Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12212 E. 2023/2244 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli davasında, Yargıtay'ın bozma ilamına uyan Bölge Adliye Mahkemesi'nin usulüne uygun karar verip vermediği.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma kararına uyan Bölge Adliye Mahkemesi’nin, 6100 sayılı HMK’nın 360 ve 373. maddeleri ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.06.2022 tarihli, 2021/11-334 Esas, 2022/1021 Karar sayılı ilamı uyarınca tarafları duruşmaya çağırıp dinlemeden ve bozma kararına uygun olarak esas hakkında infaza elverişli bir hüküm kurmadan, hayatiyetini yitirmiş olan ilk derece mahkemesi kararı üzerinden istinaf incelemesi yapmış gibi karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret/Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda;istinaf başvurusunun esastan reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idarelerden ... vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 652 ada 14 parsel sayılı taşınmaza davalı idarelerce kamulaştırma yapılmaksızın al atıldığından tespit edilecek tazminat bedelinin ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın kısmen yol kapsamında kaldığını, taşınmazın dere bandı alanında kalıp kalmadığının araştırılması gerektiğini, haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2018 tarihli ve 2017/460 Esas, 2018/309 Karar sayılı kararı ile ... yönünden davanın husumetten reddine, ... yönünden kabulü ile belirlenen tazminatın davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2021 tarihli ve 2019/637 Esas, 2021/275 Karar sayılı kararı ile davalı idare aleyhine açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ... yönünden husumet nedeniyle usulden reddine, ... aleyhine açılan davanın ise yargı yolu nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2021 tarihli ve 2019/637 Esas, 2021/275 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun EK 1. maddesinin ''Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.'' kısmının iptal edildiği, Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, ... aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmek suretiyle esas hakkında hüküm kurulmuştur.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz itirazlarında, dava konusu taşınmazın nazım imar planının getirdiği zorunluluk ve İSKİ kanalizasyon hattında kalması nedeniyle nazım imar planında park alanı olarak planlandığını, proje bütünlüğü gözetilerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ' nin sorumlu olması gerektiğini, taşınmaza fiili el atmanın mevcut olmadığını, taşınmazın ... Revizyon İmar Planında A harfi ile gösterilen güzergahta olduğunu, bu alanının İSKİ adına kanalizasyon alanı olarak ayrılan yerlerden olduğunu, bu nedenle idarelerinin sorumluluğunun olmadığını ve takdir edilen bedelin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 ve 373 üncü maddeleri.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.06.2022 tarihli ve 2021/11-334 Esas, 2022/1021 Karar sayılı ilamının ilgili bölümü şöyledir; ".... Yargıtay, taraflarca ileri sürülen veya kendisinin tespit ettiği temyiz sebeplerini yerinde görürse bozma kararı verecektir. Ancak bozma kararı, bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararı kaldırıp düzelterek verdiği bir karar veya ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp davanın esası hakkında yeniden verdiği bir karara ilişkin ise dosya kararı vermiş olan bölge adliye mahkemesine veya uygun görülen başka bir bölge adliye mahkemesine gönderilecektir (HMK m. 373/2).

...

49. Dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderildiği durumlarda bölge adliye mahkemesi, HMK’nın 360. maddesinin atfıyla ilk derece mahkemelerinde uygulanan yargılama usulüne göre 344. madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir. Gerek ilk derece mahkemesi, gerekse bölge adliye mahkemesi bozma kararına direnirse bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır ve daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir.

50. Bölge adliye mahkemesi yaptığı değerlendirme sonucu bozma kararının doğru olduğu kanaatine varırsa bozmaya uyulmasına karar verecektir. Bozmaya uyma kararı ile birlikte kendisi için o kararda belirtilen hukukî esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Ayrıca uyma kararı, mahkemenin vermiş olduğu önceki kararının hatalı olduğu ve Yargıtayın bozma kararı doğrultusunda yeniden inceleme yaparak karar vereceği anlamına gelmektedir (Pekcanıtez Usûl, s. 2308).

51. Diğer yandan bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak düzelterek veya yeniden esas hakkında hüküm vermesi ve bu hükmün de Yargıtay tarafından bozulması ile ilk derece mahkemesi kararı hayatiyetini kaybetmiş olur. Hüküm mahkemesi sıfatıyla esas hakkında verdiği karara ilişkin bozma ilamına uyan bölge adliye mahkemesinin hüküm mahkemesi sıfatı devam ettiğinden bozma kararına uygun olarak esas hakkında uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli bir karar vermesi gerekir. Aksine hukuk dünyasında geçerli ve sonuç doğurabilir bir ilk derece mahkemesi kararı varmış gibi bu karara yönelik istinaf incelemesi yapılarak istinaf başvurusunun veya başvurularının esastan reddine karar verilmesine olanak bulunmamaktadır. Kaldı ki; ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak yeniden esas hakkında hüküm kuran bölge adliye mahkemesince bu sefer bozmaya uyularak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hâlinde, yıllar önce verilen ve hukukî geçerliliğini yitirmiş bir ilk derece mahkemesi kararına yeniden hayatiyet kazandırmanın sakıncaları dikkate alındığında bu durumun, infazda tereddütlere ve karışıklıklara neden olacağı, hükmün infazını engelleyecek şekilde bir etki yapacağını belirtmek gerekir ..."

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesi gereği Dairemiz bozma ilamı sonrası Bölge Adliye Mahkemesi kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Dairemizin bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar vermesi gerekirken duruşma açılmadan, tarafların bozma ilamına diyecekleri sorulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

3. 6100 sayılı Kanun'un 360 ıncı ve 373 üncü maddeleri ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yukarıda zikredilen ilamı göz önüne alındığında; Bölge Adliye Mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak düzelterek veya yeniden esas hakkında hüküm vermesi akabinde bu hükmün de Yargıtay tarafından bozulması ile ilk derece mahkemesi kararı hayatiyetini kaybetmiş olmaktadır.

Bu durumda; Dairemizin ilamına uyan Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli hüküm kurulması gerekirken, hayatiyetini kaybetmiş ilk derece mahkemesi kararı ile ilgili istinaf incelemesi yapılıyormuş gibi davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile resen yapılan değerlendirme ile kararın kaldırılmasına dair karar verilmesi hatalıdır ve bozmayı gerektirir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Davalı ...'ndan alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.