"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 28436 ada 6, 28438 ada 5 (eski 3) ve 28439 ada 4 parsel sayılı taşınmazlara "... Vadisi 3. Etap Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" kapsamında el atıldığından bahisle fazlaya dair haklarını saklı tutarak kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminatın, dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 28436 ada 6 parsel sayılı taşınmazın imar planında Kültür Parkı, 28439 ada 4 parsel sayılı taşınmazın sağlık tesis alanı olduğunu, 28438 ada 3 parselin konut parseli olması ve imar planında zikredilen yapılaşma koşullarına uygun yapı yapılabilmesi nedeniyle kamulaştırmasız el atmadan söz edilemeyeceğini, idareleri Emlak ve İstimlak Daire Başkanlığı tarafından yapılan incelemede Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilen tapu kayıtlarında ... isminin yer aldığını, sunulan veraset ilamında yazılı muris ... adına ise proje içerisinde mülkiyet kaydının bulunmadığının tespit edildiğini, davacıların aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazlara fiilen el atılmadığını, idari yargının görevli olduğunu, uzlaşma itirazında bulunarak haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne tespit edilen bedelin davalı idareden tahsili ve bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ve davalı idare adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; fiilen el atma olgusunun gerçekleşmediği, 28436 ada 6 parselin Kültür Parkı, 28436 ada 4 parselin Sağlık Tesis Alanı, 28436 ada 3 parselin kısmen konut alanında kaldığı, 6745 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesi ile eklenen geçici 11 inci madde uyarınca beş yıllık dava açma süresinin dolmadığını, davanın idari yargıda açılması gerektiğini, bu nedenle öncelikle davanın görev yönünden reddi gerektiğini taşınmaza biçilen değerin çok yüksek olduğunu, emsallerin uygun olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların "... Vadisi 3.Etap Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" olarak belirlenen, evveliyatı 1612 ada 19 parsel olup yapılan imar uygulaması sonucunda oluşan parseller oldukları, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 28436 ada 6 parsel sayılı taşınmazdan bir bağlantı yolunun geçirildiği, taşınmazın yeşillendirildiği, ağaçlandırıldığı ve kültür parkı niteliğinde olduğu, 28438 ada 3 parsel ile 28439 ada 4 parsel sayılı taşınmazların ise çimlendirildiği, yeşillendirildiği, muhtelif cins ve sayıda ağaç dikilerek park haline getirildiği, bu yönüyle fiilen el atma olgusunun gerçekleştiği, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, paydaş dosyalarında belirlenen metrekare birim fiyatları ile uyumlu olarak değerinin tespit edilerek davalı idareden tahsiline, taşınmazlardaki davacı paylarının iptali ile davalı idare adına tesciline dair kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden Kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara fiilen el atmanın söz konusu olmadığını, el atma hususunun kesin olarak aydınlatılması ve 5993 sayılı Belediye Kanunu'nun (5993 sayılı Kanun) 73 üncü maddesi gereği imar hakkı verildiğinden kamulaştırmasız el atmadan bahsedilemeyeceğini, maktu harç ve vekâet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5993 sayılı Belediye Kanunu (5993 sayılı Kanun)'nun 73 üncü maddesinin sekizinci fıkrası şöyledir; "...Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde belediyelere ait gayrimenkuller ile belediyelerin anlaşma sağladığı veya kamulaştırdıkları gayrimenkuller üzerindeki inşaatların tamamı belediyeler tarafından yapılır veya yaptırılır. Belediye ile anlaşma yapmayan veya belediyece kamulaştırılmasına gerek duyulmayan gayrimenkul sahiplerinden proje alanında kendilerine 3194 sayılı Kanunun 18 inci maddesine göre ayrı ada ve parselde imar hakkı verilmemiş olanlar kamulaştırmasız el atma davası açabilir..."
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve dosya içeriğinden dava konusu taşınmazların tamamına davalı idarece fiilen el atıldığı anlaşıldığından kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedellerinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu taşımazlara 1983 yılından sonra el atıldığı anlaşıldığından nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğrudur.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanun'a uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı temyiz harcının alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.