Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3097 E. 2023/9339 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacıya ödenmesi ile yargılama giderlerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın değerinin emsal yöntemi ile tespitinde ve dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak 7421 sayılı Kanun'un 5. maddesi ile getirilen düzenlemenin Yargıtay içtihatları ile çeliştiği ve bu nedenle maktu harç uygulamasının mümkün olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1000 Esas, 2022/2997 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/885 Esas, 2021/84 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun davalı vekili yönünden esastan reddine, davacılar vekili yönünden ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Her bir paydaş yönünden hükmedilen ecrimisil bedelinin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, ecrimisil talebi yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 269 ada 330 ve 331 parseller ile 213 ada 27 parselde sayılı taşınmazlarda davalı idare tarafından imar uygulaması sırasında kamulaştırmaya ayrılan ve bedeli ödenmeyen bölümlerin bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; tazminat işlemine dayanak olan işlemin idari bir işlem olduğunu ve buna karşı herhangi bir dava açılmadığını, dava konusu yerlere yapılan müdahalenin Büyükşehir Belediyesinin görev yetki ve sorumlukları kapsamında yapıldığını, zira davalı belediyenin Büyükşehir Belediyesinde yapılan planlara göre hareket etme zorunluluğunun bulunduğunu, dava konusu yerlerin planın da Antalya Belediyesi Başkanlığı dönemine ait olduğunu, imar planının şehircilik ilkelerine aykırı olduğu iddia ediliyor ise buna karşı dava açılması gerektiğini, ancak bu hususta zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmaza davalı Belediyece yol ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı anlaşıldığından belirlenen bedelin ve ecrimisilin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazların imar düzenlemesinin 1985 yılında yapıldığını, müvekkilleri lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, el atma tarihindeki niteliğinin gözetilmesi gerektiğini, taşınmazlar ile emsal taşınmaz kıyaslamasının hatalı olduğunu, ecrimisil bedelinin de hatalı hesaplandığını, emsal karşılaştırmasının hatalı olduğunu, özellikle denize mesafe kriterinin çıkartılması gerektiğini, taşınmazın m² birim bedelinin hatalı hesaplanmasından dolayı yargılama giderlerinin de hatalı hesaplandığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 1985 yılında yapılan imar uygulaması ile dava konusu 269 ada 331 parselin, 150,00 m²sinin, 213 ada 27 parselin ise 436,00 m²lik kısmının, 269 ada 330 parselin 26,00 m²lik kısmının kamulaştırılmaya ayrıldığı, taşınmazların kamulaştırılacak alanlarının fiilen yol ve kaldırım yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın el atıldığının sabit olduğu, taşınmazların vasfının arsa olarak kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile değerinin tespiti yoluna gidilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığından davalı idare vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilerek, davacı tarafın istinaf istemleri yönünden ise dava konusu taşınmazlara, el atma tarihinin 04.11.1983 sonrası kabul edilerek, kamulaştırmasız el atma tazminatı yönünden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, yine niteliği itibari ile kamulaştırmasız el atma tazminatı ve ecrimisil davaları niteliği itibari ile farklı davalar olup, kamulaştırmasız el atma tazminatı ve ecrimisil tazminatı yönünden, davacı taraf lehine ayrı ayrı nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmaza yeşil alan olarak el atıldığından davacılar payına düşen bedelin davalı idareden tahsiline, değerlendirme tarihi dava tarihi olduğundan dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4.Buna karşın, kamu düzenine ilişkin hususların resen yapılan tetkikinde, Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi ile 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerektiğinden maktu harç alınmasına hükmedilmişse de bu davaların yasal kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 Sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu itibarla maktu harç alınması doğru değildir.

Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdarenin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B.Davalı İdarenin Kamulaştırılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili İstemi Yönünden,

1.Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,

2.Antalya Bölge Mahkemesinin 30.12.2022 tarihli ve 2021/1000 Esas, 2022/2997 Karar sayılı ilamının 5 inci bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Alınması gereken 147.781,54 TL harçtan davacı tarafından yatırılan peşin ve ıslah harcı toplamı 39.788,59 TL'nin mahsubu ile 107.992,95 TL'nin davalı idareden alınarak Hazineye irat kaydına, 39.788,54 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.