"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3622 Esas, 2023/1500 Karar
DAVA TARİHİ: 11.01.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/20 Esas, 2022/344 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı ... dışında kalan davacılar için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen tazminat bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarı ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’ nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; ... dışında kalan davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz isteminin reddine karar verildikten sonra, davalı idare vekilinin ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu Antalya ili, ...,... Mahallesi 8909 ada 4 parsel sayılı taşınmaza davalı ... tarafından yol geçirmek suretiyle el atıldığını, taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz yönünden Karayolları Genel Müdürlüğünün 08.07.2015 tarihli ve 72 sayılı kamu yararı kararı gereğince kamulaştırma işlemine tabi tutulduğunu, öncelikle satın alma usulünün denendiğini, davacılara gerekli tebligatların yapıldığını, kıymet takdir komisyonunca belirlenen bedellerin hakkaniyetli olduğunu, prosedürün devam ettiğini, bu nedenle öncelikle sürecin tamamlanmasının beklenilmesini, aksi halde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılması yönünde hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu, kararın infazı için Tapu Müdürlüğünde talep edilecek harcın davacılardan tahsili gerektiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, taşınmazın diğer paydaşları tarafından açılan Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/325 Esas sayılı dosyasında belirlenen m² birim bedeli ile arada fahiş fark bulunduğunu, emsal taşınmazın uygun olmadığını, pay satışı olup esas alınamayacağını, emsal taşınmaz dava konusu taşınmazdan çok daha değerli olduğu hâlde, eşit değerde kabul edildiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza yol yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın davalı kurumca fiilen el atıldığı, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde kalması nedeniyle arsa vasfında kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile dava konusu taşınmazın değerinin tespiti yoluna gidilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazın düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmış imar parseli olduğu, 2022 yılı emlak vergisine esas m² birim fiyatının 4.000,00 TL olduğu, emsal olarak alınan... Mahallesi 6846 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmış imar parseli olduğu, 2022 yılı emlak vergisine esas m² değerinin 3.000,00 TL olduğu, emsal taşınmaza ait hissesinin 30.10.2019 tarihli ve 18559 yevmiye numaralı resmi satış örneğinin dosyaya celp edildiği, emsal olma özelliğine sahip bulunduğu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın eksik ve üstün yanlarının hükme esas alınan bilirkişi raporunda tartışıldığı, buna göre dava konusu taşınmazın belirlenen metrekare birim fiyatının dava tarihi itibarıyla yerinde olduğu, kararda usul ve kanuna bir aykırılık bulunmadığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz değerinin tespit edilmesi ve idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “...Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davacı tarafa ödenmesi, dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
A. Davalı İdare Vekilinin Davacı ... Dışında Kalan Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Davacı ...'na İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.