"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/226 Esas, 2022/368 Karar
KARAR : Kabul/Karar verilmesine yer olmadığına
ve Davacı, davalı ... vekilleri ile
davalı ...
Taraflar arasındaki tapuda sahte belgeler ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 49 uncu maddesi uyarınca tahsiline ilişkin asıl dava ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen dosyalardaki tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı, asıl dava davalısı ... vekilleri ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 487 parsel sayılı taşınmazı satış yoluyla edindiğini, bilahare taşınmazı kendisine satan kişinin gerçek malik olmadığı gerekçesiyle tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edildiğini ileri sürerek uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleştirilen dava dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca hesaplanacak tazminatın Hazine tarafından ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
2.Birleştirilen dosya davalısı Hazine vekili; 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.12.2015 tarihli ve 2004/131 Esas, 2015/631 Karar sayılı kararı ile asıl davanın davalı ... yönünden açılmamış sayılmasına, davalılar ..., ..., ... ve ... yönünden kabulü ile 100.000 USD(ABD Doları) alacağın dava tarihinden itibaren, işbu yabancı para cinsinden Devlet Bankalarında açılmış bir yıllık vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, ödeme günündeki Türk Parası karşılığının, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Hazine aleyhine açılan birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmitşir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde hüküm asıl dava davalıları ... ve ... ile birleştirilen davanın davalısı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan inceleme sonucunda, davalı Hazineye karşı açılan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olduğunu, asıl dava davalılarından ... ve ...’nin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğini, davacı vekilinin asıl davaya ilişkin dava dilekçesindeki talebininin “(100.000 USD) 140.000.000.000 ETL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili” olarak açıklandığını, bu durumda davacının talebi parantez içerisinde yazılan 100.000 USD’ye değil, 140.000.000.000 ETL’ye ilişkin olduğundan talepten fazlasına karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava davalıları ... ve ...’nin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden asıl davanın bu davalılar yönünden kabulüne, 140.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılar ... ve ...'den tahsiline, diğer davalılar ..., ... hakkında verilen karar kesinleştiğinden bu davalılar hakkında karar kapsamında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, birleştirilen davaya ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmeyip dava kesinleştiğinden tekrar karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve asıl dava davalısı ... vekilleri ile ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların bu yönde bir temyizleri olmadığı halde bozma yapıldığını, dava dilekçesinde 100.000 USD’nın dava tarihinden itibaren işbu yabancı para cinsinden devlet bankalarında açılmış 1 yıllık vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiziyle birlikte, ödeme günündeki Türk parası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine denilerek ödenmesinin talep ettiğini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın gerekçesinde ... ile alakalı hiçbir gerekçe öngörülmediğini, aleyhe gerekçesiz bir şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bu şekilde gerekçe ile hüküm uyumsuzluğu söz konusu olduğunu, hangi eylemlerinin davacıyı zarara uğrattığına dair değerlendirme ve açıklama yapılmadan karar verilmesinin tamamen hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
3. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, ortada sahte evrakla satış yapan ve bu evrakların nasıl üretildiğini bilen davalı ...’un ve ...’in sorumlun tutulması gerektiğini, satış işi ile ilgili hiçbir safhada bir eylem ad ve imzalarının olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl dava için 6098 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesi uyarınca tazminat, birleştirilen dava için 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 6098 sayılı Kanun’un 49 uncu maddesi
3. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmı
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafın aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilamı öncesinde sunduğu dilekçelerinde belirttiği, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ...'nin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, aşağıda yazılı kalan harçların davalı ... 'den ve davalı ...'den alınmasına,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.