"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/676 Esas, 2022/543 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 12 nci maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; taleple bağlı kalarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.01.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ve davalı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Urfa ili, Halfeti ilçesi, ... Mahallesi, 81 ada 102 parsel sayılı taşınmazın Birecik Barajı ve HES inşaatı için yapılan kamulaştırma nedeniyle çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulduğunu, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı gibi barajın 1998 yılından itibaren içme suyu ihtiyacı için kullanılması nedeniyle Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğine göre dava konusu taşınmaz için tarımsal faaliyet ve inşaat yasağı getirildiğini, tüm bu nedenlerle müvekkilinin dava konusu taşınmazını fiilen kullanma imkanı kalmadığından taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.01.2015 tarihli ve 2014/455 Esas, 2015/62 Karar sayılı kararı ile yapılan baraj nedeniyle % 10 oranında değer düşüklüğü olduğu kabul edilerek taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 21.01.2015 tarihli ve 2014/455 Esas, 2015/62 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile dava konusu taşınmazın; baraj inşası için yapılan, kamulaştırma sahasının mücavir alanında olmadığı, kamulaştırmanın kesinleşmesini takiben idarece 15.12.2000 yılında ilan yapıldığı, ilanın indirildiği günden itibaren taşınmaz mal sahibi veya müşterek ve iştirak halindeki mülkiyet durumlarında paydaşların tamamının bir yıl içerisinde kamulaştırma talebinde bulunulmadığı gibi taşınmaz, İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği uyarınca, baraj orta mesafeli koruma alanında kalmakta ise de davalı idarece fiilen el atılmadığından, bu yönde inceleme yeri de idari yargı olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin bozma ilamına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 2942 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin altıncı fıkrası 27.03.2018 tarihli ve 30373/2 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7103 sayılı Kanun 'un 27 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 13 üncü madde gereği davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi, yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılması ve davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 10.06.2021 tarihli ve 2021/85 Esas, 2021/176 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 10.06.2021 tarihli ve 2021/85 Esas, 2021/176 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 07.05.2021 tarihli ve 31477 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 03.03.2021 tarihli ve 2018/99 Esas, 2021/14 Karar sayılı kararı ile 27.03.2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanun'un 28 inci maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 13 üncü maddenin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği nazara alındığında, 7103 sayılı Kanun ile değişik 12 nci maddenin altıncı fıkrasının 18.08.2014 tarihinde açılan eldeki davaya uygulama imkanı kalmadığından işbu davanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak baraj nedeniyle % 10 oranında değer düşüklüğü olduğu kabul edilerek taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın çevresinin Birecik Barajı ve HES sebebiyle sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulduğunu, taşınmazdan yararlanma olanağı kalmadığı gibi Bakanlar Kurulu kararı ile Halfeti ilçesinin baraj gölü altında kalması sebebiyle ... Mahallesinin boşaltılması ve ilçe sınırları içindeki Karaotlak köyündeki 3559 hektarlık alana nakledilmesi nedeniyle Bakanlar Kurulu kararı ile dava konusu taşınmaza el atıldığından tamamının kamulaştırılması gerektiğini, barajın 1998 yılından bu yana içme suyu ihtiyacı nedeniyle kullanılmasından dolayı orta mesafeli koruma alanında kalan arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın yapılaşma yasağına tabi olduğunu, üzerinde tarım yapılsa bile tabii ve suni gübre, tarımsal ilaç kullanımının yasak olması ve sulanamadığından Fıstık Araştırma Enstitüsü cevabı yazılarına göre ekonomik tarım yapılamayacağını, davacının mülkiyet hakkından doğan yetkilerini kullanma imkanı kalmadığından mülkiyet hakkının özüne dokunulduğunun ve kamulaştırmasız el atıldığının kabulü ile taşınmaz bedeline hükmedilmesi gerektiğini, yargılamanın davacının kusuru dışındaki sebeplerle çok uzaması, son yıllarda meydana gelen fiyat artışları ve olağanüstü enflasyon nedeniyle dava tarihindeki değerinin taşınmazın piyasa değerine göre çok düşük kaldığını, dava tarihindeki değerinin piyasa koşullarında oluşan enflasyon oranı mümkün olmaması halinde TÜİK'in üretici, onun da mümkün olmaması halinde tüketici endeksi ile güncellenen değerine hükmedilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı emsal incelenerek ve eksik inceleme ile gerçek değerinin çok altında belirlenen bedele hükmedilmesinin mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun'un 12 nci maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı ve orta mesafeli koruma alanında kalması nedeniyle kamulaştırmasız el atıldığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 427 ile 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin altıncı fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Dosya içindeki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçeye göre; baraj kamulaştırması nedeniyle kamulaştırma sahasına mücavir dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede sosyal, ekonomik ve yerleşim düzeninin bozulduğu, ne var ki arsa niteliğinde olmakla birlikte halen fıstık bahçesi olarak kullanıldığı ve orta mesafeli korunma alanında kalması nedeniyle de yürürlükte bulunan İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmeliğin 11 inci maddesi de gözönünde tutulduğunda dava konusu taşınmazdan yararlanma olanağının tamamen kalkmayıp sadece azaldığı anlaşıldığından, yüzölçümü de nazara alınarak taşınmazın zemin bedelinden % 10 değer düşüklüğü oranı belirlenerek davacıya ödenmesine karar verilmesi uygundur.
4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Duruşmaya gelen davalı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye ödenmesine,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.