"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/655 Esas, 2023/351 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/271 Esas, 2022/25 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz ile ecrimisil bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ecrimisil talebi yönünden açılmamış sayılmasına, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilli tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın kısmen kabulüne, ecrimisil talebinin açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, ... ilçesi, Yuva Mahallesi, 1647 (yenileme sonrası, 163 ada 4) parsel sayılı taşınmaza yol yapılmak suretiyle davalı idarece fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Gerede-Ankara ve Ankara Çevre Otoyolu (Bölüm 11/B) Batıkent Köprülü Kavşağı kamulaştırma planında kalmakta olduğunu, 01.08.1991 tarihli ve 1991/159 sayılı Kamu Yararı Kararına istinaden davalı İdare tarafından kamulaştırılan taşınmazlar arasında olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğundan gelir yöntemi esas alınarak el atma tarihindeki niteliklerine göre dava konusu taşınmaza değer biçilmesi ve davacının payının 3/28 olduğu düşünüldüğünden dava konusu taşınmaza ait tüm kayıtların Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini belirterek öncelikle davanın reddini, davanın kabulü halinde ise tespit edilecek kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki varsa takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmasına, dava konusu taşınmazdaki davalı payının iptali ile dava konusu taşınmazın yol olarak tapudan terkinine ve kararın Tapu Müdürlüğüne bildirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeline ilişkin davanın kısmen kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve davalı idare adına tesciline, ecrimisil talebine ilişkin davanın talep edilmediğinden açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın yapılan uygulama sonucunda 163 ada 4 parsel olduğunu, bu parsel üzerinden terkin kararı verilmesi gerekirken 1647 parsel üzerinden tescil kararı verildiğini, idarenin harçtan muaf olmasına rağmen harca hükmedildiğini, tapudaki hatanın yargılama boyunca ileri sürüldüğünü buna rağmen davacının davayı ıslah ettiğini, kaldırma kararı sonrası kurulan hükümde yazılı gerekçe ile idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, raporun yetersiz emsallerin uygun olmadığı, bedelin yüksek belirlendiğini ileri sürülmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın, 01.08.1991 tarihli ve 1991/159 sayılı Kamu Yararı Kararına istinaden davalı idare tarafından hazırlanan Ankara Çevre Otoyolu (Bölüm 11/B) Batıkent Köprülü Kavşağı kamulaştırma planında kalması nedeniyle kamulaştırılmasına karar verildiği, 1993 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da çevre otoyolu uygulama planında kaldığı, taşınmazın tamamının fiili zeminde Ankara Çevre Otoyolu Batıkent Köprülü Kavşağında kaldığı ve taşınmazın davacı tarafından kullanım tasarrufunun kalmadığı, dava konusu taşınmazın öncesinde tapulama ile 1954 yılında 11.000 m² alanlı olarak tamamının murisi ... adına kayıtlı olduğu, adı geçenin 31.12.1992 tarihinde ölümü üzerine ibraz edilen 26.01.1993 tarihli veraset ilamına istinaden mirasçıları ..., ..., ... , ..., ... (...), ..., ... ve ... adına veraseten iştiraklı olarak 02.02.1994 tarihinde intikalen tescilin sağlandığı, ... dışındaki diğer mirasçıların 09.02.1994 ve 02.02.1994 tarihlerinde kamulaştırma nedeniyle hisselerinin tamamını ... adına terk ettikleri ve 6/28 pay ile 19/28 pay olmak üzere toplam 25/28 payın ... adına tescil edildiği, davacı ...'ün tapuda 3/28 payının kaldığı, daha sonra bölgede 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 22/a maddesi gereğince yapılan yenileme tesisi sırasında taşınmazın tamamının hiç kamulaştırma yapılmamış gibi 11.000,24 m² alan üzerinden davacı adına tam hisseli olarak tescil edildiği, Dairemiz kaldırma kararından sonra tapuda gerekli düzeltimin yapılarak davacının 3/28 pay sahibi hissedar olarak tapuya tescilinin sağlandığı anlaşılmış olup, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak dava konusu taşınmaz ile emsalin vergiye esas değerleri de kıyaslanmak suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinden geçen enerji nakil hattı dolayısıyla tesis edilen irtifak alanı da gözetilmek suretiyle değer düşüklüğü oranı uygulanarak bedelinin davacının hissesi oranında tespit edilerek davalı idareden tahsiline, (her ne kadar mahkeme tarafından bilirkişi kurulunca tespit edilen 450 TL/m² birim fiyatı ve %3 değer düşüklüğü oranı uygulanmak suretiyle davacı payına düşen bedelin 414.457,65 TL olduğunun hesabı ile bu bedel üzerinden hüküm kurulmuş ise de davacı payına düşen bedelin 514.457,65 TL olduğu, mahkemece tespit edilen bedelde hesap hatası yapıldığı anlaşılmış ancak davacı tarafın istinafı bulunmadığından bu hususa dokunulmamıştır), ecrimisil talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de 04.10.2022 tarihli ve 31973 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 28.07.2022 tarihli ve 2018/32753 başvuru numaralı Kübra Yıldız ve diğerleri kararı dikkate alındığında davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmeyerek yargılama giderlerinin tamamının davalı idareden tahsiline dair kararda bir isabetsizlik görülmediği, ne var ki dava konusu taşınmazın kadastro yenilemesi sonucu 163 ada 4 parsel olarak tapuda tescil edildiği dikkate alınarak bu parseldeki davacı payının yol olarak terkinine karar verilmesi gerektiği gibi davalı idare harçtan muaf olup harç tahsiline yer olmadığına ve yatırılan harçların davacı tarafa iadesine ve yargılama giderlerine harç dahil edilmek suretiyle davalı idareden tahsiline karar verilmesi gerektiğinden bahisle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak,düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; raporun yetersiz emsallerin uygun olmadığını, bedelin yüksek belirlendiğini, kaldırma kararı sonrası kurulan hükümde yazılı gerekçe ile idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıda bend kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Eldeki davada; davacının dava konusu taşınmazdaki payını dava açarken bilebilecek durumda olduğundan ve davalı idarenin tam pay üzerinden karar verilmesine kusuru ile sebebiyet verdiğinin kabulü mümkün olmadığı gibi; dava kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat talebine ilişkin olup, işbu davanın hukukî dayanağı Yargıtay İçtihadi Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararı ile Yargıtay İçtihadi Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı olup, genel usul hükümlerine tabi dava olduğu gibi Bölge Adliye Mahkemesi kararı gerekçesinde belirtilen karar bireysel başvuru istemi neticesinde verilen karara ilişkin olup uyuşmazlığa özgü verildiği herhangi bir somut norm denetimine konu olmadığı gözetildiğinde kısmen kabul kararı verilen eldeki davada reddedilen miktar üzerinden davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bend eklenerek '' Davalı idare kendini vekille temsil ettiğinden reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 37.462,04TL vekâlet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı idareye verilmesine'' cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.