"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/75 Esas, 2022/419 Karar
KARAR : Kabul/hüküm kurulmasına yer olmadığına
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın Hazine yönünden kabulüne Tapu Sicil Müdürlüğü yönünden ise taraf sıfatı bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idareler vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, ... Mahallesi, Resneli Çiftliği mevkii157 ada 8 parsel sayılı gayrimenkulün sahibi olduğunu; ancak yıllar sonra bir işlem yapmak için tapuya giden müvekkilinin iş bu gayrimenkulün satıldığını öğrendiğini, tapu iptali davası açmaları üzerine önce iptal kararı verildiğini, ancak Yargıtayca bozulması üzerine davanın husumet yönünden reddine karar verildiğini, bu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirtilen nedenlerle adı geçen gayrimenkulün değerinin dava tarihi itibari ile tespitine, değeri tespit edilen gayrimenkulün değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... Müdürlüğüne izafeten Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmazın sahibi olduğunu ileri sürmekte ise de ... Mahallesi 157 ada 8 parsel sayılı taşınmazın adına yazılmadığının Başakşehir Tapu Sicil Müdürlüğünün yazılarından anlaşıldığını, dava dilekçesinde belirtilen Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/30 Esas, 2006/670 Karar sayılı kararının incelenmesinde davacının taşınmazı Nezahat İnan'dan satın aldığı ancak tapuya tescil edilmediği, daha sonra Nezahat İnan'ın taşınmazı başkalarına sattığının iddia edildiği, davacının bu konulara ilişkin bir delilinin olmadığını, dava sonunda davanın reddine karar verildiğini ve tapuya izafeten tazminat davası açıldığını, tapudan tazminat talep etmesini hukuken mümkün bulunmadığını belirterek davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.04.2012 tarihli ve 2009/627 Esas, 2012/180 Karar sayılı kararın ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin 04.04.2012 tarihli ve 2009/627 Esas, 2012/180 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.06.2013 tarihli ve 2013/6219 Esas, 2013/12813 Karar sayılı kararı ile davacının dava konusu taşınmazı 05.11.1993 tarihinde Nezahat İnan’dan satın aldığı, buna ilişkin Küçükçekmece 1. Tapu Sicil Müdürlüğünce resmi senet düzenlendiği, ancak tapuya tescil edilmediği, daha sonra önceki malik Nezahat İnan’ın taşınmazı 3.şahsa sattığı ve bu şekilde bir kaç kez el değiştirdiği, halen de Yaşar Evren isimli bir şahıs adına kayıtlı olduğu, davacının taşınmazı satmak isteyince tüm bunları öğrendiği ve bunun üzerine tapu iptali ve tescil davası açtığı, Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/692 Esas, 2006/670 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği, kararın 09.05.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı Hazinenin olup, Tapu Sicil Müdürlüğünün davalı sıfatı olmadığı davacının amacı, Devlet tüzel kişiliğini dava etmek olup, davasını yanlış idareye yöneltmesi hasımda değil, temsilcide yanılma olduğu ve bu durumda, davacıya Hazine’yi davaya dahil etmesi için süre verilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu karar verilmesi, dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğinde olup, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması gerekirken, taşınmaza, genel deyimlerle ve piyasa rayicinden söz ederek değer biçen geçersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 24.12.2014 tarihli ve 2013/418 Esas, 2014/769 Karar sayılı kararı ile davanın Hazine yönünden kabulüne, Tapu Sicil Müdürlüğü yönünden ise taraf sıfatı bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 24.12.2014 tarihli ve 2013/418 Esas, 2014/769 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, hükmüne uyulan bozma kararında, taşınmazın değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğine değinilmesine rağmen mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporundaki somut emsallerin satış tarihi, değerlendirme tarihinden sonraki satışlar esas alınıp, emsal taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmadan soyut değerlendirmelerle bedel belirlendiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın Hazine yönünden kabulüne, Tapu Sicil Müdürlüğü yönünden ise taraf sıfatı bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idareler vekili temyiz dilekçesinde özetle; husumet itirazında bulunarak, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı inceleme ile metrekare birim fiyatıın yüksek tespit edildiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunda yapılan değiklikten önce 427 ile 439 uncu maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
02.11 .2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.