Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3111 E. 2023/9475 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, belirlenen bedelin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uyularak hüküm kurduğu, 2942 sayılı Kanun'un 11. maddesine uygun olarak emsal taşınmazlar gözetilerek adil ve hakkaniyete uygun bir bedel tespit edildiği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/403 Esas, 2022/103 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü 3743 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından müvekkiline teklif edilen bedelin müvekkillerinin maliki olduğu taşınmazın gerçek değerinden çok düşük olduğunu, Kıymet Takdiri Komisyonu tarafından tespit edilen bedelin gerçek değerini yansıtmadığını, davaya konu taşınmazın şehrin hızla gelişmekte olan bir yerinde olup belediyenin tüm hizmetlerinden yararlandığını, taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi ilan edildiğini, bu günkü rayiç değeri göz önüne alınarak taşınmazın m² sinin en az 250,00 TL olarak kabulü ile taşınmaza el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı idareden tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 27.08.2014 tarihli ve 2013/518 Esas, 2014/470 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 27.08.2014 tarihli ve 2013/518 Esas, 2014/470 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18 Hukuk Dairesince (Kapatılan )yapılan temyiz incelemesi sonucu; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın idarenin kıymet takdir tutanağında 2012 yılı itibarıyla 200 TL/m² değer biçildiği, aradan geçen zaman gözetilmeden, değerlendirme tarihi olan 2013 yılı itibarıyla taşınmazın metrekaresine 172 TL değer biçilmesi nedeniyle rapor inandırıcı bulunmadığını, bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arazi vasfında olduğunu, arsa olarak bedel tespitinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmaza yüksek değer tespit edildiğini, gerçek bedelinin çok üzerinde bedel belirlendiğinden kamu zararı doğduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın metrekare bedelinin düşük belirlendiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, bozma ilamına uygun karar verilmediğini, belirlenen bedelin taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, belirlenen bedelin hakkaniyete aykırı olduğunu, değer düşüklüğü oranının %50 uygulanması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa vasfındaki dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü 3743 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.