Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15538 E. 2023/3079 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, taşınmaz üzerindeki ağaç ve duvar bedelinin tazminata dahil edilip edilmeyeceği noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydı iptal edilen taşınmaz üzerindeki ağaç ve duvar bedelinin hesaplanmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile bu bedellerin tazminata dahil edilmemesi hatalı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 inci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Mardin ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 170 ada 94 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları esnasında davacı adına zilyetlikten tespit ve tescil edildiğini, taşınmaz davacı adına kayıtlı iken Maliye Hazinesi tarafından dava açıldığını, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/67 Esas, 2013/97 Karar sayılı kararı ile söz konusu taşınmazın tapusunun iptaline karar verildiğini 13.06.2014 tarihinde bu kararın kesinleştiğini, tapu sicilinin tutulmasından Devletin sorumlu olduğunu belirterek belirlenecek tazminatın tapu iptal tescil davasının kesinleştiği tarih olan 13.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı, hak düşürücü süre nedeni ile reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre ile esastan reddi gerektiğini, hükme esas alınan raporlarda taşınmazın m² birim fiyatının fahiş hesaplandığını, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri bakımından da hata yapıldığını, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal kıyaslaması yapılarak değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, buna karşın taşınmazın zemin bedeline hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken ayrıca taşınmazın üzerinde bulunan duvar ve ağaç bedelinin belirlenen bedele eklenmesinin hatalı olduğundan bahisle taşınmazın yalnızca zemin bedeline hükmedilmek suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerinde bulunan ağaç ve duvar bedeline de hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesini kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Dava konusu Mardin ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 170 ada 94 parsel sayılı 3.536.66 m² yüzölçümlü taşınmazın 2009 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmaları sırasında davacı adına tescil edildiği, daha sonra Maliye Hazinesi tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/67 Esas, 2013/97 Karar sayılı kararı ile taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 16/c bendi uyarınca tarıma elverişli olmayan alanlardan olduğu tespit edilerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın kanun yolu incelemesinden geçmek sureti ile 13.06.2014 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 07.09.2020 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen taşınmaz üzerinde bulunan 5 ila 20 yaş aralığında bulunan muhtelif ağaç bedeli ile 35- 40 yaş aralığında bulunan duvar bedelinin hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda bedeli hesaplanmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile duvar ve ağaç bedeline hükmedilememesi sonucu eksik bedele hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.