Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3970 E. 2023/10782 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tapu maliki ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedeli ve ecrimisilinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal değer tespitine ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporunda bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı idarenin temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek mahkemenin taşınmaz bedeline ve ecrimisiline hükmettiği karar, ecrimisil bakımından miktar itibariyle temyiz edilemediğinden reddine, bedel yönünden ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/210 Esas, 2022/321 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasında verilen kararın yapılan temyiz incelemesi sonunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez.

Ödenmesine karar verilen ecrimisil bedelinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, davalı idare vekilinin ecrimisil talebine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin davacıya ödenmesine karar verilen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Muğla ili, Köyceğiz ilçesi, ... 353 ada 1923 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, imar planına göre 1487 ve 2366 parsellerin İlköğretim Okul yeri olarak ayrıldığını, 1487 nolu parsel içinde bulunan okulun depreme dayanıksızlığı karşısında yıkılarak yeni bina yapıldığını, okul yapılmadan önce 1487 ve 2366 sayılı taşınmazların bulunduğu yerin uygulama imar planında okul alanı da kaldığından tevhidinin talep edildiğini ve encümen kararı ile İl Özel İdaresi Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verildiğini, ayrıca yeni okul binasının iddia edildiği gibi 353 ada 1923 parsel sayılı taşınmaz üzerinde olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.02.2013 tarihli ve 2012/167 Esas, 2013/16 Karar sayılı kararı ile davanın yargı yolu yönünden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmazın imar planında ilköğretim okul yeri olarak ayrıldığı ve mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre, 353 ada 1923 nolu parselin A harfi ile gösterilen 3.85 metrekarelik ve B harfi ile gösterilen 348.68 metrekarelik kısmının ... İlköğretim okulunun bahçesi olarak kullanıldığı, D harfi ile gösterilen 393.48 metrekarelik kısmın fiilen yol olarak kullanıldığı, C harfi ile gösterilen 43.86 metrekarelik kısmın ise Köyceğiz 1/1000 ölçekli uygulama imar planında 30L-3a paftasına göre imar yoluna isabet ettiğinden terki gereken alan olduğu anlaşıldığından, dava konusu 353 ada 1923 parselin tamamının imar planında okul alanı olup olmadığı araştırılarak, taşınmazın tamamının okul alanı olarak ayrıldığının tespit edilmesi ve bilirkişi raporuna göre A ve B harfi ile gösterilen kısımların okul bahçesi olarak kullanılmaya başlandığı ve fiilen el atıldığı da anlaşılması durumunda taşınmazın tamamının bedeline, tamamı imar planında okul alanında kalmıyorsa okul alanında kalan kısmın bedeline hükmedilmesi gerekirken, davalı idare tarafından davacıların taşınmazına kamulaştırmasız el atıldığından bahisle uğranılan zararın tazminine ilişkin davalara bakmakla görevli yargı mercinin idari yargı olduğu gerekçesiyle yargı yolu yönünden reddine karar verilmiş olması doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B.Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 04.10.2017 tarihli ve 2015/125 Esas, 2017/263 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazların satış tarihleri dava tarihinden sonra oduğundan emsal olarak değerlendirmede esas alınamayacağından bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığı ve 6360 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, davacı İl Özel İdaresinin tüzel kişiliği kanun ile sona erdiğinden ve sorumlu idare olarak ... davaya taraf olarak dahil olduğundan gerekçeli karar başlığının davacılar bölümüne Muğla İl Özel İdaresine izafeten Muğla Valiliğinin çıkartılarak Milli Eğitim Bakanlığının yazılması bu haliyle de idare harçtan muaf olup, harca hükmedilmemesi ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D.Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 27.09.2022 tarihli ve 2020/210 Esas, 2022/321 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma yetkisi belediyelere ait olduğundan davanın reddi gerektiğini, ayrıca tespit edilen tazminat ve ecrimisil bedelinin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesiyle bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca davacı hissesine düşen bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı idare vekilinin Ecrimisil Bedeline İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı idare vekilinin Tazminat Bedeline İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

13.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.