Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1497 E. 2024/8233 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idarenin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiilen el atıldığı ve kamulaştırma işleminin usulüne uygun yapılmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesinin, el atma bedelini belirleyip davalı idareden tahsiline karar vermesi, ancak mahkeme ve icra harçlarının maktu değil nispi olarak uygulanması gerektiği hususunda yapılan düzeltmeyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2673 Esas, 2023/2730 Karar

KARAR : Esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/456 Esas, 2022/545 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar ve davalı idarenin temyiz dilekçesi, davacı vekiline 13.12.2023 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süre geçirildikten sonra 02.01.2024 tarihinde verilmiştir.

Bu nedenle; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ankara ili, ..., ... Mahallesi 16419 ada 1 parsel (kadastral 294 ve 295 parsel) sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmaz üzerinden Gerede-Ankara ve Ankara Çevre Otoyolunun geçtiğini, kamulaştırma işleminin usulüne uygun olarak yapılmadığını, davalıya yapılan noter tebligatının usulsüz olduğunu ve bedelin de ödenmediğini, taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığını belirterek taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parsel üzerinden geçen yolun 06.12.2004 tarihli protokol ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiğini, taşınmazın 1994 yılında kamulaştırıldığını, müvekkili idarenin tüm yasal sorumluluklarını yerine getirerek hukuka uygun şekilde kamulaştırma işlemlerine başladığını, idare tarafından takdir edilen bedellerin bankaya bloke edildiğini, hukuka aykırı bir durumun söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ... Mahallesi, 16419 ada 1 parsel sayılı taşınmazın protokolde görüleceği üzere Ankara - ... Yolu ve ...bağlantı kolunda kaldığını, ancak ... ile müvekkili idare arasında imzalanan 02.02.2005 tarihli tutanak kapsamında Ankara... Yolunun Ankara Çevreyolu – ... ayrımından itibaren Yenikent bölünmüş yolunun sonuna kadar olan 10 km'lik yolun bakım, onarım, kar mücadelesi, yatay ve düşey trafik işaretlemesi ve peyzaj çalışmalarının müvekkili idare tarafından yapılacağı belirtilmekle ilk yol açımının ... tarafından yapıldığı gözetilerek davanın husumetten reddi gerektiğini, Karayolları Genel Müdürlüğünün savunmasında da dava konusu taşınmazdaki kamulaştırma işlemlerinin kendileri tarafından yapıldığının belirtildiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, raporun yetersiz ve belirlenen bedelin düşük olduğunu, davalı ... Müdürlüğüne uzlaşma başvurusunda bulunulduğunu ancak sorumlu idare kendilerine bildirilmeyerek kendi aleyhlerine davanın açılamasına bu davalının sebebiyet verdikleri gözetilerek ... lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik ve hatalı inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, kamulaştırma işlemlerinin ... tarafından yapılması nedeniyle davanın müvekkili idare yönünden husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının hissesi üzerindeki hacizlerin dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ..., ... Mahallesi, 16419 ada 1 parsel sayılı 18.324 m² alanlı ve tarla vasıflı taşınmazın 18.01.1990 tarihli imar işlemi ile tescil edildiği, iş bu parselin kadastral 294 ve 295 parsellerden geldiği, ... Mahallesi 294 ve 295 sayılı parsellerin Ankara Belediyesi İmar İdare Heyetinin 15.05.1984/344 sayılı kararı ile onaylanan 75530 sayılı parselasyon planı kapsamında kaldığı ve parselasyon planı kapsamında 81.000 m² yüzölçümlü 294 sayılı parselin 1358 m²lik kısmının kamulaştırmaya ayrıldığı, 19.910 m²lik düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı ve geriye kalan 59.732 m²lik kısmının 16419 ada 1 nolu imar parseline tahsis edildiği, 60.000 m² yüzölçümlü 295 sayılı parselin 1006 m²lik kısmının kamulaştırmaya ayrıldığı, 14.749 m²lik düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı ve geriye kalan 44.245 m²lik kısmı imar parsellerine tahsis edilirken 5.896 m²sinin 16419 ada 1 parsele şuyulandırıldığı ve 16419 ada 1 parselin bu suretle 65.628 m² alanlı olarak 18.01.1990 tarihinde tapuya tescil edildiği, daha sonra Etimesgut Belediye Meclisinin 30.07.1993 tarihli ve 9 sayılı kararı ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığınca onanan ... Yol Bandı 1.Etap 1/1000 Ölçekli İmar Planı Değişikliği kapsamında 47.304 m²sinin düzenlemeye alındığı, 85025 nolu parselasyon planı ile imarın 45886 ada 1, 2, 3 parseller ile 45887 ada 1 ve 2 parseller ve 45888 ada 2 ve 3 sayılı parsellerin oluştuğu, 18.324 m²sinin ise Ankara-Gerede ve Gerede-Çevre Otoyolu Kamulaştırma sınır içerisinde kaldığı, bunun 16.625 m²sinin 264 parselden, 500 m²sinin 295 parselden geldiği, 1199 m²'sinin ise yoldan ihdasen oluşturulduğu anlaşılmış olup imar uygulama çalışmaları devam ederken kadastral 294 parsel 81.000 m² alanlı iken 16.625 m²lik bölümünün, 295 parsel 60.000 m² alanlı iken 500 m²lik bölümünün Karayolları Genel Müdürlüğünün 30.01.1989 tarihli ve 22 sayılı kararı ile Ankara-..... ve Ankara ........,yapım işi nedeniyle kamulaştırmaya tabi tutulduğu, davacının hissedarı olduğu 295 parsel sayılı taşınmazdaki hissesine yönelik olarak Ankara 9. Noterliğinin 16.10.1989 tarihli ve 42045 yevmiye numaralı istimlak tebliğinin davacının daimi işçisi ... imzasına 04.11.1989 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tebliğ tarihi itibarıyla davacının ya da ortağı olduğu şirketin ... isimli bir çalışanı olup olmadığına dair sorulan yazıya SGK’nın vermiş olduğu cevapta “... ünvanlı işyerinin 1994-1998 yılı faal döneminde bu isimli bir çalışanı olmadığı, davacı adına kayıtlı ya da ortağı olduğu başka bir işyerinin tespit edilemediğinin” bildirildiği, taşınmazın imar uygulaması sonucu tescilini müteakip önceden kamulaştırmaya tabi tutulmayan 1199 m²lik bölümün 05.10.1994 tarihli ve 1994/70 sayılı Kamulaştırma İşlemine Başlama Kararı uyarınca kamulaştırıldığı, kıymet takdir komisyonunca değer tespiti yapıldığı, kamulaştırma bedelinin davacı malik adına Ziraat Bankası...Şubesine bloke edildiği, 23.08.1996 tarih ve 13108 yevmiye numaralı noter tebligatının “... İntes İnş. San. Anonim Şir. Büklüm Sok. No:2/18” adresine çıkartıldığı ve daimi çalışanı ... adına 02.09.1996 tarihinde tebliğ edildiği, tapuda ferağ vermediği, bu nedenle terkin işlemi yapılamadığı, bloke edilen bedel 10 yıllık sürede taşınmaz maliki tarafından bankadan çekilmediğinden Hazineye irat kaydedildiği, 1994-1998 yılı faaliyet dönemine ait bordrolarda adı geçenin isminin bulunmadığı, dava konusu taşınmaza ilişkin davalı ... tarafından davacı ve diğer malik İntes İnş. San. Anonim Şirketi aleyhine kamulaştırma konu 1199 m²lik bölüm yönünden 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 17 nci maddesi uyarınca tescil talepli açılan davada (Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/300 Esas, 2021/433 Karar) mahkemenin kabul kararının istinafı üzerine yeterli inceleme yapılmadığından istinaf kaldırma kararı uyarınca tüm belgeler ve deliler toplanarak yeniden yapılan inceleme sonucu “Kamulaştırma Kanunu’nun 17 nci maddesi uyarınca tescil talep edilebilmesi için usulüne uygun noter tebliği gerektiği, yapılmış usulüne uygun bir tebligat bulunmadığı, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen çekişmesiz bedelin malik adına bir bankaya bloke edilmiş olması gerektiği, davacı tarafından bedelin çekilmemesi nedeniyle ve 10 yıllık sürenin dolduğu gerekçesi ile bedelin Hazineye irat kaydedildiğinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden de bahsedilemeyeceği gerekçesiyle” davanın reddine dair verilen kararın davacı idare tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf itirazlarının esastan reddine dair temyiz yolu açık olmak üzere karar verildiği tespit edilmiş olup, 2942 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işleminin mal sahibi açısından usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlayacağı, aynı Kanun'un 13 üncü maddesi gereğince mal sahibine noter aracılığı ile tebligat yapılması zorunlu olup davacının taşınmazdaki payı yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden bahsedilemeyeceğinden ...-Ankara Yolu ile..........,kavşağında yol ve refüjde kalan taşınmaza fiilen yol geçirilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığının kabulü gerektiği; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, dava konusu taşınmaz ile emsalin vergiye esas değerleri de kıyaslanmak suretiyle, aynı bölgede açılan ve istinaf denetiminden geçen bedeller de değerlendirilerek bedeli tespit edilip, dava konusu parsel üzerinden geçen yolun 06.12.2004 tarihli protokol ile ... tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiği ve Ankara Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda olduğu dikkate alınarak davalı bu idareden tahsili ile dava konusu taşınmazdaki davacı payının yol olarak terkinine ve ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair kararda bir isabetsizlik görülmediği, ancak davacı tarafından dava açılmadan önce davalı ... Müdürlüğüne taşınmaz bedelinin ödenmesi yönünde uzlaşma başvurusunda bulunulduğu, davalı idare tarafından verilen cevapta davaya konu taşınmazın karayolları yol ağından çıkartılarak Büyükşehir Belediyesine devredildiğinin bildirilmediği ve kendileri hakkında dava açılmasına sebebiyet verdikleri dikkate alınarak haklarındaki dava husumet nedeniyle reddedilse de vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerektiği ve dava konusu taşınmazda davacı payı üzerindeki takyidatların bedele yansıtılması hususunda bir karar verilmemiş olması doğru görülmediği gibi, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanunu'na eklenen Ek Madde 4 uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü ile 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 125 inci maddesi uyarınca harca ilişkin özel bir düzenleme olduğu ve bu özel kanun hükmünün öncelikle uygulanması gerektiği göz ardı edilemeyeceğinden harca yönelik düzenleme usul hükümlerine ilişkin olduğundan derhal uygulanması gerektiği gibi harç ve tescil işlemleri kamu düzenine ilişkin olduğundan resen dikkate alınması gerektiği de gözetildiğinde hükmedilecek bedel üzerinden maktu harç tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4 . 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

5. 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı ... Başkanlığından tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Buna karşın; eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmadığı halde yazılı şekilde maktu harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Acıklanan sebeplerle;

A. Davacı Vekilinin Temyizi Yönünden;

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,

B. Davalı ... Vekilinin Temyizi Yönünden;

1. Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden yapılan inceleme sonucu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;

(A) bendinin (3) numaralı alt bendi tümüyle hükümden çıkartılarak yerine "Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 26.363,15 TL karar ve ilam harcının davalı ... Başkanlığından mükerrer ödemeye sebebiyet vermeyecek şekilde alınarak Hazineye irat kaydına, davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harç ile 6.575,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 6.634,30 TL’nin davacıya iadesine," cümlesinin yazılması, suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.