Logo

5. Hukuk Dairesi2023/413 E. 2023/5983 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan bir taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değer biçilmesinde ve kamulaştırılan taşınmazın tapusunun davacı idare adına tesciline dair verilen kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 21.11.2022 tarihli ek karar ile davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 21.11.2022 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararların kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 185 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; kamulaştırma bedelinin hakkaniyete uygun tespit edilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, raporlara karşı sundukları itirazların giderilmeden hüküm kurulduğunu, bilirkişi kurulunca taşınmazın tarla vasfında kabul edilerek net gelir hesaplaması yolu ile değer tespiti yapıldığını ancak yapılan hesaplamanın hatalı ve fahiş olduğunu, bilirkişi raporunda, elde edilebilecek ürün miktarı ve ürün bedelinin yüksek gösterildiğini, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesine göre tarım arazisi niteliğindeki yerlere değer tespiti yapılırken, araziden elde edilebilecek net gelire göre değer tespiti yapılmasının esas olduğunu, bu yönü ile bilirkişi raporunun kabul edilemez olduğunu, bilirkişilerce verim miktarları, fiyatlar ve gelirlerin yüksek, masrafların düşük hesaplandığını, kıymet takdir komisyonu raporu ile bilirkişilerin raporunun çok yakın tarihlere rastlamasına rağmen, mahkeme bilirkişilerinin hazırladıkları raporların fazla değer hesaplamalarının usul ve Kanuna aykırı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranı çok düşük alındığını, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazla ilgili olarak Hadim Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/213 Esas sayılı dosyası ile 16.07.2018 tarihinde kamulaştırma davası açıldığını, iş bu dava dosyasındaki raporlardan da anlaşılacağı üzere taşınmazın kapama bağ niteliğinde olduğunu, açılan davada 15.11.2019 tarihinde bloke bedelin yatırılmadığından davanın reddine karar verildiğini, 24.03.2021 tarihinde aynı taşınmaza eldeki davanın açıldığını, kamulaştırma davasının açıldığı tarihten 3-4 yıl geçmesine rağmen bedelini alamayan davalıdan taşınmazını 2018 yılındaki gibi bakımlı hale getirmesinin kendisinden beklenemeyeceğini, gerçek kamulaştırma tarihindeki şekli ile kapama bağ hesabı yapılmasını, kapitalizasyon faiz oranının % 4 alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza % 4 kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle, 2021 yılı ilgili ilçe tarım müdürlüğü verilerine dayanılarak, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak, objektif değer artışı uygulanmaksızın değer biçilmesinde ve kamulaştırılan taşınmazın tapusunun iptali ile davacı idare adına tesciline dair verilen kararda İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden Kanuna aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile davalı arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 21.11.2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.