Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5073 E. 2023/10448 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili konusunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlara 1956 yılından sonra fiilen el atıldığı, kök parselin bir kısmına ilişkin kamulaştırma tebligatının murise usulüne uygun tebliğ edilmediği, diğer kısmına ilişkin ise noter tebligatının yapılmadığı, kamulaştırma bedelinin ödendiğine dair bilgiye ulaşılamadığı ve kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden bahsedilemeyeceği gözetilerek, 2942 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca emsal değerlendirmesi ile taşınmaz bedellerinin tespitinde isabetsizlik görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/346 Esas, 2023/799 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/700 Esas, 2021/761 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ecrimisil istemi yönünden davanın açılmamış sayılmasına, tazminat istemi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Mamak ilçesi, ... Mahallesi 160, 161, 162, 163, 164 ve 165 parsel sayılı taşınmazlara fiilen el atıldığını belirterek ecrimisil ile kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların 25 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluştuklarını ve kamulaştırma planında yer aldıklarını, kök parselin 5.000,00 m²lik alanı hakkında yapılan kamulaştırma işleminin davalı ...’e tebliğine ilişkin evraka rastlanmadığını, ilanen tebligatın yapıldığını, 1.120,00 m²lik kısmına ilişkin muris ... adına çıkartılan kamulaştırma tebligatının ise aynı çatı altında oturan babası ... imzasına tebliğ edildiğini, paydaş dosyasında m² birim bedelinin hatalı belirlendiğini, davanın kabulü halinde takyidatların hüküm altına alınan bedele yansıtılması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini, uzlaşmanın dava şartı olduğunu beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ecrimisil istemi yönünden davanın açılmamış sayılmasına, tazminat istemi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; 160 parsel sayılı taşınmazın 1956 yılı öncesinde kamulaştırmaya tabii tutulduğunu, diğer parsellere ilişkin kamulaştırma tebligatının yapıldığını, emsallerin doğru alınmadığını, m² birim bedelinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazların kadastral kök 25 parselin ifrazından oluştuğu, kök parselde öncesinde Ankara Valiliği İdare kurulunun 17.09.1955 tarihli ve 1639 sayılı Menafi-i Umumiye Kararına göre Ankara-Elmadağ-Kırıkkale yolu kamulaştırma planı kapsamında taşınmazın 960 m²lik bölümünün kamulaştırıldığını, kamulaştırma evrakları arasında kök murislere yapılmış bir tebligat ve ilanen tebligat bulunmadığı, fen bilirkişisinin raporunda görüldüğü üzere 1952 ve 1956 yıllarında hava fotoğraflarının incelenmesinde dava konusu 160 parselin yol olarak kullanılmadığını ve yolun mevcut olmadığının tespit edildiğini, daha sonra taşınmazın 12.04.1991 tarihli ve 1991/83 sayılı, 20.04.1992 tarihli ve 1992/98 sayılı kamulaştırma kararları ile Ankara-Çevre otoyolu kamulaştırması kapsamında 5000 m²lik ve 1120 m²lik bölümlerinin kamulaştırılmasına karar verildiğini, 5000 m²lik bölüme ilişkin kamulaştırma evrakının bulunmadığı, tapu maliki murislere ya da davacılara çıkartılmış noter tebligatının bulunmadığını, 1120 m²lik bölüm yönünden Ankara 29. Noterliğince ... adına çıkartılan tebligatın aynı çatı altında birlikte oturan babası imzasına tebliğ edildiğini, ancak tebligat tüzüğüne göre tebliğ alıcısının tebliğ sırasında neden bulunmadığının gönderilen belgede yer almadığı, on yıllık saklama sürelerinin dolmuş olması nedeniyle gerek noter tebligat parçasının gerekse bloke edilen bedelin ödendiğine dair ödeme belgesinin mevcut olmaması nedeniyle bu hususun tespit edilemediğinden davacılar yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden bahsedilemeyeceğini, arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak, emsaller ile dava konusu taşınmazların vergiye esas değerleri de kıyaslanmak suretiyle, taşınmazın paydaşları tarafından açılan dava sonucu bedeline hükmedilen bölümlerin ifrazı ile oluşan dava konusu taşınmazlar bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazlara 1956 yılından sonra fiilen el atılmış olduğu, kök parselin bir kısmına ilişkin olarak çıkartılan kamulaştırma tebligatının murise usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, diğer kısmına ilişkin ise usulüne uygun olarak noter tebligatının yapılmadığı, kamulaştırma bedelinin ödendiğine dair bilgiye ulaşılamadığı, bu itibarla kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden sözedilemeyeceği anlaşılmakla, fiilen el atılan dava konusu taşınmazlara, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsallerin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.