Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16130 E. 2023/7525 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve kamulaştırmadan arta kalan kısma ilişkin değer azalışı bedeli talepleri hakkındaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazlara biçilen bedeller ve kamulaştırmadan arta kalan kısmın yüzölçümü ile kot farkı gibi hususlar gözetilerek taşınmaz bedeli ve değer düşüklüğü oranının uygun olduğu, yasal faizin bitiş tarihinin karar tarihi olarak belirlenmesinde ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek, yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/285 Esas, 2022/455 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.09.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalılar vekili Avukat ... gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Aliağa ilçesi, ... köyü 268 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini ve yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı, dava konusu taşınmazın gerçek ve rayiç bedelinin tespit edilip müvekkillerine ödenmesi koşuluyla kabul ettiklerini ancak böyle bir dava açılmasına neden olunmadığı için aleyhlerine yargılama gideri ve vekâlet ücreti talebini kabul etmediklerini, taşınmazın kamulaştırılması için idare tarafından teklif edilen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın ve üzerindeki ağaçların gerçek değerinin, idarenin teklif ettiğinin en az 10 kat üzerinde olduğunu, taşınmazın milyon dolarlık fabrikaların kurulu olduğu alanın hemen yakınında olduğunu, sanayi ve depolama bölgesinde kaldığını, bunun da değerini yükselttiğini, bölgede 2/B uygulamalarının yapıldığını ve Hazine tarafından vatandaşlara 2/B kapsamında yerler satıldığını, bu satışlar sırasında davacı idarenin belirlediği değerin kat kat fazlası değerler tespit edildiğini, kamunun satarken pahalı alırken ucuz değer biçmesinin sosyal devlet ilkesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu, arta kalan alanda değer kaybı olduğunu, taşınmazın gerçek rayiç değerinin ödenmesi hâlinde davanın kabulüne, davanın 4 ayda sonuçlandırılamaması halinde faiz uygulanmasına ve depo ettirilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 11.09.2015 tarihli ve 2014/26 Esas, 2015/278 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapudan terkinine ve bedelin davalılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 11.09.2015 tarihli ve 2014/26 Esas, 2015/278 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dava konusu İzmir ili, Aliağa ilçesi, ... köyü 268 parsel sayılı taşınmazın belediye sınırları içinde ve 1/5000 ölçekli nazım imar planında yüksek yoğunlukta gelişme konut, yol ve ilköğretim alanında kaldığı, taşınmazın yola, denize, yoğun ve sürekli gelişen sanayi alanına, ticaret limanına yakın konumda olduğu, belediye hizmetlerinden faydalanmasa da yol, su, elektrik kanalizasyon hatlarının taşınmazın yakınından geçiyor olması sebebiyle ve yakın çevresindeki gelişme özellikleri dikkate alındığında talep edildiğinde belediye hizmeti götürülebileceği, İzmir Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan taşınmazlara 6292 sayılı Kanun'a göre kıymet takdiri değerlemesi yapılırken "arsa" değerleri düzeyinde rakamlar takdir ediliği, aynı bölgeden intikal eden ve Dairemizin 2017/7407 Esas, 2017/1536 Esas, 2017/7947 Esas ve 2017/1286 Esas sayılı ilâmları ile denetiminden geçen TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava dosyalarında dava konusu taşınmaz ile benzer özellikte olan komşu taşınmazlara arsa olarak değer biçildiği anlaşıldığından Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 17.04.1998 tarihli ve 1998/1 sayılı kararı uyarınca dava konusu taşınmaz arsa vasfında olduğundan taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi ve dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğu dikkate alınarak, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve kroki eklenmek suretiyle taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.792,92 m²lik ve (C) harfi ile gösterilen 3.742,40 m²lik kısımlarına imar durumuna göre yapılaşma izni verilip verilmeyeceği, verilmiş ise önceki durumuna göre kısıtlama getirilip getirilmediği hususları ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden araştırılarak sonucuna göre arta kalan kısımlarda değer azalış bedeline hükmedilmesi gerekip gerekmediği araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi ile taşınmazın tapu kaydında davalılardan ...'ın hissesi üzerinde bulunan haciz ve ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, nedenleriyle mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 31.05.2021 tarihli ve 2018/13 Esas, 2021/283 Karar sayılı kararı ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 31.05.2021 tarihli ve 2018/13 Esas, 2021/283 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; mahkemesince tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen usulüne uygun yasal süreler içerisinde bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyaya sunulan 26.07.2021 tarihli banka dekontlarına göre davacı idarenin Mahkeme karar tarihinden sonra depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, taraflara davanın esası hakkındaki beyanları sorularak ve usul ekonomisi de gözetilerek işin esasına girilip bir karar verilmesi gerektiğinden, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazın niteliğinin arazi olduğunu, arsa olarak değerlendirmesinin hatalı olduğunu, emsal taşınmazın değerlendirmeye esas alınamayacağını, karşılaştırmanın uygun yapılmamış olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma sonucunda davaya konu taşınmazın 3 parçaya ayrıldığını, kamulaştırmadan arta kalan 687 parselin değer azalışı bedelinin az olduğunu, tamamının kamulaştırması gerektiğini, kalan kısma (687 parsele) ancak ve ancak 11 ayrı parselden geçit hakkı alınarak ulaşılabileceğinden tamamının değerinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; arsa niteliğindeki İzmir ili, Aliağa ilçesi, ... köyü 268 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde, aynı mahalden Dairemize intikal eden ve onanan dosyalar nazara alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, kamulaştırma nedeniyle oluşan kot farkı hususları gözetildiğinde değer düşüklüğü oranının uygun olduğu, Mahkemece kamulaştırma bedeline uygulanacak yasal faizin bitiş tarihinin karar tarihi olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmüştür.

4. Temyizen incelenen ve bozma ilâmına uyularak verilen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.