Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7527 E. 2024/425 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali nedeniyle Hazine'ye karşı açılan tazminat davasında, taşınmaz bedelinin tespiti ve tazminatın kapsamına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca, tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan gerçek zararın tazmini gerektiği ve arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1688 Esas, 2023/471 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/197 Esas, 2022/299 Karar

Taraflar arasındaki taşınmazın kıyı kenar tahdidi içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile kıyıya terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun davalı Hazine vekili yönünden esastan reddine, davacılar vekili yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili dava ... tarafından açılan taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeniyle tapusunun iptali ve terkini istemine ilişkin davada sunulan cevap ve karşı dilekçesinde özetle; Van ili, İpekyolu ilçesi, ... Mahallesi 874 ada 30 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalması sebebiyle uğradığı zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalıdan işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile kıyıya terkinini talep etmiştir.

2. Mahkemece tazminat talebine ilişkin davanın tefrikine karar verilmiş, dosya işbu esasa kayıt edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, kıyıların herkesin kullanımına açık kamu malları olduğunu, mülkiyetinin kazanılamayacağını, yolsuz tescille davacıların malik olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın kabulüne karar verilecek olsa bile tazminatın yasa dışı işlemden değil hak dengesinin sağlanmasından kaynaklı olduğu gözetilerek taşınmazın tam değerinin karşılanmasının gerekmediğini, faiz talebine, faiz tarihine ve işlemiş faize itiraz ettiklerini, emsal satış içeren tapu kayıtlarını sunmak için süre verilmesini talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tamamının bedelinin tapu iptal kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile tapu sicilinden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının yerinde olmadığını, hükmedilen taşınmaz bedelinin oldukça düşük belirlenmiş olduğunu, faiz işleme tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, temsilde yanılma nedeni ile davanın Maliye Hazinesine yönlendirilmiş olması sebebi ile taraf olmaktan çıkarılan ... lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını, kendileri lehine takdir edilen vekâlet ücretinin de güncellenmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması ve dosyanın yeniden görülmesi amacıyla yerel mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... Hazinesi vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının yerinde olmadığını, müvekkili idare yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davaya dair cevap dilekçesinin ve bilirkişi raporlarına beyanlarının hiçbir biçimde dikkate alınmadığını, yolsuz tescil niteliği taşıyan kayıtlara değer atfedilemeyeceğini, davacı tarafın tazminata hak kazanmadıklarını, ayrıca tüm zararın da karşılanmasına gerek olmadığını, faiz istenemeyeceğini, yerel mahkemece sadece bilirkişi raporlarına göre değerlendirme yapıldığını vekâlet ücretinin de olması gerekenden fazla olduğunu, müvekkili kurum lehine de vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırması yolu ile değerinin tespit edilmesi bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin esastan reddi ile davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile faiz başlangıç tarihi ve vekâlet ücreti yönünden düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek ve ... adına vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’nun “Sorumluluk” karar başlıklı 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu Van ili, İpekyolu ilçesi, ... Mahallesi 874 ada 30 parsel sayılı 27.360,00 m² yüzölçümlü taşınmazın davalılar murisi tarafından 20.04.1983 tarihinde edinildiği, dava konusu taşınmazın tamamının, kıyı kenar çizgisinde kalması nedeniyle Hazine tarafından açılan davada,Van 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/85 Esas, 2021/158 sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile tescil harici bırakılmasına hükmedildiği, kararın 11.06.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

3. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.