"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl dava ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ecrimisil yönünden hükmedilen bedel miktar itibarıyla kesinlik sınırının altında olduğundan usulden reddine, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı tarafa ödenmesine karar verilen ecrimisil bedelinin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, ecrimisil yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ve itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi davasına yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dosyaya ilişkin dava dilekçesinde; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 791 ada 26 parsel 1. Kat 2 nolu taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın ... Bulvarında olup taşınmazın ön tarafının denize arka tarafının ise ... Caddesine baktığını, davalı belediyenin gerek denize bakan kısımda gerekse de ... Caddesine bakan kısmında yol ve kaldırım yaparak taşınmaza fiilen kamulaştırmasız el attığını, aynı zamanda ... Bulvarı kısmında kalan yerin belediye tarafından otopark olarak kullanıldığını, belirterek belirlenecek tazminat ve ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsilini talep etmiştir .
2. Davacı vekili birleştirilen dosyaya ilişkin dava dilekçesinde; davacının, İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 791 ada 26 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın belirli bir kısmına davalı ... tarafından fiilen kamulaştırmasız el atıldığını, bu hususta taraflarınca İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/89 Esas, Sayılı dosyası ile dava açılmış olup davanın lehlerine sonuçlandığını, ancak taraflarınca sehven el atmaya konu 98,05 m² kamulaştırmasız el atma bedelinin ıslah edilmediğini, bu nedenle İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2019/3428 Esas, Sayılı dosyası ile ıslah ile artırılmayan kısım için "İzmir 11 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/89 Esas sayılı dosyası ile 98,05 m²lik bölüm için hesaplanan kamulaştırmasız el atma bedeli için icra takibi açıldığını, davalı tarafından açılan icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini belirterek, İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2019/3428 Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı idare vekili asıl dosyaya ilişkin cevap dilekçesinde; el atma mevcut olsa dahi el atılan alanın yapı alanına herhangi bir etkisi bulunmadığını, buna bağlı olarak belirlenecek bedelden indirim yapılması gerektiğini, davacının ecrimisil talebi şartlarının oluşmadığı kanaatinde olduklarını
2. Davalı idare vekili birleştirilen dosyaya ilişkin cevap dilekçesinde; davacı tarafın kendi hatası sonucunda ıslah etmediği bir miktarı takip tarihi itibarıyla henüz hükme dönüşmemiş bir bilirkişi raporuna dayanarak icra takibine konu etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın iyi niyetli olmadığını, bu dosyanın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde: taşınmaz tapu kaydında 3 m²lik kısmının kıyı kenar çizgisinde kaldığına ilişkin şerh bulunduğunu, bu kısmın Belediye tarafından kamulaştırılmasının mümkün olmadığını, ecrimisile hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın zemin birim değeri belirlenirken objektif değer azalışının dikkate alınmadığını, dosyada el atma tarihinin yeterince aydınlatılmamış olması nedeniyle nispi harç ve vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının yerinde olmadığını, ayrıca el atma tarihi bakımından uzlaşma dava şartının da yerine getirilmiş olması ve bu nedenle de usulden red yönünde karar verilecekken yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasının da kabul edilemez olduğunu, belirlenen değerin fahiş olduğunu, idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, taşınmaz için diğer kat malikleri tarafından açılan ve Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2018/12904 Esas, 2019/19276 Karar sayılı ilamı ile onanan dosya kapsamına göre de, el atmanın 1983 yılından sonrasına ait olduğu, sorumluluğun davalı ... Belediyesinde olduğu anlaşıldığından kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, birleştirilen davada ise talep asıl davada sehven ıslah edilmeyen 98,05 m²lik kısma yönelik (ifrazla 791 ada 67 parsel olan) el atmadan kaynaklı tazminatın ilamsız takibe konulması sonrası davalı idarenin itirazı nedeniyle duran takip nedeni ile, itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin olup bilirkişi raporu ile, bu kısım için tazminatın, asıl davanın dava tarihi itibarıyla 73.782,63 TL belirlendiği ve takibin de bu kısım üzerinden açıldığı, alacağın var olduğunun ispatlandığı ve takibe konu bedelin alacak kapsamında olduğu anlaşıldığından itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine dair İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın tapu kaydında 3 m²lik kısmının kıyı kenar çizgisinde kaldığına ilişkin şerh bulunduğunu, belirlenen bedelin yüksek hesaplandığını, vekalet ücreti ve harcın hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatı hususundadır
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir; “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibariyle, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmişahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66 ıncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun(2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesini birinci fıkrası
5. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu İzmir ili, ... ilçesi ... Mahallesi 791 ada 26 parsel taşınmazdan ifrazen oluşan 791 ada 66 ve 67 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilerek davalı idareden tahsiline, birleştirilen dava bakımından alacağın var olduğunun ispatlandığı ve takibe konu bedelin alacak kapsamında olduğu anlaşıldığından itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili Talebi ile İtirazın İptali ve İcra İnkar Tazminatına İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.