"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/4 Esas, 2022/416 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay ili, Antakya ilçesi, ... (... ) Mahallesi 928 (yeni 108 ada 3) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Dava taraf süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.02.2016 tarihli ve 2015/55 Esas, 2016/116 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; taşınmazın değerinin tespitinde emsal olarak incelenen 1428 parsel sayılı taşınmaz 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 15 ve 16 ncı maddeleri uyarınca oluşmuş imar parseli, dava konusu taşınmazın ise kadastro parseli olduğu anlaşıldığından, dava konusu taşınmazın bulunan m² birim değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılmadan hesaplama yapan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli olmadığı ve dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede değerini etkileyecek derecede olumlu bir gelişme ve bu nedenle değerinde bir artış olup olmadığı hususunda yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği, dahili davalılardan ... ve ... davaya dahil edildiği halde gerekçeli kararda isimlerinin gösterilmemesi, 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bedelin yüksek olduğunu, fazla yatırılan kamulaştırma bedelinin talep halinde davacıya iadesine karar verilmiş ise de fazla yatırılan bedelin (67.605,88 TL'nin) müvekkil idareye iadesine şeklinde açık hüküm kurulması gerektiğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca idare lehine de vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi suretiyle tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi ve dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
5.Fazla depo edildiğinden iadesine karar verilen bedelin infazda tereddüt uyandıracak şekilde hükümde açıkça gösterilmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 3 üncü bendinde bulunan "bedelin talep halinde davacı idareye iadesine," ibaresinin çıkarılarak yerine ''67605,88 TL'nin davalı tarafça bankadan çekilmişse varsa çekilme tarihine kadar işlemiş neması ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine, çekilmemişse varsa işlemiş nemasıyla davacı idareye iadesine" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.