"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/125 Esas, 2023/864 Karar
DAVA TARİHİ: 10.12.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/434 Esas, 2022/549 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ve ecrimisilin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup, bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.
Hükmedilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığından ecrimisil bedeli yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idarenin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası için gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Tokat ili, ... ilçesi, ... köyü 102 ada 8 parsel sayılı taşınmazın...Gölü'ne sınır olup...Gölü koruma sahasına dahil edildiğini, koruma sahası içinde kaldığından drenaj kanalı yapılamadığını,...Gölü'nün su tutma kapasitesinin artması sebebiyle yılın büyük bölümü su altında kalacak şekilde göle dahil edilmiş ve tarımsal faaliyette bulunulmasına engel olunduğundan şimdilik 10.000,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının ve yine değerin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizi ile birlikte davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parselin halihazırda tarım arazisi olarak faal bir şekilde kullanıldığını, davacının taşınmazında tarımsal faaliyette bulunmasına engel olacak hiçbir iş ve işlem tesis edilmediğini, taşınmazda tarımsal faaliyette bulunmasında mevzuattan kaynaklanan herhangi bir kısıtlamanın bulunmadığını, taşınmazda tarımsal faaliyet yapılamamasında müvekkiline yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatı ve ecrimisilin davalı taraftan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili idareye husumet yöneltilemeyeceğini, hükme esas rapordaki verilerin hatalı olduğunu, davaya konu parsele ve göle kurumlarınca herhangi bir müdahalenin yapılmadığını beyanla istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamından davaya konu taşınmazın...Gölü yaban hayatı geliştirme sahası içerisinde yer aldığı ve yine göl havzası koruma sahası içerisinde yer aldığı, gölün içerisindeki su miktarının arttırılması nedeniyle davacının sahibi olduğu taşınmazın bir kısmının çalılık (sazlık) hale geldiği ve dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere üzerinde tarım yapılamaz hale geldiği, bu şekilde el atma olgusunun gerçekleştiği kabul edilmiştir. Dava konusu taşınmazın göl havzası koruma sahası içerisinde yer aldığı bu sahanın sorumluluğunun da Tarım ve Orman Bakanlığına ait olduğundan husumetin davalı bakanlığa yönetilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır. Kaldı ki davaya konu taşınmaza komşu taşınmaz ile ilgili aynı sebebe dayalı olarak açılan davada Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/209 Esas, 2018/222 Karar sayılı kararı ile aynı sebepten davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, alınan kararın temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2019/45 Esas, 2019/18494 Karar sayılı kararı ile husumet hususu yerinde bulunup, karar düzeltilmek suretiyle onanmıştır. Dolayısıyla eldeki davada husumetin davalı bakanlığa yönetilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamış, sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik olmadığı, kapitalizasyon faizinin % 4 olarak belirlenmiş olmasının taşınmazların bulunduğu yöre ve bu yöreden Yargıtay 5.Hukuk Dairesine intikal eden dosyalardaki Yargıtay uygulaması dikkate alındığında isabetli olduğu gerekçeleriyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi isabetlidir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmazın el atılan ve krokide A harfi ile gösterilen 8.866,03 m²lik kısmının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken, sehven taşınmazın tamamının yüzölçümü yazılmak suretiyle tapu kaydının iptaline karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının; (1) numaralı bendindeki “15.976,15” sayısının hükümden çıkartılarak yerine “8.866,03” sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.