu iddia ederek haksız açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava dilekçesinde talep edilen 500.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, ıslah ile artırılan kısmın ise ıslah dilekçesi dikkate alınarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen ve fen bilirkişisi raporunda A, B, G, H, M, J, I harfleri ile gösterilen kısımların tapusunun iptali ve yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslah dilekçesi ile talep ettikleri kısım için de yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, ancak mahkemece bu yönde karar verilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının faiz yönünden kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunmuştur.

2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisinin kararı uyarınca dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu imar adasının 2 kat yapılaşmaya müsait iken davacı tarafın talebi doğrultusunda taşınmazına 7 kat yapılaşma izni getirildiğini, 1344 parselin otopark olarak düzenlenmesi ve imar hakkının 1343 parsele aktarılması ile dava konusu taşınmazın 7 kat inşaat yapılabilir hale geldiğini, bu yönde davacının talebi ile yapılan plan değişikliği mevcut iken fiili el atmadan bahsedilemeyeceğini, bu yöndeki itirazlarının bilirkişi raporunda karşılanmadığını, tazminata hükmedilmesinin idare aleyhine sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını, taşınmazın tapu kaydında yer alan hacizlerin bedele yansıtılmadığını, seçilen emsalin uygun olmadığını, bedeline hükmedilen krokide "D" harfi ile gösterilen kısım açısından terkin kararı verilmediğini, imar planında konut alanında kalan kısımların terkinine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin doğru olduğunu; ancak davanın niteliği gereği, dava konusu edilen taşınmazların değeri dava tarihine göre belirlendiğinden hüküm altına alınan alacakların tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğinden ve bedeline hükmedilen D harfi ile gösterilen kısma ilişkin terkin hükmü kurulmadığından, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının talebi üzerine yapılan plan değişikliği ile 7 kat imar hakkı verilen taşınmaza ilişkin davacı tarafça terkin edilmesi gereken yolların bedeline hükmedildiğini, dosya içerisinde mevcut imar durum belgesine göre de imar plan tadilatına istinaden kadastral yollar korunarak 3438 ada 1344 parsel sayılı taşınmazın otopark olarak, 3438 ada 1344 parsel sayılı taşınmazın imar hakkı 3438 ada 1343 parsel sayılı taşınmaza aktarılarak toplam 3000 m2 inşaat alanını geçmemek kaydı ile serbest nizam 7 kat konut alanı olarak düzenlendiği, 3438 ada 1344 parsel sayılı taşınmazın otopark alanı olarak terk edildikten sonra yazılı nizamda 3438 ada 1343 parsel sayılı taşınmazda imar hattı tahakkukundan sonra plan notuna uygun inşaat yapılabileceğine ilişkin plan notu bulunduğu, 2 kat inşaat hakkı bulunmakta iken 7 kata çıkartıldığını, bu işlemin davacının belediyeye başvurarak talebi üzerine yapıldığını ve bu işlemden menfaat elde ettiğini, emsal seçiminin hatalı olduğunu, ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediği halde, bölge adliye mahkemesince ıslah ile artırılan kısma ilişkin de faize hükmetmesinin hatalı olduğunu, tescil hükmünün infazının mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacıların maliki olduğu arsa niteliğindeki taşınmazlara 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve fiilen yol, kaldırım olarak el atılan kısımlarının bedelinin fiilen yol ve kaldırım olarak kullanan davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdarenin Davacılar ... Ve ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdarenin Davacılar ... Ve ...’a İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... Başkanlığına aşağıda yazılı kalan temyiz karar harcının yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.