Logo

5. Hukuk Dairesi2022/13978 E. 2023/3980 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idare adına tescili davasında, ilk temyiz sonrası bozma kararı üzerine yeniden belirlenen bedelin hangi davalılara ve ne kadar ödeneceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kesinleşen kamulaştırma bedeli, davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, bozma sonrası sadece ilk kararı temyiz eden davalının payı üzerinden hesaplama yapılması gerekirken, mahkemece tüm davalıların payı üzerinden hesaplama yapılarak fazla ödeme hükmüne varılması hatalı görülmüş ve bu husus düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davalarda davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare ve davalı ... vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili asıl ve birleştirilen davanın dava dilekçelerinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 320 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.09.2017 tarihli ve 2016/1062 Esas, 2017/961 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmediği belirtilerek taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti hatalı olduğu gibi, 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli ve 2020/230 Esas, 2021/95 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalılara derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, belirlenen bedelin fahiş olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının, üretim masraflarının hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, şayet arazi olarak değerlendirilecekse en az %500 oranında objektif değer artırıcı unsur uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 320 parsel taşınmaza net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup davalı ... vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

4. İlk karar davacı idare ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olup ilk kararda tespit edilen kamulaştırma bedeli, kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kesinleşmiştir. Bu durumda ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kesinleşen bedel davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, bozmadan sonra sadece ilk kararı temyiz eden davalının payı hesaplanarak toplam 22.877.69 TL’ye hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde bozmadan sonra tespit edilen bedel üzerinden tüm davalıların payını kapsar şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli ve 2020/230 Esas, 2021/95 Karar sayılı kararının;

a. 3. ve 4. bendinden “27.631.45” sayısının çıkartılmasına, yerine “22.877.69” sayısının yazılmasına,

b. 5. bendinin (a) ve (b) harfleri ile gösterilen bölümlerinin tümüyle çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla

“Tespit edilen bedelin mükerrer ödemeye yer vermeyecek şekilde 3.821.83 TL‘sinin davalı ... ’a ödenmesine, kalan 19.055.86 TL bedelin ise hisseleri oranında diğer davalılara ödenmesine,”, “Fazla bloke edilen 74.037.01 TL bedelin davalı tarafa ödeme yapılmamış ise davacı kuruma iadesine, şayet ödeme yapılmış ise bankadan çekilme tarihine kadar işlemiş faiz ile hisseleri oranında ödeme yapılan davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine” cümlelerinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı ...'tan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.