"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/256 Esas, 2023/248 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/928 Esas, 2021/124 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, ikinci fıkrası uyarınca hukuki yararın bulunması halinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz edenin hukuki yararının bulunmadığının anlaşılması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekilince istinaf edilmediğinden, kararı istinaf etmeyen tarafın aleyhine bir durum oluşmadıkça, Bölge Adliye Mahkemesince verilen davacı idarenin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin işbu kararı temyiz etme hakkı bulunmamaktadır.
Bu nedenle; davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ...köyü 5520 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ile yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tarla vasfına sahip olduğunu ve üzerinde müvekkili tarafından çiftçilik yapıldığını, ayrıca kamulaştırılan kısım tarlanın kenara yakın orta kısmından geçtiği için taşınmazda değer kaybına yol açtığını, kamulaştırılmayan kısmın tarıma elverişsiz hale geldiğinden atıl kaldığını, bu durumdan kaynaklanan değer kaybının taşınmazın değer hesabına eklenmesi gerektiğini, arazideki ağaçların da hesaplamaya katılması gerektiğini, bilirkişi raporunda değişik iş dosyası ile keşif ve değerlendirme sonrasında arazinin çıplak değeri dışında değerini artıran diğer faktörlerin dikkate alınarak hesaplama yapılmadığını, taşınmazın, Keşan-Kilitbayır Devlet yoluna ve köy yoluna yakınlığı ve arazinin komple...manzaralı oluşunun değer hesabında dikkate alınması gerektiğini, taşınmaz her ne kadar arazi olarak tapuda geçmekte ise de ...ne nerede ise yürüme mesafesindeki yakınlığı, yerleşim yerine yakınlığının değer hesabında dikkate alınması gerektiğini, muhtemel arsa olma vasfı olan ve imar planı içerisinde yer almasına rağmen...Körfezi koruma kapsamında imarı iptal edilen taşınmazlardan olduğunu, ...nün butik tatil köyü ve turizmin aktif olduğu bir yerleşim yeri olduğunu, taşınmazın yakınlarındaki ve yer altındaki su kaynakları gereği sulu tarıma uygun olduğunu, sadece şimdiye kadarki ekilmiş ürünler değil ekilebilecek ürünlerin de değerlendirilmesi gerektiğini, taşınmazın jeolojik özellikleri incelendiğinde yer altı su kaynakları olduğunu, ancak su kaynağını çıkarmak aşırı maliyetli olduğundan şu aşamada çıkarılamadığını, bu sebeple de şu aşamada kuru tarım ürünleri ekildiğini, taşınmazın gerçek piyasa değerinin normal üçüncü kişiye satışlarda 80,00 TL/m²nin altında olmadığını, 2018 yılında mahkeme tarafından yapılan keşif sonucu verilmiş olan bilirkişi raporlarına göre taşınmazların m² değerinin 50,00 TL'nin üzerinde olduğunu belirterek taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar için tespit edilen ürün net gelirlerinin yüksek hesaplandığını, bu sebeple belirlenen bedelin hakkaniyete aykırı şekilde arttığını, üretim giderlerinin brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağı kanaatiyle değerlendirme yapılmış olup, bu durumun kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde mevcut irtifak hakkından kaynaklı değer düşüklüğü oranının daha yüksek olduğunu, tarafları lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinin doğru olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki davaya konu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı vekilinin Temyizi Yönünden;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
B. Davacı İdare Vekilinin Temyizi Yönünden
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.