Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10442 E. 2024/4638 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli davasında, mahkemenin davalı idarenin yaptığı ödemeleri dikkate alarak davanın bir kısmını konusuz sayması ve yargılama giderlerine ilişkin hatalı hüküm kurması.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin icra tehdidi altında yaptığı ödemelerin davanın kapsamı dışında olduğu ve mahkemenin bu ödemeleri hatalı değerlendirdiği, ayrıca yargılama giderlerine ilişkin hükümlerin de hatalı olduğu gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/509 Esas, 2023/29 Karar

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl dava ile ilk davada saklı tutulan kısma ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davada 67.513,88 TL yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 1.224,66 TL yönünden davanın kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde özetle;...Mahallesi 2074 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın içme suyu isale hattının geçirilmesi suretiyle fiilen el atıldığını belirterek asıl davada kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin, birleştirilen davada ise ilk davada saklı tutulan tazminata ilişkin kısmın davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşma dava şartı yerine getirilmeden açılan davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmazın müvekkili idare tarafından...İçmesuyu 1. Merhale Projesi kapsamında 1982 yılında kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelinin davacılar murisi Sefa Durmaz adına bankaya bloke edildiğini, talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.09.2014 tarihli ve 2013/40 Esas, 2014/467 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 30.09.2014 tarihli ve 2013/40 Esas, 2014/467 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin tespitinde emsal olarak incelenen taşınmazın emlak vergi değeri ile dava konusu taşınmazın emlak vergi değerinin karşılaştırmasında dava konusu taşınmazın daha değerli olduğu anlaşıldığı halde ters orantı kurularak dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan daha değersiz olduğu kabul edilmek suretiyle bedel belirlendiğinden raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, dava konusu taşınmaza dava tarihi esas alınarak değer biçildiğinden faize de dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının ve dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihi kesin olarak tespit edilip, 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmış olduğunun tespiti halinde nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada 67.513,88 TL yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 1.224,66 TL yönünden davanın kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili idare tarafından yapımı tamamlanan...1. Merhale İçme suyu ve Acil İsale Hattı Projesinin 09.08.1982 tarihinde kamulaştırma olurunun alındığını, 1983 yılında inşaatına başlandığını, projeye dahil olan taşınmazların maliklerine 01.08.1983 tarihinde gazete aracılığıyla ilanen tebligat yapıldığını, ancak taşınmaz malikince müvekkili idareye herhangi bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle kamulaştırma bedelinin ödenemediğini, taşınmazın kırk yılı aşkın süredir Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunuğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili idarenin harçtan muaf olduğu hâlde, aleyhine harca hükmedildiğini, 2942 sayılı Kanun’un geçici 6 ncı maddesinin yedinci fıkrası uyarınca vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğini, asıl dava yönünden 1.224,66 TL alacak hesabını kabul etmediklerini, uzlaşma dava şartı yerine getirilmeden açılan davanın reddine karar verilmesini, taşınmazın el atma tarihindeki niteliklerine göre tarla vasfında kabul edilerek değerlendirme yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı idare tarafından icra tehdidi altında yapılan ödemeler bu davanın konusu olmadığından, Mahkemece kamulaştırmasız el atma tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davacılar vekilinin başvurusu üzerine davalı idare tarafından yapılan ödemeler esas alınarak asıl davanın 67.513,88 TL'lik kısmının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi hatalıdır.

3. Davalı idarenin harçtan muaf olduğu belirtildiği halde yargılama giderleri arasında aleyhine harca hükmedilmesi doğru değildir.

4. Asıl dava ile birleştirilen ek dava aynı hukuki nedene dayalı olarak açıldığından, davacı taraf lehine toplam bedel üzerinden tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "davada 67.513,88 TL yönünden davanın konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine "davanın kabulüne" ibaresinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "1.224,66 TL yönünden davanın kabulüne" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, hüküm fıkrasının (5) ve (9) numaralı bentlerinin sonuna ayrı ayrı "davacı tarafça yatırılan harçların kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde iadesine" cümlesinin eklenmesine, hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan "683,10 TL peşin harç, 24,30 TL başvuru harcı, 240,00 TL ıslah harcı ve" ibaresi ile "olmak üzere toplam 6.138,40 TL" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, hüküm fıkrasının harca ilişkin (10) numaralı bendi ile vekâlet ücretine ilişkin (12) numaralı bentlerinin tümüyle hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.