"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/91 Esas, 2022/322 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu Sinop ili, Gerze ilçesi, ... köyü 210, 1848 ve 1864 parsel sayılı taşınmazların tamamının tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkillerinin mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkillerinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile husumetin yöneltildiği Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının ayrı tüzel kişiliğine sahip bir idare olup, dava konusu ile bir ilgisinin bulunmadığını, öncelikle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, ormanların özel mülkiyete konu olmasının mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.05.2016 tarihli ve 2014/372 Esas, 2016/221 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 03.05.2016 tarihli ve 2014/372 Esas, 2016/221 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 28.06.2018 tarihli ve 2016/11714 Esas, 2018/4969 Karar sayılı kararı ile Mahkemece dava konusu 1864 ve 210 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarih olan 2014 yılı itibarıyla arazi niteliğinde kabul edilerek, kuru tarım arazisi niteliğinde olan taşınmazlara gelir metodu kullanılmak ve taşınmazlara %5 oranında kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle değer belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak dava konusu taşınmazların bulunduğu yer, konumu ve değer artışına etki eden hususlar değerlendirilmek suretiyle objektif değer artışı uygulanması gerekirken uygulanmamış olması ve hükme esas alınan raporda bunun gerekçelendirilmemesi doğru olmadığı gibi, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden yörede ekilen münavebe ürünlerinin gelir gider tablosu getirtilmek sureti ile bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulmasının doğru görülmediği, ayrıca dava konusu taşınmazlardan 1848 (120 ada 20) parsel sayılı taşınmaz yönünden henüz sadır olan bir zararın mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de taşınmazın orman içinde kalmış olması davacının tasarruf yetkisini kısıtladığından, davacının tazminat hakkının doğması için tapunun iptal edilmiş olmasının şart olmadığı, tapu iptali ve orman vasfıyla tescile ilişkin kararının kesinleşmesinin beklenerek bu parsel açısından dava tarihi esas alınarak kuru tarım arazisi vasfındaki taşınmazın değerinin gelir metodu ile belirlenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, kabule göre de tazminata karar verilen parseller açısından davacı tarafın ıslah dilekçesi ile tapu iptal ve tescil kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tazminata karar verilmesini talep ettiği hâlde ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi ve hükmedilen tazminat bedeli dikkate alındığında nispi vekâlet ücretinin eksik hesaplanmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14.07.2020 tarihli ve 2018/392 Esas, 2020/155 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 14.07.2020 tarihli ve 2018/392 Esas, 2020/155 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 15.03.2022 tarihli ve 2020/10437 Esas, 2022/4608 Karar sayılı kararı ile Gerze Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/639 Esas, 2014/138 Karar sayılı dosyasında dava konusu 120 ada 20 parsel (eski 1848 parsel) sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla tesciline ilişkin kararın 09.05.2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 16.10.2014 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, bu parsel açısından dava tarihi olan 2014 yılı esas alınarak değerlendirme yapılması gerekirken dava konusu taşınmaza 2016 yılı itibarıyla değer belirlenmesinin, hükme esas alınan 09.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu 120 ada 20 parsel sayılı taşınmazın bedelinin hesaplanmasına ilişkin bölümde, davacılar murisi Mustafa Kaptan ile davacı ... hissesine 3/32 oranında hisse isabet ettiği belirtilmesine rağmen gerekçesi açıklanmadan fazla bedel hesaplanmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; orman sınırları içinde kalan yerlerin özel mülkiyete konu olmasının mümkün olmadığını, davacıya ait tapu kaydının davanın hak sahibi olmasını sağlayamayacağını, geçerli ve muteber bir tapu kaydı bulunmadığından müvekkili Hazinenin tazmin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, kapitalizasyon faiz oranının %6 olarak kabul edilmesi gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının tespitinde dikkate alınan unsurların mükerrerlik oluşturacak şekilde objektif değer artış oranının tayininde de esas alınmak suretiyle objektif değer artış oranının yüksek uygulandığını, davacılar tarafından ... aleyhine açılan davada Mahkemece 6100 sayılı Kanun’un 124 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Maliye Hazinesi davalı olarak kabul edildiği halde karar başlığında gerekli düzeltmenin yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.03.2004 tarihli ve5206 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 438 inci maddesi.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemenin 19.04.2016 tarihli celsede verdiği ara kararı ile 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca davalı tarafın Maliye Hazinesi olarak kabul edildiği ve ilk kararda Maliye Hazinesi davalı olarak gösterildiği halde son karar başlığında Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının davalı olarak yazılması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı ... vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile gerekçeli karar başlığının davalı bölümünden "..." ibaresi ile adresinin çıkartılmasına, yerine "Maliye Hazinesi" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.