"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan reddine ilişkin kararı kaldırıldıktan sonra İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen kararın hüküm fıkrasında, tebliğden itibaren iki hafta içerisinde istinaf kanun yolu açık olarak karar verildiği belirtilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin birinci fıkrasının ç bendi ve Anayasa Mahkemesinin 2012/855 sayılı kararında da belirtildiği üzere, uyuşmazlıkta uygulanacak kanun hükmünü tespit edip resen uygulayacak hakimin, bu çerçevede kanun yolunu ve süresini de taraflara doğru gösterme yükümlülüğü vardır.
6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası Yargıtay'ın bozma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği hükmünü, Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası ise Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'un (1086 sayılı Kanun) 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'la (5236 sayılı Kanun) yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, bu kararlara ilişkin dosyaların Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemeyeceği hükümlerini içermektedir.
Yukarıda açıklanan Kanun maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtaya yapılmakta olan temyiz yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar iki dereceli kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktadır.
Diğer bir anlatımla, Yargıtayın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesinin kararı, Dairemizin 23.05.2022 tarihli ve 2022/527 Esas, 2022/9083 Karar sayılı kararı ile bozulduğundan, Yargıtayın bozma kararına uyan ilk derece mahkemesinin bozma sonrası verdiği karar 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının emredici hükmü uyarınca istinafa değil temyiz yoluna tabi olup, İlk Derece Mahkemesince kararda istinaf kanun yolunun işaret edilmesi sonuca etkili değildir.
Taraf vekillerinin süresinde yaptığı başvuru sonucu, dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş ise de; temyiz edenin hakkı zayi olmayacak şekilde dosya kendisine gönderilen ilgili Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, 6100 sayılı Kanun'un 374 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca dosyanın temyiz incelemesine gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine iadesi olmalı iken, istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm kurulmuş ise de, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin Dairemiz bozma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin olarak verilen 21.10.2022 tarihli ve 2022/3313 Esas, 2022/3045 Karar sayılı kararı yok hükmünde olup, davanın geçirdiği safahat da dikkate alınarak kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, 11 inci ... Mahallesi 64 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; acele kamulaştırma bedeli olarak belirlenen bedelin taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.09.2020 tarihli ve 2019/391 Esas, 2020/426 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için davacı idareye verilen sürede bedelin depo edilmediği anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.04.2021 tarihli ve 2021/995 Esas, 2021/1022 Karar sayılı kararı ile tespit edilen kamulaştırma bedelinin bankaya yatırılması yönünde iki kez süre verildiği ve davacı idare vekiline usulüne uygun yapılan ihtaratlara rağmen tespit edilen bedeli bloke etmediği anlaşıldığından davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; ilk derece mahkemesince tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen usulüne uygun yasal süreler içerisinde bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyaya sunulan 04.06.2021 tarihli banka dekontlarına göre davacı idarenin istinaf karar tarihinden sonra depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, taraflara davanın esası hakkındaki beyanları sorularak ve usul ekonomisi de gözetilerek işin esasına girilip bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranının hatalı belirlendiğini, üretim masrafının brüt gelirin 1/3'ü oranında alınmasının hatalı olduğunu, resmi verilerin esas alınması gerektiğini, bedelin yüksek belirlendiğini, dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi vasfında olmadığını, objektif değer artışı uygulanmasını gerektirecek bir durum olmadığını, kamulaştırmadan arta kalan alanda değer kaybının bulunmadığını ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranının %3 uygulanması gerektiğini, objektif değer arış ve objektif değer azalış oranının düşük belirlendiğini, verilerin hatalı alındığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi, adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.
3. Taşınmazın bulunduğu yer İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinde belirtilen masraflarla ekonomik tarım yapılamayacağından üretim masraflarının brüt gelirin 1/3' ü oranında alındığı belirtilmiş olup verilerin ekonomik tarıma uygunluğu denetlenmiştir.
4. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faizi, objektif değer artışı ve arta kalan kısımda değer azalışı verilmesi uygun görülmüştür.
5. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.