Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7528 E. 2024/418 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının düzeltilmesi sonucu taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle Hazineye karşı tazminat davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu ve dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğundan emsal kıyaslaması yapılarak tespit edilen gerçek bedelin davacıya ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1178 Esas, 2023/289 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ...

SAYISI : 2021/527 Esas, 2022/207 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Van ili, Edremit ilçesi, ... Mahallesi kök 126 parsel (ifrazla 192 parsel) sayılı taşınmazın yüzölçümünün Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu neticesinde azaldığını, davacının tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığı taşınmazda oluşan fark için ödemesinin karşılıksız kaldığını belirterek düzeltme işlemi ile oluşan eksikliğin tazmin edilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taşınmazının yüzölçümünün maddi yanılgı nedeniyle veya eski ölçü tekniklerinden kaynaklanan sebeplerle yanlış yazılmış olması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince devletin sorumlu tutulamayacağını, davacının davasının reddi gerektiğini, davacının dava açarken talebini komşu taşınmazlara yöneltmesi gerekirken doğrudan dava açmasının kabul edilemez olduğunu, dava konusu taşınmazın davacıya kim satmışsa o kişinin de davada yer alması gerektiğini, Maliye Hazinesinin işlemi yapan kurum olmadığını, kurumun kusurunun bulunmadığını, davacının dava konusu taşınmazı alırken ölçüm yapması gerektiğini, ölçüm yapmaması nedeniyle davacının kusurlu olduğunu, DSİ ile alakasının tespitinin yapılmasını ve tespiti halinde dosyaya ilgili kurumun dahil edilmesi gerektiğini, faiz talebini kabul etmediklerini, davanın zamanaşımı ve husumet yokluğuyla reddedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin tescil tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, eksik incelemeye dayalı olduğunu, tazminat bedelinin çok yüksek olduğunu, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, davacının zarara uğradığını tespit etmediğini, davacının taşınmazında azalma olmadığını, mahkemenin zamanaşımı ve husumet itirazlarının dikkate alınmadığını, davalı kurumun burada taraf olmadığını, taşınmazın davalı kurum tarafından davacıya satılmadığını, yapılan hatada kurumun sorumlu olmadığını, davanın Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı bulunduğu bakanlığa açılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın arsa olmadığını, arsa kabul edilerek yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini, davalı kurumun kusuru olmayan olayda tazminat istenilmeyeceğini, faize, faize başlangıç tarihlerine ve oranına itiraz ettiğini, taşınmazın 2003 tarihinde satın alınmasına karşın 2015 dava tarihindeki verilere göre karar verilmesinin kabul edilemez olduğunu, davacının Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2009/322 Esas sayılı dosyada tazminat davası açtığını ve kesinleştiğini, ıslah harcının yatırılması gerektiğini, resen emsal taşınmaza göre hesap yapılmasını kabul etmediklerini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza değer biçilmesinde belirlenen bedelin davacıya ödenmesine karar verilmesinde hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre bir isabetsizlik bulunmadığını, özellikle davacının tapu siciline güvenerek satın aldığı taşınmazda oluşan azalmadan tapuya güven ilkesi gereğince Devlet'in sorumlu olduğu saptanarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi yerinde olduğundan davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek ve resen belirlenecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden Van ili, Edremit ilçesi, ... Mahallesi kök 126 parsel (ifrazla 192 parsel) sayılı taşınmazın Sıraceddin AKPINAR adına 16.300,00 m² yüzölçümü ile kayıtlı bulunduğu, malikin bu taşınmazı 12.05.2005 tarihinde 16.300.00 m² olarak Hazineden devraldığı, dava konusu taşınmazın DSİ Genel Müdürlüğü tarafından 2.214,58 m²lik kısmının kamulaştırıldığı, sonrasında DSİ Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği, taşınmazın 2016 yılında ifraz görerek 981 ve 982 parsellere ayrıldığı, 982 parsel sayılı taşınmazın 22.06.2017 tarihinde davacı tarafından 14.085,42 m² olarak satın alındığı, 06.12.2018 tarihinde yüzölçümü 4.407,91 m² olarak düzeltilerek davacı adına tescil edildiği, teknik hataların (yüzölçümünün) düzeltilmesi işleminden kaynaklı tescil bildirim beyannamesi uyarınca 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesine istinaden 06.12.2018 tarihinde yeni yüzölçüm miktarı ile tapuya tescil edildiği, davacının taşınmazın yüzölçümünün küçülmesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.