"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/237 Esas, 2022/505 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Adana ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 139 ada 41 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı 2 numaralı bağımsız bölümünün kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.06.2016 tarihli ve 2015/286 Esas, 2016/318 Karar sayılı ilâmı ile davanın kabulüne, belirlenen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak incelenen ... Mahallesi, 1653 ada 141 parsel sayılı taşınmazın 14.07.2006 tarihli satışı anonim şirkete satış olup, özel amaçlı olan bu satışın emsal alınması doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın 2015 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğundan alınan raporun inandırıcı görülmediği ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca arsa değeri ve tüm yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değeri hesaplandıktan sonra arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölüm karşılığının tespit edilmesi gerekirken sadece, bağımsız bölümün resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değerlerini belirleyen rapora göre hüküm kurulması doğru görülmeyerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, 15.06.2021 tarihli ve 2020/58 Esas, 2021/336 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, dava konusu taşınmaza yakın konumda olan, aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan ve Şubat 2015 değerlendirme tarihi itibarıyla 5.175,00 TL/m² bedel belirlenen ... 139 ada 36 parsel sayılı taşınmazla ilgili Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/8 Esas, 2020/64 Karar sayılı kararının Dairemizce de uygun bulunduğu gözetilerek bilirkişi kurulundan güçlü delil niteliğindeki bu bedelden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, 634 sayılı Kanun'un 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca arsa değeri ve tüm yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değeri hesaplandıktan sonra arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı nın tespit edilmesi gerekirken hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece, arsa değerinden davalının arsa payına düşen miktar ile dava konusu bağımsız bölümlerin resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek hesaplanan değerleri toplamını esas alan rapora göre hüküm kurulması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi'nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 22.11.2022 tarihli ve 2022/237 Esas,2022/505 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın 2 numaralı bağımsız bölümündeki davacı payının tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline, davacı idarece fazla ödenen bedelin iadesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz bozma ilamında işaret edilen taşınmazdan çok daha değerli olduğundan belirlenen bedelin düşük olduğunu, yapı yıpranma oranı yüksek alınarak yapı bedelinin düşük belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi ve 12 nci maddesi.
3. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 46 ncı maddesinin son fıkrası.
3.Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak ve üzerindeki yapıya 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Tespit edilen kamulaştırma bedelinin 304.033,14 TL’ye 23.02.2016 tarihinden ilk karar tarihi olan 16.06.2016 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin sonuna “Tespit edilen kamulaştırma bedeli olan 304.033,14 TL’ye 23.02.2016 tarihinden ilk karar tarihi olan 16.06.2016 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine,” cümlesinin eklenmesi suretiyle mahkeme kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.