"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1758 Esas, 2023/2653 Karar
DAVACILAR: ... vd. vekili Avukat ...
DAVALILAR: 1. ... vekili Avukat ...
2. İZSU Genel Müdürlüğü vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ: 27.08.2018
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen tazminat bedeli her bir paydaş bakımından davalı ... yönünden 42.402.13 TL, davalı İZSU Genel Müdürlüğü bakımından ise 217.927.00 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730.00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davalı idareler vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 204 ada 7 parsel sayılı taşınmazın imar uygulama planında kısmen yol, kaldırım ve kanal olarak görüldüğünü, davalıların yaklaşık 25 yıldır yol, kaldırım ve kanal olan yere kamulaştırmasız fiilen el attıklarını, belirlenecek tazminatın ve hesaplanacak ecrimisil bedelinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı İZSU Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen hususların gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazda yapılan imalatların ... tarafından gerçekleştirildiğini, husumet itirazında bulunduklarını bildirmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkinin davalı idareden İZSU Genel Müdürlüğüne geçtiğini, sorumluluğun davalı belediyeye ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.02.2020 tarihli ve 2018/438 Esas, 2020/57 Karar sayılı kararı ile davalı İZSU Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın usulden reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kabulü ile taşınmazın yol, kanal ve kaldırım yapılmak suretiyle el atılan bölümlerinin bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı ... adına tesciline ve terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2022 tarihli ve 2020/2080 Esas, 2022/2902 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın yol, kanal ve kaldırım yapılmak suretiyle el atılan bölümlerinin bedelinin davalı ... Başkanlığından tahsilinin yerinde olduğu, davalı İZSU Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmesinin doğru olduğunu belirterek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile karara esas alınan 24.12.2019 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, her bir davacı açısından tazminat miktarı 260.329,15 TL olarak hesaplanmış ve davacı tarafça bu miktarlar üzerinden bedel artırılarak eksik harç ikmal edilmiş iken İlk Derece Mahkemesinde sehven asıl raporda belirlenen miktarlar üzerinden hüküm kurulması hatalı olduğundan düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2022 tarihli ve 2020/2080 Esas, 2022/2902 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde, davacılar ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; taşınmazdan geçen su kanalının içme suyu ya da atık su kanalı olmadığı, kenarları duvar ve zemini beton olan dere yatağı şeklinde olup içme suyu, atık su ya da endüstri suyu ile herhangi bir alakasının bulunmadığı, anılan kanalın taşkın ve koruma amaçlı yapılmış dere yatağı ıslahı olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek davalı İZSU Genel Müdürlüğüne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince de dava konusu taşınmaz üzerinde davalı İZSU Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir çalışma bulunmadığı, sorumluluğun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunun belirtildiği, dosya arasında bulunan İZSU Genel Müdürlüğünün 31.07.2018 tarihli cevabi yazısında ise; taşınmazın içerisinden dere yatağı niteliğindeki ... Deresinin geçtiğini, derenin yönünün değiştirilmesi için çalışma yapılmadığını, derenin aktif yatağına uygun şekilde ıslah yapıldığının belirtildiği anlaşılmış olup taşınmazdan geçen kanaldan hangi idarenin sorumlu olduğu hususu yeterince araştırılıp tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası bilirtilen kararı ile davalı ... ve davalı İZSU Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın kabulü ile belirlenen taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarelerden alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı İZSU Genel Müdürlüğü aleyhine kurulan miktar yönünden diğer davalı ... Başkanlığının da müteselsilen sorumlu olacağı şekilde hüküm kurulması gerektiğini ve Bölge Adliye Mahkemesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla hareket ettiği gerekçesi ile istinaf duruşma vekalet ücretine hükmetmemiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bu hususlardan düzeltilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idarelerden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; fiilen el atıldığı anlaşılan taşınmazın alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar kendisini vekille temsil ettiren davacı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ise de davacılar vekilinin istinaf aşamasında duruşmaya katıldığı gözetildiğinde lehine duruşma vekâlet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdareler Vekilinin Temyiz Yönünden;
Davalı idareler vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,
B. Davacılar Vekilinin Temyizi Yönünden;
Davacılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (C) harfi ile gösterilen bendinin (3) numaralı alt bendinin tümüyle hükümden çıkartılmasına, yerine “Davacılar vekilinin istinaf aşamasında duruşmaya katıldığı gözetildiğinde 11.000,00 TL ücreti vekâletin davalı idarelerden alınarak davacı tarafa verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idarelerden peşin alınan temyiz haçlarının Hazineye irat kaydedilmesine, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.