Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6556 E. 2024/926 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, tespit edilen bedelin dava tarihinden sonra yatırılmasının davanın reddini gerektirip gerektirmediği ve belirlenen kamulaştırma bedelinin uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma bedelinin, istinaf kararından sonra da olsa yatırılmış olması, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca bedelin yatırılma şartının yerine getirildiği ve davanın reddini gerektirmediği, ayrıca taşınmazın değerinin 2942 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca net geliri esas alınarak hesaplanması gerektiği ve hesaplamada kullanılan kapitalizasyon faiz oranı, objektif değer artış oranı ve değer azalış oranının uygun olduğu gözetilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/285 Esas, 2023/9 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, Salihli ilçesi, ... Mahallesi 3824 ada 137 parsel (ifrazdan önce 3824 ada 38 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.11.2020 tarihli ve 2019/366 Esas, 2020/266 Karar sayılı kararıyla davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.05.2021 tarihli ve 2021/1324 Esas, 2021/1419 Karar sayılı kararıyla; kamulaştırma bedelinin verilen kesin süreye rağmen yatırılmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülerek davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda, İlk Derece Mahkemesince tespit edilen fark kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca usulüne uygun olarak verilen yasal süreler içerisinde bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiş ise de dosyaya sunulan 01.06.2021 tarihli banka dekontuna göre davacı idarenin istinaf karar tarihinden sonra depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek, davalı tarafın da beyanı alınmak suretiyle sonucuna göre işin esasına girilip karar verilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak yapılan inceleme ve işlem sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, hesaplamanın hatalı yapıldığını, verim miktarlarının yüksek masrafların düşük alındığını, objektif değer artış oranının yüksek alındığını, arta kalan kısımda değer kaybı oluşmayacağını, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmi,ştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin dava tarihine göre belirlenmesinin hatalı olduğunu, dava açıldıktan uzun süre geçtikten sonra karar verildiğini, taşınmazın gerçek değerinin çok altında bedel belirlendiğini, objektif değer artış oranının düşük alındığını, taşınmazın konumu dikkate alındığında daha yüksek objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, mülkiyet hakkının zarar gördüğünü, arsa olarak değer biçilmesi gerektiğini, gerçek bedelinin çok altında bir bedel belirlendiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesine yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kapama üzüm bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınmak suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüş; kamulaştırmadan arta kalan kısmın yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında uygulanan değer azalışı oranının uygun olduğu sonucuna varılmıştır.

4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararının ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

25.01.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.