"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1231 Esas, 2023/872 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/494 Esas, 2022/291 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekilince kararı istinaf edilmediğinden kararı istinaf etmeyen tarafın aleyhine bir durum oluşmadıkça, bu kararı temyiz etme hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın, davacı vekilince istinaf edilmediği ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında İlk Derece Mahkemesi kararına göre davacı aleyhine bir hüküm bulunmadığından İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın aleyhine bir durum oluşmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... Mahallesi,112205 ada 1 parsel sayılı taşınmaza enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle el atıldığından bahisle fazlaya dair haklarını saklı tutarak kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminatın faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkil kuruma karşı açılan huzurdaki davaya ilişkin olarak görev, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak, müvekkil kurum tarafından yapılan araştırmaları neticesinde; dava konusu 112205 ada 1 parsel, 380 kV Ankara İstanbul Enerji iletim hattımızın 3014-3015-3016 numaralı direkleri arasında, 380 kV Ankara ... enerji iletim hattımızın ise 1396 ve 1397 numaralı direkleri arasında yer aldığını, müvekkil kurum tarafından tesis ve kamulaştırma çalışmalarının yapıldığı yıllarda dava konusu parselin bulunduğu alanda Ankara-İstanbul Enerji iletim hattımızın altında 675, 676,677, 678, 679, 680, 681, 682, 684 numaralı kadastro parselleri 380 kV Ankara ... enerji iletim hattımızın altında ise 676, 677,680, 681, 684 numaralı kadastro parselleri yer aldığını, müvekkil kurum tarafından hatların tesis edildiği tarihlerde belirtilen kadastro parselleri üzerinden kamulaştırma ve tescil işlemleri ikmal edildiği, hatlarımızın tesis tarihinden yıllar sonra ilgili belediyelerin yaptığı imar uygulaması ile müvekkil kurum mükerrer olarak kamulaştırma yapmaya zorlandığını, davacı ... 19.03.2007 tarihli ve 3010 yevmiye no ile ilgili belediyenin imar uyulaması sonucu hatlarımızın altında şuyulandırıldığı için herhangi bir kamulaştırma işlemi ve belgesi bulunmadığını, sorumluğun ilgili Belediye olduğunu, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve görev itirazları bulunduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde daha önce bulunan kadastro parsellerinde kamulaştırma işlemlerinin yapıldığını ve tamamlandığını, davanın kabulü halinde mükerrer ödeme söz konusu olacağını, davacıların taşınmazı imar uygulamasından sonra durumu bilerek edindiğini, tasarruf haklarının da kısıtlanmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar plan değişikliği"kapsamında "Enerji Nakil Hattı Koruma Kuşağı" kullanımında kalan dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucunda oluşan kamu ortaklık payı parseli olduğu ve dosyada mevcut 1975 yılı hava fotoğraflarına göre hem dava konusu parselden enerji nakil hatlarının geçirilerek taşınmazlara fiilen el atıldığı, fiili el atmanın devam ettiği, davacının payının kök Kızılcaşar 37 parselden geldiği, 19.03.2007 tarihinde 3010 yevmiye ile tescil edildiği, bu parsel ile dava konusu taşınmaz konumsal olarak aynı yerde bulunmadığı, davacıya kamulaştırma tebligatının yapıldığına ve bedel ödemesine ilişkin bir belge sunulmadığı ve dava konusu taşınmazın yürürlükteki imar planında enerji nakil hattı koruma kuşağında bulunduğu da gözetildiğinde davacının tasarruf hakkının kısıtlandığı ve taşınmaz bedelini talep etme hakkı bulunduğunun kabulü ile arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal mukayesesi yapılmak suretiyle değer biçilmek suretiyle davacının payı karşılığı bedele hükmedilmesinde ve taşınmazdaki davacıya ait payın tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline dair mahkeme kararı usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve imar planında enerji nakil hattı koruma kuşağı kullanımında kalan dava konusu taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan ve davalı idareden peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.