Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2047 E. 2023/7333 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle maliklerin uğradığı gerçek zararın tespiti için gelir yönteminin kullanılmasında ve Hazine'nin kusursuz sorumluluğu ilkesi gözetilerek davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/116 Esas, 2023/26 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/129 Esas, 2021/138 Karar

Taraflar arasındaki kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı ... Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı ..., ..., ..., ..., ... dışındaki davacılar için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; davacı ..., ..., ..., ..., ... dışındaki davacılar için davalı idare vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idarenin davacı ..., ..., ..., ..., ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, ... Mahallesi 124 ada 2 parsel, 124 ada 3 parsel ve 128 ada 64 parsel sayılı taşınmazların kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın idari yargının görev alanına girdiğini, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, orman şerhi nedeniyle Hazinenin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını ve Orman Genel Müdürlüğünün davaya dahil edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların tapu kaydına orman şerhi işlenmesinin kanuna uygun olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat şartlarının oluşmadığını, hatalı tutulan bir sicil bulunmadığının Hazinenin sorumluluğunun söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, hükmedilen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacılara ödenmesine, orman niteliğinde olduğu tespit edilen kısımların tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, Hazineye husumet yöneltilemeyeceğini, hükmedilecek tazminatın Orman Genel Müdürlüğüne yükletilmesi gerektiğini, hükmedilen bedelin hatalı yöntem ile belirlendiğini, dava konusu taşınmazların eğimi de dikkate alındığında belirlenen bedelin yüksek olduğunu, verim değerlerinin gerçeği yansıtmadığını, üretim masraflarının düşük belirlendiğini, dava konusu taşınmazlardan bir yılda iki ürün alınmasının mümkün olmadığını, objektif değer artışı ve kapitalizasyon faizinin hatalı belirlendiğini, davacı hissesi üzerinde bulunan haciz şerhlerinin bedele yansıtılmamasının kararın infazını zorlaştırdığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile orman şerhi ile mülkiyet hakkının kullanılamaz hâle gelmiş olması sebebiyle davacıların bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, adli yargının görevli olduğunu, tapu sicilinin tutulmasından devlet sorumlu olup Hazineye husumet yöneltilmesinin doğru olduğu, davanın tabi olduğu 10 yıllık zamanaşımı süresi zararın doğması yani tapunun iptali ile başlayacağından zamanaşımı süresinin dolmadığı,taşınmazların özellikleri gereği arazi niteliğinde olduklarının kabul edilmesi ve gelir metoduna göre değerlerinin tespit edilmiş olması, kapitalizasyon faiz oranının %4 oranında alınması, taşınmazın konumu ile taşınmazı o bölgedeki diğer taşınmazlardan ayıran özelliklerde gözetilmek suretiyle objektif değer artış oranının %10 uygulanması sonucu m² birim fiyatının 58,01 TL olarak hesaplanmış olmasında ve hükmedilen tazminat bedeline dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4- 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel ... sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, ... Mahallesi 36,73 ve 207 parsel sayılı taşınmazların 1960 yılında tesis kadastrosu ile davacıların murisi adına tescil edildiği, taşınmazların yenileme kadastrosu sonucunda 124 ada 2 parsel, 124 ada 3 parsel ve 128 ada 64 parsel numaralarına kaydedildiği, taşınmazların tapu kayıtlarının beyanlar hanesine 09.10.1996 tarihinde Orman Genel Müdürlüğünün talebi üzerine şerh konulduğu, davacının eldeki davayı 13.07.2020 tarihinde açtığı anlaşılmıştır.

3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak dava tarihi itibarıyla değer biçilmesinde ve taşınmazın bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Hazine Vekilinin ..., ..., ..., ..., ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı Hazine Vekilinin Davacı ..., ..., ..., ..., ...'a İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.