Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1741 E. 2024/7172 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeline ilişkin açılan ilk davada taleple bağlı kalınarak hükmedilen miktar ile tespit edilen toplam bedel arasındaki farkın tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen ilk davada tespit edilen toplam bedel ile hükmedilen miktar arasındaki farkın davacıya ödenmesi gerektiği, ancak ilk derece mahkemesince davacı hisse oranlarının hatalı gösterilmesi, harcın da maktu değil nispi olarak alınması gerektiği gözetilerek, bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/366 Esas, 2022/456 Karar

DAVA TARİHİ: 25.06.2020

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Mersin 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/114 Esas, 2020/202 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlikle süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti davacıya ait olan ve ...Belediye Başkanlığı tarafından kamulaştırma işlemi yapılmadan fiilen el konulan Mersin ili, ...ilçesi, ...Mahallesi 21 ada 3 parsel, 27 ada 2 parsel ve 3387 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar bakımından Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/614 Esas (bozma öncesi 2012/86 Esas) sayılı dosyasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada Mahkemenin 09.10.2018 tarihli ve 2016/614 Esas, 2018/756 Karar sayılı kararıyla bu kararı düzelterek onayan Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 26.09.2019 tarihli ve 2019/1508 Esas, 2019/14941 Karar sayılı kararı ile kamulaştırmasız el atma tazminatının toplam 2.669.542,00 TL olarak belirlendiği; ancak taleple bağlı kalınarak 10.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verildiği, Mahkemece davaya konu taşınmazların davacı hissesine karşılık kamulaştırmasız el atma tazminatı olarak belirlenen toplam bedel ile taleple bağlı kalınarak davacıya ödenmesine karar verilen bedel arasındaki fark olan 2.659.542,00 TL'nin tahsili amacıyla ek dava açma gereğinin hasıl olduğunu, açılan davanın ek dava niteliğinde olduğunu, bu nedenle davacının kesinleşen mahkeme kararı kapsamında fazlaya ilişkin hakkı olan 2.659.542,00 TL'nin ilk dava tarihi olan 03.02.2012 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsil edilmesini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parseller ile ilgili 31.07.2018 tarihli ve 560 sayılı Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclis Kararı ile onaylı 1/5000 ölçekli ... Planı yapıldığını, davacının söz konusu parsellerde hissedar olduğunu, davacının hisseli taşınmazlar nedeni ile dava açmasının mümkün olmadığını, taşınmaza belediye tarafından fiilen el atmanın söz konusu olmadığını, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, uyuşmazlığa konu parselin imar planında sağlık alanında kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı; ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile bu tür yerlerin bedelinin ödeneceğine karar verildiği, davanın husumet yönünden, süre yönünden ve dava konusu taşınmazların imar durumlarının son durum itibarıyla değerlendirilmesi gerektiğinden davacı tarafından açılan ek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare aleyhine açılan davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işletilen yasal faizin enflasyon karşısında yeterli olmadığını, kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanması gerektiğini ve faiz başlangıç tarihinin fiilin el atma tarihi olması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazda imar düzenlemeleri yapıldığını, taşınmazların imar durumlarının kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini, taşınmazda elbirliği mülkiyet hükümlerine göre diğer paydaşların da davaya katılımlarının sağlanması gerektiğini, idari yargının görevli olduğunu, taşınmazın el atma tarihindeki niteliklerinin önemli olduğundan bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazlarla ilgili Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/614 Esas, 2018/756 Karar sayılı dosyasında tespit edilen toplamda 2.669.542,00 TL bedel, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2019/1508 Esas, 2019/14941 Karar sayılı kararı ile onanmıştır. İlk davada hükmedilen 10.000,00 TL'nin mahsubu ile bakiye 2.659.542,00 TL üzerinden davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazların ilk dava ile davalı idare adına tescil edilmiş olması karşısında davalı idarenin taşınmazın yeni imar durumuna yönelik istinaf isteminin yerinde olmadığı; ancak 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 4 üncü maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek 4 üncü maddesi ile; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” hükmü getirildiğinden, el atma tarihinden bağımsız olarak harcın maktuen alınması gerekecektir. Yine davacının faiz istem tarihi ile faiz türüne yönelik talebinin kabul edilmemesi yerinde ise de, bu durum davanın kısmen kabulü sonucunu doğurmaz. Mahkeme hükmünün yalnızca bu yönleriyle düzeltilmesi gerektiğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince tazminatın tamamına ilk dava tarihinden faiz işletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir .

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 nci maddesi, Ek 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere kararın dayandığı gerekçelere göre; taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.

3. Buna karşın; Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.10.2018 tarihli ve 2016/614 Esas, 2018/756 Karar sayılı kararında tapusunun iptali ile davalı adına tesciline karar verilmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de, davacıların dava konusu taşınmazlardaki hisse oranları hükümde hatalı gösterilmiştir.

4. Eldeki davada taşınmazlara 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkânı bulunmamaktadır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden yapılan inceleme sonucu, Bölge Adliye Mahkemesinin hüküm fıkrasının;

a. (4) numaralı bendinde bulunan "3387 ada 1 parselde davacı adına kayıtlı 539/2325 oranındaki hissenin, Mersin ili, ...ilçesi, ...Mahallesi 21 ada 3 parselde davacı adına kayıtlı 479/2400 oranındaki hissesinin ve Mersin ili, ...ilçesi, ...Mahallesi 27 ada 2 parselde davacı adına kayıtlı 3100/3953 oranındaki hissenin," ibaresinin çıkartılması, yerine "3387 ada 1 parselde davacı adına kayıtlı 3100/3953 oranındaki hissenin, Mersin ili, ...ilçesi, ...Mahallesi 21 ada 3 parselde davacı adına kayıtlı 479/2400 oranındaki hissesinin ve Mersin ili, ...ilçesi, ...Mahallesi 27 ada 2 parselde davacı adına kayıtlı 539/2325 oranındaki hissenin," ibaresinin yazılması,

b. (6) ve (7) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Harçlar Kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 181.673,31 TL harçtan peşin ve ıslah harcı düşüldükten sonra bakiye 136.254,98 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, davacılar tarafından yatırılan harçların davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine," cümlesinin yazılması,

c. (13) ve (14) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Davalı idareden karar tarihi itibarıyla peşin alınan 45.581,10 TL istinaf başvuru ve karar harcının Hazineye irat kaydına," ve " davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irad kaydına" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.