"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/327 Esas, 2023/185 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle...köyü 114, 131 ve 263 parsel sayılı taşınmazlara davalı idarenin mayın döşemek, yol geçirmek ve nöbetçi kulesi yapmak suretiyle kamulaştırma yapmadan el attığını, davacıların taşınmazlarını kullanamadığından, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parselin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesi kapsamında kalmaması sebebi ile devam etmekte olan davanın 221 sayılı Kanun kapsamında savunulması ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'a eklenen geçici 6 ncı maddesi gereği öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi hükmünün amir olduğu, talebe konu taşınmazların içinde bulunduğu güney sınırındaki taşınmaz mallara, Türkiye Cumhuriyetinin sınır güvenliğinin korunması açısından 1955 yılı öncesinde mayın döşemek, nöbetçi kulesi ve irtibat yolu yapmak üzere el atıldığı, konuyu doğrular nitelikteki 21 Ekim 1955 tarihli Hürriyet Gazetesine ait gazete haberinin mevcut olduğu, anılan taşınmaza 1955 yılında mayın döşenmesi sebebiyle 5999 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 6 ncı madde kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmayacağı ve 221 sayılı Kanun'un 1 nci maddesi kapsamında kamulaştırıldığının açık olduğu, gerekçeleri ile dava konusu parselin 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesi kapsamında kalmaması sebebi ile devam etmekte olan davanın 221 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi ile reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.05.2016 tarihli ve 2015/1114 Esas, 2016/757 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazda mayın döşeme işinin başlama ve bitiş tarihlerinin gün, ay ve yıl olarak kesin tespiti ile fiili el atma tarihinin ve el atılan yerin yüzölçümünün belirlenmesinden sonra, taşınmaza ait tapulama tespit tutanağı getirtilip davacının edinme sebepleri de denetlenerek 221 sayılı Kanun'un uygulanıp uygulanmayacağı gözetilip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazdan geçen yolun 1980 yılında yapıldığı anlaşıldığına göre yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde zeminde yeri net olarak tespit edilip, paftasında da gösterilmek üzere krokilendirilip getirtilen belgeler de gözetilerek düzenlenecek bilirkişi kurulu raporu sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan gözetleme kulesi ve mevzinin 2000 yılında yapıldığı anlaşıldığına göre yeri net olarak paftasında da gösterilmek üzere krokilendirilip getirtilen belgeler de gözetilerek düzenlenecek bilirkişi kurulu raporu sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmesi ve dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza 1955 yılında mayın döşenmesi sebebiyle 5999 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 6 ncı madde kapsamında değerlendirmesinin mümkün olmayacağı ve 221 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi kapsamında kamulaştırıldığının açık olduğu, bu sebeple açılmış davanın reddi gerekmekteyken yerel mahkemenin kabul kararı vermesinin hatalı olduğunu, davacı tarafın dava konusu ettiği kısımları kullanmasına engel bir durum var ise somut ve açık şekilde ispatı gerekmekteyken bu durumun ispat edilemediğini, reddedilen kısım yönünden idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu maliki davacılar ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun’un 331 inci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davalı idare harçtan muaf olduğu halde, aleyhine harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının
a) (6) numaralı bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine" cümlesinin yazılmasına,
b) (7) numaralı bendinde yer alan ''27,70 TL peşin harç, 35 TL tamamlama harcı ve '' ibaresinin çıkarılmasına, aynı bentte yer alan '' 6.064,20 '' sayısının çıkarılmasına yerine ''6.001,50'' sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.