Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1498 E. 2024/8822 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedellerinin tespiti ve davalı idarelerden tahsili davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin belirlediği bedelin ve hükmettiği harcın doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz bedellerinin tespitinde ve davalı idarelerden tahsiline karar verilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmakla birlikte, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda harcın nispi olarak uygulanması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının harç yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2401 Esas, 2023/2760 Karar

DAVA TARİHİ : 05.09.2019

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 34. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/190 Esas, 2022/239 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idareler vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilli tarafından temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre; davalı ... aleyhine hükmedilen miktardan davacılar ... ve ... payları yönünden hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktarlar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle adı geçen davacılar yönünden davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davacılar ... ve ... payları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin Ankara ili, Keçiören ilçesi, Güçlükaya Mahallesi 4880 ada 21 ve Yakacık Mahallesi 4883 ada 1 parsel sayılı taşınmazların paydaşı olduğunu, taşınmazlara kamulaştırmasız el atıldığını belirterek taşınmazlar bedelinin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; raporun yetersiz olduğunu, bedelin fazla belirlendiğini, sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verecek şekilde bedel belirlendiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili; sorumluluğun ilçe belediyesine ait olduğunu, her iki emsalin de aynı taşınmazın farklı tarihlerdeki satışına ilişkin olduğunu, bu satışların emsal alınmasının hakaniyete uygun olmadığını, çelişkinin giderilmediğini, fazla bedel hesabının hatalı olduğunu, yol ve metro yapımı nedeniyle taşınmazda meydana gelen değer artışının dikkate alınmadığını ileri sürülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Ankara ili, Keçiören ilçesi, Güçlükaya Mahallesi 4880 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 39700/6 No.lu parselasyon planı uyarınca Kızlarpınarı Caddesi yol genişletme çalışmasında 4880 ada 7 parselin ifrazından oluştuğu ve bu alana ... tarafından Kızlarpınarı Caddesinin genişletilmesi işlemleri sırasında fiilen yol ve kaldırım yapılmak suretiyle el atıldığı, davaya konu Ankara ili, Keçiören ilçesi, Yakacık Mahallesi 4883 ada 1 parsel sayılı taşınmazın öncesinde 6640 m² alanlı iken 1972 günlü ve 209 sayılı İmar İdare Heyeti kararı ile onaylanan 64500 nolu parselasyon planı uyarınca 643 m² nin yola giden olarak ayrıldığı, bu bölümün Keçiören Belediye Başkanlığının sorumluluğunda kalan Evrim sokak üzerinde yol olarak kullanıldığı, kalan kısmın imar parsellerine şuyulandırıldığı anlaşılmış olup, arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılıp, değerlerinin tespit edilip sorumluluk alanlarına göre davalı idarelerden tahsiline, taşınmazlardaki davacı paylarının yol olarak tapudan terkinlerine dair kararda, aynı bölgeden intikal eden dosyalarda Güçlükaya Mahallesi 4879 ada 11/A parsel yönünden açılan davada Aralık 2017 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 2.800 TL/m² birim bedelin, Yakacık Mahallesi 4189 ada 1 ve 4190 ada 8 parsel sayılı taşınmazlar yönünden Şubat 2018 değerlendirme tarihi itibarıyla tesbit edilen 1.773 TL/m² birim bedelin Dairelerince uygun bulunduğu da dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı, ancak dava konusu taşınmazların yol vasfına dönüştükleri dikkate alınarak tapudan terkin kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının ve dava konusu taşınmazın davacı payında mevcut ipotek ve takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmasına karar verilmemesinin doğru görülmediği ve 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4 uyarınca maktu harca hükmedilmesi gerektiği belirtilerek düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4 . 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

5. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra fiilen el atılmış olduğundan nispi harcın hüküm altına alınması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme yapılmak suretiyle maktu harca hükmedildiği ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Acıklanan sebeplerle;

A. Davalı ... Vekilinin Davacılar ... ve ... Paylarına İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davalı ... Vekilinin Davacılar ... ve ... Paylarına İlişkin Temyizi Yönünden;

1. Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (A) bendinin (3) numaralı alt bendinin üçüncü paragrafı çıkarılarak yerine resen "Davacılar ... ve ... payları üzerinden alınması gereken 43.557,87 TL nispi harcın davalı ... Başkanlığından tahsili ile Hazineye irat kaydına" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı ... Başkanlığından alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.