"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/306 Esas, 2023/122 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Tokat ili, Merkez ilçesi, ... köyü 1623, 1624, 1625 ve 1765 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar Hamza ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların niteliğinin arsa vasfında olduğunu, taşınmazların gerçek değerinin tespiti ile mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerine ait taşınmazlara yapılan teklifi kabul etmediklerini, taşınmazların değeri belirlenirken eksik ve hatalı değerlendirmeye gidildiğini, taşınmazların Tokat-Niksar-Ordu karayolu üzerinde olup kıymetli ve niteliğinin arsa vasfında olduğunu ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.05.2016 tarihli ve 2016/58 Esas, 2016/628 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
Mahkemenin 12.05.2016 tarihli ve 2016/58 Esas, 2016/628 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; taşınmazların sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti, münavebeye esas alınan ürünlerin ve ağaçların maktu değerlerinin değerlendirme tarihi olan 2016 yılı Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğünden resmi verileri getirtilip, bilirkişi raporu denetlenerek, sonuca göre karar verilmesi gerekirken, 2015 yılı verilerine göre belirleyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması, dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alındığında tespit edilen metrekare birim fiyatına 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi gereği objektif değer artırıcı unsur ilave edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, kamulaştırma bedeline 21.05.2016 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 20.10.2020 tarihli ve 2019/90 Esas, 2020/268 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 20.10.2020 tarihli ve 2019/90 Esas, 2020/268 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkemece bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kalan kısımları yönünden %30 değer azalışı ve %10 oranında değer artışı olduğu hususu bozmaya konu edilmediği halde davalıların usuli kazanılmış hakkı gözetilmeksizin bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi raporunda, bu kısımda %20 oranında değer artışı uygulamak suretiyle eksik bedel tespiti ve 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, bozma öncesi tespit edilen 108.250,26 TL kamulaştırma bedeline 21.05.2016 tarihinden mahkemenin ilk karar tarihi olan 12.05.2016 tarihine kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin yüksek hesaplandığını, fark bedele son karar tarihine kadar faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, davalılar lehine tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, kamulaştırma bedelinin düşük hesaplandığını ileri sürmüştür.
3. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin düşük hesaplandığını, uzun süren yargılama neticesinde davalıların haklarına kavuşamadığını, mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekillerinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Dava aynı hukuki sebepten kaynaklandığından kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine tek vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken farklı vekille temsil edilen davalılara ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekillerinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hüküm fıkrasının 11 ve 12 numaralı bentlerinin hükümden çıkartılmasına, yerine ayrı bir bent olarak "Kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine" cümlesinin yazılmasına, hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.