Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12445 E. 2023/1542 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, tazminat miktarının belirlenmesi, yasal faizin başlangıç tarihi ve husumetin yöneltileceği merciin tespiti noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi gereğince tapu sicilinden kaynaklanan zararlardan Devletin sorumlu olduğu, orman tahdit sınırı nedeniyle mülkiyet hakkı kısıtlanan davacının tazminat talebinde yasal hasmın Hazine olduğu, dava konusu taşınmaza dava tarihi esas alınarak değer biçilmesi gerektiği ve hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği gözetilerek, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı ... Genel Müdürlüğünün istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ile davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 169 ada 42 ve 43 parsel sayılı taşınmazların kesinleşmiş orman tahdit sınırı içinde kaldığından bahisle dava tarihine göre belirlenecek değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile tapudaki payları oranında tapusunu iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesine talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kendi tapusunun iptalini istemekte hukuki menfaatinin olmadığını, davacının dava açma hakkına sahip olmadığını, hukukî yarar dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının taşınmazdaki orman şerhinin kaldırılması için Muğla Orman İşletme Müdürlüğüne yaptığı başvurunun reddine ilişkin idarî yargıda iptal davası da açılmadığını, şerhi kaldırmaya yönelik dava yolları tüketilmeden Maliye Hazinesine kusur atfedilerek tazminat davasının açılamayacağını, davacının tapu devir talebini idarî yollardan çözümleme yoluna başvurmadığını, yapılan çalışmaların tamamının sayısal olmaması nedenleri ile 2020 yılında gerek fenni hataların düzeltilmesi gerekse orman sınırlarının sayısal hâle getirilmesi için Orman Kadastro Başmühendisliğince 4999 sayılı Kanun uygulaması yapıldığını, bu çalışmalar ışığında dava konusu taşınmazın kısmen orman sınırları içerisinde kaldığının tespit edildiğini, işlemi orman idaresi yapmış olduğundan Maliye Hazinesinden tazminat isteminin haksız ve yersiz olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kendi tapusunun iptalini istemekte hukukî menfaatinin olmadığını, davacının dava açma hakkına sahip olmadığını, hukukî yarar dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının taşınmazdaki orman şerhinin kaldırılması için Muğla Orman İşletme Müdürlüğüne yaptığı başvurunun reddine ilişkin idarî yargıda iptal davası da açılmadığını, şerhi kaldırmaya yönelik dava yolları tüketilmeden Maliye Hazinesine kusur atfedilerek tazminat davasının açılamayacağını, davacının tapu devir talebini idarî yollardan çözümleme yoluna başvurmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine ve dava konusu taşınmazların kesinleşmiş orman kadastrosu içinde kalan kısımlarda davacı tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazların m² rayiç değerlerinin 1.500,00-1.750,00 TL arasında olduğunu, taşınmazların kalan kısımlarına inşaat yapılamayacağı anlaşıldığından kalan kısımların bedeline de hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; idareleri yönünden davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

3. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazların tapu kayıtlarının iptal edilmediğini, davacı bakımından bir zarar doğmadığını, bedelin çok yüksek hesaplandığını, orman sınırı dışında kalan kısımlarda meydana gelecek değer azalışının mahkemece araştırılmadığını savunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 169 ada 42 parselin 151,35 m²lik kısmının, 169 ada 43 parselin 231,19 m²lik kısmının kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığından tapu kaydına 29.07.2020 tarihli ve 8759 yevmiye numarası ile "kısmen veya tamamen orman sınırları içinde kalmıştır." şerhi konulduğu, taşınmazların orman kadastro sınırları içerisinde kalması nedeniyle, mülkiyet hakkı kısıtlandığından orman sınırları içinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmekte hukukî yararı bulunduğu, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde kabul edilerek emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazların yapılaşma haklarına getirilen kısıtlama ile orantılı olacak şekilde değer azalışına hükmedilmesi uygun bulunmuş olup davalı Hazinenin harçtan muaf olduğu kabul edildiği hâlde yargılama giderleri içinde davalılardan harç tahsil edilmesi ve 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine göre, açılan davada husumetin Hazineye yöneltilmesi gerektiği, bu nedenle Orman Genel Müdürlüğü yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği hâlde bu konuda açık bir hüküm kurulmadığından bahisle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ile davalı Hazine vekilleri temyiz itirazında bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz itirazında bulunmuştur.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazları davacının 1996 ve 1999 yıllarında satın alınmak suretiyle malik olduğu, kesinleşen orman kadastrosu nedeniyle tapuya 29.07.2020 tarihinde orman şerhi konulduğu, bu şerh nedeniyle davacının mülkiyet hakkı kısıtlandığından 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği tazminat hakkı doğduğunun kabulü doğrudur.

3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayanan tazminat davalarında yasal hasım Hazine olduğundan Orman Genel Müdürlüğü hakkında davanın husumetten reddine karar verilmesi uygundur.

4. Arsa niteliğinde dava konusu taşınmaza değer tespitinde kıyasen uygulanan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve davacı tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Dava konusu taşınmaza dava tarihi esas alınarak değer biçildiğinden hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğrudur.

6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ile davalı Hazine vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.