"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/278 Esas, 2023/2959 Karar
DAVA TARİHİ : 05.07.2019
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/676 Esas, 2022/605 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kırşehir ili, ..., Aşıkpaşa Mahallesi, 288 ada 40 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin 1/2 hisseli malik olduğunu, taşınmazın üzerinde Yeni Vali Konağına dahil olan ağaçlık bulunduğunu ve fiilen el atıldığını, davalı ... tarafından peyzaj çalışmaları kapsamında ağaçlandırıldığını, tel örgü çekildiğini ve davalı idarenin kullanımında bulunduğunu, herhangi bir kamulaştırma işlemi olmadığını ileri sürerek ıslahla birlikte 394.072,00 TL' nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda fiili el atma söz konusu olmadığından davanın çözümünde idari yargının görevli olduğunu, davacının taşınmazında herhangi bir idari tasarrufu olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde ise; bedelin düşük belirlendiğini ve emsal incelemesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.
2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza davalı idarece el atılmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğu, ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşımazın imar planında park ve yol kullanımına ayrıldığı, dava konusu taşınmazın paydaşınca açılan ve dosya içerisinde bulunan dava dosyasındaki belgelere göre, davalı ... İl Özel İdaresi tarafından verilen cevapta, Aşıkpaşa Mahallesi Kızıleniş mevkiinde bulunan Valilik Lojmanının Kırşehir İl Özel İdaresine bağlı olarak inşaa edildiği, kamulaştırma işlemlerinin Kırşehir İl Özel İdaresi tarafından yapıldığı ve kamulaştırma sonucu yapılan tescillerin de aynı idare adına yapıldığı, lojman etrafındaki ağaçlandırma ve tel örgü çekme faaliyetlerinin de Kırşehir İl Özel idaresi ve Orman İşletme şefliği imkanları ile 2012 yılında yapıldığı bildirilmiş olmakla idarenin husumet itirazlarına itibar edilmemiş, Kırşehir ili, ..., Aşıkpaşa Mahallesi 288 ada 40 parsel sayılı taşınmaza davalı ... İl Özel İdaresi tarafından Kırşehir Valiliği Lojmanı peyzaj çalışmaları kapsamında 2012 yılında ağaçlandırma ve tel örgü çekilmesi suretiyle kamulaştırmasız olarak el atıldığı anlaşılmış olup, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, dava konusu taşınmazın paydaşı tarafından 2015 yılı şubat ayında açılan davadan sonra taşınmazın bulunduğu bölgedeki gelişme de dikkate alınıp, vergi değerleri de kıyaslanmak ve düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle kadastral parsel olarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davalı ... İl Özel İdaresinden tahsiline dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, taraf vekillerinin esasa ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 06.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir” düzenlemesi yapılmıştır. Kanun koyucu tarafından daha önce 09.11.1956 - 04.11.1983 tarihleri arasındaki fiili el atmalarda maktu harca hükmedilmesi gerektiği 6487 sayılı yasa değişikliği ile kabul edilmiş olup bu kanun halen yürürlükte olduğundan 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında kabul edilen hükümle 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesinin amaçlandığının kabul gerekeceğinden . 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 125 inci maddesi uyarınca 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen 4 üncü maddenin 3 üncü fıkrasının harca ilişkin özel bir düzenleme olduğu ve özel kanun hükmünün öncelikle uygulanması gerektiği göz ardı edilemeyeceğinden harca yönelik söz konusu düzenleme usul hükümlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen dikkate alınması ve derhal uygulanması gerektiği de gözetildiğinde ve 4 Ekim 2022 tarihli ve 31973 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2018/32734 başvuru numaralı Kübra Yıldız vd. kararında belirtildiği üzere davalı idarenin yasal prosedüre uymayarak fiili el atmada bulunmuş olması sebebiyle dava açmak zorunda bırakılan davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi davalı idarenin hukuka aykırı bir eylemi nedeniyle avantajlı hale getirilmesine neden olacağından hukuk devleti ilkesiyle bağdaştırılması mümkün olamayacağı gibi mülkiyet hakkı ihlaline de sebebiyet vereceği de dikkate alınarak, kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davalarında kısmen ret halinde yargılama giderlerinin tamamının davalı idareden alınması ve reddedilen kısım yönünden davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi de gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf mahkemesince gerekçe belirtilmeden istinaf talebinin esastan reddine karar verildiğini, taşınmaz bedelinin düşük belirlendiğini, emsalin uygun olmadığını, fiili el atma tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini, vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeler Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 6745 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 1 ve 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesiyle eklenen son cümle.
5. 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrası.
6. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden Bölge Adliye Mahkemesince yazılı gerekçe ile yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesi kararı gerekçesinde belirtilen karar bireysel başvuru istemine ilişkin olup uyuşmazlığa özgü verilen bir karar olduğu, herhangi bir somut norm denetimine konu olmadığı; ancak 18.01.2024 tarihli ve 32433 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 30.11.2023 tarihli ve 2023/101 Esas, 2023/207 Karar sayılı kararı ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarına ilişkin olarak 6100 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen “Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.” hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiğinden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi sonucu itibarıyla doğrudur.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
6. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra fiilen el atılmış olduğundan nispi harcın hüküm altına alınması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme yapılmak suretiyle maktu harca hükmedildiği ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.
7. Bölge Adliye Mahkemesince yeniden esas hakkında hüküm kurulduğu gözetildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;
a) (A) ile gösterilen (6) numaralı bendinin hükümden çıkarılması, yerine 'Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 24.996,26 TL harçtan başta peşin alınan 44,40 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 6.729,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 18.222,09 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına," cümlesinin yazılması,
b) (A) ile gösterilen bölümün (7) numaralı bendinin hükümden çıkarılması, yerine ''Davacı tarafça yapılan 44,40 TL peşin harç 6.729,77 TL ıslah harcı ve 885,90 TL keşif harcı gideri toplamından oluşan 7760,07 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, '' cümlesinin yazılması
c) Davacı lehine takdir edilen vekâlet ücretine ilişkin (A) ile gösterilen bölümün (10) numaralı bendinde bulunan "ve usuli kazanılmış hak dikkate alınarak 36.035,04 TL " ibaresinin çıkarılarak yerine "56.888,60 TL" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.